BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  DÜNYA

Akil İnsanlar Bitlis’te

Bitlis’in Tatvan ilçesine gelen Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Bölgesi Grubu, köy ziyaretlerinde bulunarak STK temsilcileri, kanaat önder...

Abone ol

Bitlis’in Tatvan ilçesine gelen Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Bölgesi Grubu, köy ziyaretlerinde bulunarak STK temsilcileri, kanaat önderleri, aydınlar ve bölge halkıyla bir araya geldi.
Düzenledikleri toplantılarla vatandaşlara bir yandan çözüm sürecini ve sürecin ülkeye katacağı güzellikleri anlatan heyet, bir yandan da bölge insanının sorunları ve çözüm süreci için çözüm önerilerini ve taleplerini dinledi.
Düzenlenen toplantılar sonunda açıklamalarda bulunan Akil İnsanlar Heyeti Doğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Can Parker, okun artık yaydan çıktığını söyledi. Gerek yaptıkları gezi ve ziyaretlerden gerekse en yakın çevrelerinden dinledikleri hikayelerden bölgenin çektiği acıları anladıklarını belirten Parker, “Bugünkü süreç içinde hepimizin dikkat etmesi gereken bazı şeylere dikkatinizi çekmeyi ve siyasal gerçekçiliği aklımızın bir yerinde tutmamızın gerekliliğini vurgulamak istiyorum. Bu Akil İnsanlar sürecini Türkiye’de yeni bir dönemi açma dönemi olarak nitelendiriyorum. Artık devlet veya siyasetçiler önemli bir şey yaparken halkın fikrini almak ve halkın görüşlerini duymak istiyor. Bu bir defa başlamıştır. Ok yaydan çıktı. Dolayısıyla bundan sonra Türkiye’de demokratik katılımın an hızıyla ilerleyeceğine inanıyorum. Bu süreç bize bunu kazandırdı. Barış süreci veyahut çözüm süreci ile ilgili olarak şunu vurgulamakta yarar var. Çözüm sürecinin sonunda, yani artık silahların konuşmadığı, savaş yerine siyasetin yer aldığı bir noktada Türkiye’de demokratikleşme başlayacaktır çünkü bugüne kadar demokratik haklarınızın verilmemesinin en önemli nedeninin güvenlik olduğunu söylediler. Güvenlik sorunu kalktıktan sonra hep beraber yeni bir demokratikleşmenin mücadelesine başlayacağız. Yani barış sürecinin sonu demokratikleşmenin başlangıcı olacaktır. Aynı anda ikisi bitmeyecek. Yani yıllarca gelen bu insanlık mücadelesi bu kadar kısa sürede bitmez. Burada hepimize çok iş düşüyor" diye konuştu.

“DEVLETTEN MAAŞ ALMIYOR, AKSİNE FEDAKARLIK YAPIYORUZ”
Heyet üyelerinden Hak İş Konfederasyonu Başkanı Mahmut Arslan, Akil İnsanlar olarak yaptıkları görev itibarıyla devletten maaş almadıklarını, aksine karşılıksız bir şekilde sadece barış ve kardeşliğin sağlanması için fedakarlık yaptıklarını söyledi.
Heyette Hak-İş Konfederasyonu adına bulunduğunu ve burada Hak-İş’i temsil ettiğini ifade eden Arslan, “Akil İnsanlar olarak adlandırılan ancak barış elçisi olarak tanımladığımız heyetin tüm üyelerinin dünyaya bakışları, yaşam tarzları, dünya görüşleri farklı. Ortak tek amacımız var, o da barışı kalıcı hale getirmektir. O nedenle akil insanlarla ilgili, ’Devletten maaş alıyorlar, şu kadar para alıyorlar’ gibi ifadeler gerçeği yansıtmamaktadır. Buradaki her arkadaşımız kendi yaptığı işten fedakarlık yaparak gelmiştir. Bu nedenle bu tür deforme bir anlayışa karşı insanları doğru bilgilendirmemiz gerekiyor. Biz akiller olarak taleplerinizi almaya geldik. Sizin bölgede yaşadığınız acıları, yaşanan trajedileri, yıllarca devam eden sorunlarınız sizden dinlemeye geldik. Burada sizin ağzınızdan dinlediklerimizi bir rapor halinde Başbakanlığa ileteceğiz. Bizim hiç birimiz ne devlet adına ne hükümet adına ne de AK Parti adına görevliyiz. Biz kendi adımıza ve bağımsız olarak bize verilen teklif adına buradayız. Dolayısıyla bizim duruşumuz, bizim misyonumuz Türkiye’nin her yerindeki Türkiye halkının bu sürece bakış açısını görmektir. Gelecek için umutlu olmanız bizi heyecanlandırdı. Umarım gelecek çatışmasızlık sürecini devam ettirdiği bir süreci getirecek. Aydınlık gelecek hepimizin olacak” şeklinde konuştu.

“KÜRTLER BU FİRAVUNİ SİSTEMİN MAĞDURU OLDU”
Heyet üyelerinden Abdurrahman Kurt da yıllardır ülkede yaşayan herkesin zulme uğradığına dikkat çekerek Kürtlerin bu firavuni sistemin mağduru olduğunu söyledi.
Yaşanan süreçte herkesin emdiği sütün burnundan getirildiğini ifade eden Kurt, “Ulus devletler yerini bölgesel devletlere bıraktı. Kürt nüfusunun yüzde 60’ı batıda yaşıyor. Herkesin eşit olması gerekiyor" diye konuştu.
Heyet üyelerinden Zübeyde Teker ise, başlatılan sürece katkı sağlayarak geleceğin teminatı olan çocuklar için onurlu bir miras bırakmaları gerektiğini söyledi. Teker, ”Bu mücadele ve özgürlük için her birimiz canımızdan bir parça kaybettik ve her birimiz hayallerimiz erteledik ama bizden sonraki kuşaklar, çocuklarımız bunları yaşamasın diye onlara bırakacağımız tek şey onurlu barış miras etmektir" diye konuştu.

“DEMOKRATİK BİR TÜRKİYE KURULMASI İÇİN SİLAHLAR BIRAKILDI”
Heyet üyesi Ayhan Ogan ise başlatılan süreçte demokratik bir Türkiye kurulması için silahların bırakıldığına vurgu yaparak şöyle konuştu:
“İster Müslüman olalım, ister başka bir inanç sistemine mensup olalım, ister Türk olalım, ister Kürt olalım, ister Alevi olalım, ister Hristiyan olalım, yani bu toplumda kim varsa herkes için uzlaşma zemini, adaletli bir devleti, demokratik hukuk devletini yeniden inşa etmek. Bunu beraberce yapacağız. Bugüne kadar nasıl direndiysek aynı hukuk sistemi içerisinde direnişimizi sürdürecek ve geleceğimizi beraberce inşa edeceğiz. Adalet, özgürlük, demokrasi zemininde, bu mücadele gerçekleşecek. Eğer demokratik bir gelecek kuracaksak bunu Türkiye’nin tüm kesimleriyle kuracağız. Birbirimizi ikna edeceğiz. Yoksa birbirimize taleplerimizi dayatarak kuramayız. Bu cumhuriyet tarihi boyunca yapılmış en büyük halk ankettir. Bu halkın direnci belirleyici olacak."

“REYHANLI’YA ATILAN BOMBA ANKARA’YA GÖNDERİLİYOR"
Türkiye’de yaşayan herkesin süreci birlikte başarıya ulaştıracağını vurgulayan Abdurrahman Dilipak, çözüm sürecinin hızla ve başarılı şekilde devam ettiği bu günlerde Hatay’ın Reyhanlı ilçesine atılan bombanın aslında Ankara’ya gönderildiğini savunarak, "Problemlerin asıl müsebbibi de o derin devlet. O derin devlet, iktidarın başındaki adamı devirmek için 22 suikast planlıyor. Daha dün Reyhanlı’ya atılan bombalar aslında Ankara’ya gönderiliyor. Ankara’ya gidiş yolu olmadığı için Hatay’a gönderildi. Birlikte kazanacağımız tek bir zaferimiz var. Bu adaletin, barışın, insanlığın, adaletin zaferi olacak. Benim varlığım tüm mazlumların varlığına armağan olsun. Allah’tan korkmadık, zalimlerden korktuk. Hakkımızdaki hükmü değiştireceğiz. Gözyaşımız ve kanımız üzerinden kimse servetine servet katamaz" ifadelerini kullandı.
(İHA)