BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  MEDYA

Akit yazarı Gülen ve Erdoğan'a yalvardı

O iki arada bir derede kalanlardan. 'Bitaraf' olduğu için de başına geleceklerden endişeli. Yeni Akit'in yazarı işte bu duyguyla yalvardı.

Abone ol

İNTERNET HABER - AK Parti ile Cemaat arasındaki savaşta herkes tarafını seçmek durumunda kaldı. Bir de 'bitaraf' olanlar var ki onların işi zor...

Yeni Akit'in yazarı İbrahim Bektaş, bugünkü yazısıyla o isimlerden biri olduğunu ilan ediyor. Ne Cemaatten ne de AK Parti'den geçemeyen yazar, oturup Gülen ve Erdoğan'a yakarış dolu bir yazı döşenmiş.

Kendi durumunu "Benim gibi milyonlarca vatandaşımız. Bitaraf kalan bertaraf olur sözünün akıbetine uğramamak için çırpınıyor" diyerek özetleyen Bektaş, günün en ilginç yazısına imza atmış.

İşte Bİ TARAF yazarın çağrısı

SAYIN BAŞBAKANIM, SAYIN GÜLEN HOCAM:
BU SİZE SON ÇAĞRIMDIR!...

"Her seferinde Türkiye'yi yönetenlerin basiretleri ve muhataplarının aklıselim davranışı ile püskürtülen münafık fırtınası, bu defa "dershaneler üzerinden kasırgaya döndü.
Tekne su almaya ve alabora olmaya başladı.
Herkes, karşıdakini dinlemeden, gözleri kapalı tetiğe bastı.
Çözüm üzerinde düşünenler ise bir kaşık suda koparılan fırtınalar arasında cılız kaldı.

BİTARAF OLANLARIN AKIBETİ NE OLACAK?

Artık dershaneler kapatılsın diyenler, cemaat hatta din düşmanı, kapatılmasın diyenler de azılı hükümet ve AK Parti karşıtıydı. Oysa milyonlarca İnsanımız, hem dershanelerin kapatılmasına akılcı gerekçelerle karşı çıkıyor, hem de AK Parti'yi kurulduğu günden beri şansız destekliyor.
Ve benim gibi milyonlarca vatandaşımız.
*Bitaraf kalan bertaraf olur sözünün akıbetine uğramamak için çırpınıyor.

SAYIN GÜLEN HOCAM!

Peki bundan sonra ne olacak? Benim taraflara çağrım şudur; Sayın Gülen Hocam,
Sayın Hocam, konuya el atın, durdurun bu kör dövüşünü. Kırıp dökmeden, diyalog ve hoşgörü ortamı içerisinde çözülmeyecek mesele olmadığını sizden öğrendik. Hükümete bu şekilde muamele edilmesine razı olamazsınız. Aksi takdirde sadece hizmet değil, millet te kaybedecek.
Lütfen durdurun bu taarruzu...

Sayın Başbakanım, "Beraber yürüyelim bu yollarda" dediğinizde çağrınıza tereddütsüz "evet" denilmedi mi? Türkiye için bir şans olduğunuz her zaman en üst seviyeden ifade edilmedi mi?

12 Eylül referandumuna, "bir kişi yirmi kişiyi ikna etmeli, mümkünse mezardakiler de kaldırılarak oy kullandırılman" denilerek kapı kapı dolaşılıp destek olunmadı mı?
En son seçimde "1 oy İçin 5000 dolar harcanarak ta okyanus ötelerinden insanlar Türkiye'ye gönderilmedi mi?

Daha önümüzde üç kritik seçim varken, Gezi zihniyeti ininden çıkmak ve zehrini kusmak için ellerini ovuştururken, bir orta yol bulunamaz mı?

(...) Sayın Başbakanım, Sayın Hocam, lütfen çevrenizdeki çıkarcılara fırsat vermeyiniz. İyi gün dostlarına itibar etmeyiniz. Aklın yolu da akıllıların yolu da bir (1) olduğuna göre, Bu kavga niye? Şu meşhur "kazan-kazan" metoduna ne oldu? Ne olur. Gezi'de "devrilen çamlar" dershanelerde yeşermesin. Ve ne olur bu defa da şer odakları sevinmesin...