Akıllara zarar bir ihale!

Öyle bir ihale ki... Tam da yerel seçimler arefesinde. Hem de İstanbul'da. Deli gibi para kazandıracak ihalenin bedeli şoke edici...

İNTERNETHABER

İstanbul şu günlerde bir garip ihaleye hazırlanıyor. İhale İstanbul’a milyarlarca Dolar zarar verirken, birilerine de en az o kadar kazandıracak... Zira  tüm İstanbul'un LED ekranı reklamları sadece 600 bin TL'ye ihale edilecek.

Bu ekranların sadece bir tanesinden beklenen gelir ise 2 milyon dolar olarak hesaplanıyor. 10 LED ekranından gelecek para ise bir yılda en az 20 milyon dolar olacak.

600 bin TL veren yıllık 20 milyon dolarlık kıyak ihalenin sahibi olacak...

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, yerel seçimlerin arefesinde öylesine bir ihaleye çıkıyor ki, hukukçulara göre her satırında ciddi ihlaller var. Şurası kesin ki, ihalenin kime gideceği hazırlanan şartname ile adeta sipariş edilmiş. Denilen o ki bu adeste ilk başta belediyenin bir iştiraki olacak, ikinci adımda ise özel bir şirket...

YOK BÖYLE BİR RAKAM

İhalenin en dikkat çekici noktası tespit edilen bedel...
Tüm İstanbul'a kaplayacak LED ekranları için belirlenen rakam sadece 600 bin TL...
Ne var bu rakamda demeyin...
Zira sadece Metrocity'nin yıllık bedeli 400 bin dolar ediyor.
Bu rakam gözönüne alındığında ortaya çıkan fark akıllara zarar!

ADRESE TESLİM Mİ?...

İşin püf noktasına gelince...
İhalede bir şart var...
Bu işi alacak firmanın cirosunun 50 milyon olması isteniyor.
Kafa karıştıran nokta da burası...
Neden 600 bin TL'lik iş için 50 milyon cirolu firma isteniyor?
Söylenenlere göre bu şartnamenin adrese teslimdeki püf noktası.

FİYAT FARKI DUDAK UÇUKLATIYOR... 600 BİN TL VEREN YILDA BAKIN NE KADAR KAZANÇ ELDE EDECEK...
HABERİN DEVAMI... 

BU FİYAT FARKI NEYİN NESİ!

İstanbul’daki 10 LED ekrana istenen para 600 bin TL; sadece Metrocity için istenen para 400 bin USD (400.000*1.62=648.000 TL)Sadece Metrocity’deki tek ekranın değeri bile İstanbul’daki 10 LED ekrandan daha fazla... Hal böyle olup da ihale de bu rakamlarla gerçekleşince insan ister istemez bu işin altında ne var diye soruyor...

DÜNYADA RAKAMLAR NASIL?

Dünyadaki örneklerle ilgili olarak yaptığımız araştırmada, Avrupa’da sadece 1 meydandan elde edilen yıllık net karın 200 milyon EU (400 milyon TL) 10 meydana kurulacak 10 LED ekrandan elde edilecek net kar ise 2 milyar EU (4 milyar TL) civarında olabileceğini ortaya çıktı... Bunun 10 yıllık süreyle işletilmesi halinde 20 milyar EU (40 milyar TL) civarında bir rakama ulaşılıyor ki; bir kaç yıl içinde Türkiye’deki rakamların da bu rakamları yakalamaması işten bile değil.

İŞTE ADRESE TESLİM İHALE DEDİRTEN O ŞARTNAME...
HABERİN DEVAMINDA... 

İHALEDEKİ HUKUKA AYKIRILIKLAR VE ÇARPIKLIKLAR

İhale adı sanı duyulmamış Dokuz Sütun adlı bir gazetede “öylesine” yayınlandı. Böylece 600 bin TL'lik bu süper kıyak ihaleden kimselerin haberi olmadı. İhale için teklif verme süresi yarın bitiyor. İhale de 10 Şubat'da yapılacak.

ŞARTNAME 1 HAFTA KALANA KADAR VERİLMİYOR.

İhale şartnamesi, ilgilenen pek çok firmaya ihaleye 1 hafta kalana kadar verilmiyor... Zaten bu 1 haftalık süre de ihaleye katılmak isteyen firmaların yeterli hazırlık yapması için yeterli değil... İşte ihale ile ilgili hukukçuların saptadığı bazı “ilginç” maddeler:

-        İhale 10 yıl süreli olarak yapılıyor. Ancak Devlet ihale kanununun amir hükmüne rağmen ihale 10 yıldan uzun sürebilecek (İBB dilerse süreyi kısaltıp uzatacak).
-        Kanunda olmamasına rağmen yüklenici şirket 2.000.000 TL yatırım teminatı verecek. İBB istediği zaman bu bedeli iade edecek. Bu ekonomik sıkıntıda hangi şirket “bende para çok, al bu 2.000.000 TL’yi de, faizsiz olarak dilediğin kadar kullan” diyebilecek? Hem de sonu belirsiz bir yatırım için...
-        Yasa “şartnamede işin nev’i ve miktarı belirtilir” demesine rağmen, başlangıçta 10+10 adet olarak belirtilmiş olan ekran sayısının; ihaleden sonra yapılacak sözleşme ile kat be kat arttırılması mümkün olacak.

-        İhale sonrasında, ihaleyi kazanan yüklenici İBB’nin yazılı izni ile bu projeyi bir başka kişiye devredebilecek ve bu devir sırasında sözleşme şartlarında gerekli görülen değişiklikleri yapabilecek. Oysa ki kanunun 19. maddesi şartnamenin ilanından sonra hiçbir değişikliğe izin vermiyor.
-         İBB sözkonusu şartname ile ihaleyi kazanacak yükleniciye milyonlarca TL’lik vergi muafiyeti getirmeyi de ihmal etmiyor. Şartnamenin 28. maddesi gereği yüklenici, belediye gelirleri yasasındaki ışıklı reklam tabelası vergisinden muaf tutulacak.

- İBB muhammen bedel ve gerekli teminatı 10 yıllık bir sözleşmeye rağmen yıllık hesaplayarak ciddi bir kamu zararının önünü açıyor. Peki neden bu hesaplama? Zira belediyeler belli rakamları aşan ihaleleri Resmi Gazete ile duyurmak zorunda... Ancak bu ihalenin Resmi Gazete’de duyurulması yerine yıllık gelir üzerinden göstererek Dokusütun adlı yerel gazetede duyurulmasının yolu açılıyor. Pek çok reklam firması ihaleyi öğrenemiyor bile... Yine bu yolla da geçici teminat olarak 10 yıl üzerinden hesaplanmak yerine ihaleye yıllık bedel üzerinden teminat hesabı şartnameye yerleştirilmiş.

-        Şartnamenin 9. maddesi ihaleye katılabilme koşullarını düzenliyor. Bu maddeye baktığınızda katılımcı olabilecek şirketlerin adresleri çok daha net bir şekilde karşımıza çıkıyor. Zira, isteklinin yıllık toplam cirosunun net 50.000.000 TL’nin üzerinde olması zorunluluğu konmuş. Bu rakamın da vergi dairelerince onayı talep edilmekte. Yani, bu da bırakın 2008’i, 2007 cirosunun en az bu tutarda olmasını gerekli kılmakta. Açıkhava reklam sektörüne baktığınızda, Türkiye’de bu pazar payını aşabilecek şirket sayısı en fazla 2 ya da 3... Oysa, 12.04.2007 tarih ve 969 sayılı Belediye Meclis kararına göre yapılan bu ihalenin Açıkhava reklamları da yapılmasını kapsayacağı için bu işi yapan şirketlerin katılımı ile gerçekleşmesi öngörülmüş. Ancak bu ciro uygulaması, sektörün neredeyse tamamını kapı dışı tutmaktadır.

-        Şartnamenin en ilginç tarafı ise kendi içinde bir B planının olması. Örneğin, İBB gerek gördüğünde projeyi, ihaleyi ve kontratı feshedebilecek. Yine gerek gördüğünde, çalışmaları bahane ederek sözkonusu ekranların yer değişimini veya kaldırılmasını talep edebilecek ve hiçbir tazminat yükümlülüğünde bulunmayacak. Başlangıçta yüzde 20 olarak belirlediği “ücretsiz kullanım” süresini dilerse iki katına çıkartarak reklam potansiyelini daraltabilecek. İşte bu yollar da her türlü önleme rağmen olur da aradan bir firma sızıp da yüklenici sıfatına haiz olursa onu ihaleyi aldığına pişman etmeyi mi amaçlıyor acaba?

Bu ihalenin bir başka ilginç yanı da ihaleden birkaç gün evvel istekli firmaların dosyalarını verecekleri ve ihale saatine kadar bu dosyaların incelenerek (didik didik edilerek) yeterlilik veril(mey)eceğinin belirtilmesi ve bu bilginin de ihale anına kadar hiçbir geri bildirimde bulunmayarak gizlenmesi. Sözkonusu yeterlilik için istenen belgelerin türleri ve miktarları, ihaleye katılmak isteyen firmaların bu sürede yetiştirmelerini olanaksız kılıyor. İhalenin ayrıcalıklı firmaları bile son birkaç aylarını bu belgelere sahip olmakla geçirmişler...

Elbette bunlar iddialar...
10 Şubat'a bir şey kalmadı...
Bekleyip ihaleyi kimin aldığını göreceğiz...