BIST 9.998
DOLAR 32,36
EURO 34,87
ALTIN 2.401,69
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

AK Parti meğer en solcu partiymiş!

Türkiye'nin yeni sol partisi olma iddiasındaki Sosyal Demokrat Parti iktidar yolunu AK Parti'yi örneğiyle açıkladı.

Abone ol

Türkiye'nin yeni sol partisi olma iddiasındaki Sosyal Demokrat Parti (SODEP) iktidar yolunu AK Parti'yi örneğiyle açıkladı. 

SODEP'in "AK Parti gibi misyon hissiyle çalışacağını" söyleyen SODEP Genel Başkanı Hüseyin Ergün, Türk soluna da göndermelerde bulundu:

"CHP sosyal demokrat değil. Diğer partilerde de bu misyon hissi yok. Bizde bu duygu var"

1983'te Erdal İnönü tarafından kurulan SODEP'in adını alan, ancak tüzel kişilik olarak bu partiyle alakası olmayan SODEP'in Genel Başkanı Ergün, eski TİP'li ve solun gençlik liderlerinden. 1971'de sola yönelen baskı dönemi sırasında 3 yıl hapis yatan Ergün, Türkiye'nin gündemiyle ilgili Milliyet'e şu değerlendirmelerde bulundu:

CHP SOLCU DEĞİL

CHP, tarihinin hiçbir döneminde hiçbir zaman sosyal demokrat bir parti olamadı. CHP, cumhuriyetçi bir partidir. 1965'te seçim yenilgisine uğrayınca İsmet Paşa, 'Ortanın solundayız' dedi. Bülent Ecevit de, 1970'lı yıllarda popülist bir sol söylem kullandı. Komünizme karşı bir bariyer arayışı da bunda etken oldu. Kemal Kılıçdaroğlu ise çok samimi bir biçimde CHP'nin ideolojisinin olmadığını söyledi.

KALKINMACI OLMAYAN SOLU ÇÖPE ATALIM

Bugün koşullar Ak Parti'yi tek parti haline getirdi. Bu şartlar Türkiye'de muhalefet bunalımı yaratmaktadır. Bir demokrasi için en büyük bunalım muhalefet bunalımıdır. CHP, özgürlükçü ve eşitlikçi olamadı. Son seçimdeki propagandalarında bir tek kalkınma projesi yoktu.
Üretimi artırmayı düşünmeyen bir parti, tatmin edici bir bölüşüm de yapamaz. Artık kalkınmacı olmayan bir sol anlayışı çöpe atmak gerekir. CHP, özünde hep bir asayiş partisi olarak kaldı. Biz Ak Parti ile karşı ağız dalaşı içinde olmayacağız. Kalkınma, ekonomi ve özgürlükler konusunda muhalefet yapacağız.

PKK'NIN LİDERLERİ BARIŞI İSTEMİYOR

İktidarın yanı sıra CHP, MHP ve BDP, Kürt meselesinde tıkanmışlardır. 28 yıldır süren bir Kürt ayaklanması var. Şunu görmek lazım; iki taraf savaşın bitmesini istemiyor. PKK'nın yönetici elitleri de, asla bir barış istemiyorlar. Savaş biterse ne olacaklar? Bunun kaygısını taşıyorlar. Seçime girip kazanabilecekler mi? Liderliklerini nasıl sürdürecekler. Onun için zaman zaman mızıkçılık yapıyorlar.

YEREL YÖNETİMLER GÜÇLENDİRİLMELİ

Devletin tek taraflı olarak yapabileceği şeyler var. Bir, hak basamaklarının önündeki engeller toptan kaldırılır. Biz iktidara gelirsek bunu yapacağız. Kürtlerin tüm hakları tanınmalı. İkincisi güçlendirilmiş yerel yönetimlere geçmektir. 1921 anayasasında tarif edildiği gibi insanların günlük hayatlarını ilgilendiren konular yerel yönetimler tarafından yürütülür. Dış politika, dış güvenlik ve yargı gibi alanlar merkezi yönetime bırakılır. Eğitim ve sağlıkta ise merkez standart belirler, yerelde uygulama yapılır.

ÖRGÜT KENDİNİ TASFİYE ETMEK ZORUNDA KALACAK

TSK, PKK ile savaşında yorulmuş ve içindeki bir bölümü de çürümüştür. TSK'yı bu savaştan çekmek gerekir. Onun yerine hükümete bağlı, provakasyon yapma ihtimali daha az olan iç güvenlik güçleri görevlendirilmelidir. Yoksa provakasyonlar bitmez. Askerler buradan güç kazanıyor. Kandil'e atılan her bomba Kürtleri PKK etrafında toplamaktadır. Bizim yapacağımız, halkın PKK'nın etrafından çekilmesini sağlamak olacaktır. Hakların sağlandığı bir ortamda PKK barış masasına kendisi oturacaktır.

SİLİVRİ BOŞALTILSIN

Türkiye, 1960 öncesinden bu yana bir askeri darbeler ve darbe hazırlıkları ortamı içerisindedir. 1960 darbesi, sabah erken kalkan her subayın darbe yapma hevesini kamçıladı. Atatürkçü tanınan popüler insanların yaşamları hep tehdit altında oldu. Neden? Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Cahit Tütengil, Necip Hablemitoğlu'nu kim öldürdü? 'Bu ülkede artık böyle yaşanılmaz' duygusu hep provakasyonlarla oluşturulmak istendi.

Ergenekon davası, Türkiye'de darbe hazırlıklarına karşı başlatılmış bir hukuki süreçtir. Bu dava sonuna kadar götürülmelidir. Bu ve benzeri davalar nedeniyle şu an darbecilik Türkiye'de prim yapan bir şey olmaktan çıkmıştır. Darbe meselesi de artık Türkiye'de bitmiştir. Bu davada yargılanan herkes ama herkes tutuksuz olarak yargılanmalı. Bu mahkemeler özünde siyasi mahkemelerdir. Demokratik bir ülkede tutuklu olarak siyasi yargılama olmaz. Siyasi rakibinizi yargılıyorsunuz. Bütün Ergenekon. Balyoz tutukluları salıverilsin. Yargılama tutuksuz olarak devam etsin. Bunlar intikam mahkemelerine döndü. Demokrasilerde özel mahkeme olmaz. Ben 1971'den sonra üç yıl hapiste yattım. Başbakan, saray gibi yerde hapis yattı. Bugün tutuklu olarak insanlara çile çektirilmemeli.

DERVİŞ'İN POLİTİKALARINI DEVAM ETTİRDİLER

Ak Parti ekonomide başarılı oldu. İlk başta iktidara geldiklerinde IMF programlarını terkedecekleri. Kamel Derviş'in politikalarını bırakacakları beklentisi vardı. Ama tersine bu politikaları uyguladılar, devam ettirdiler ve üstüne yeni önlemler aldılar. Popülist ve hayalci davranmadılar. Karoyyolları, THY, demiryolu politikalarını başarılı buluyorum. Bir hizmet misyonu duygusu içinde çalışıyorlar. Diğer partilerde bu misyon hissi yok, CHP'de yok. Bizde bu duygu var.

Merhamet duygusu ile harket ediyorlar. Bu geri döneme ait ve karşılığında minnete neden olan bir yaklaşım. Biz merhamet yerine hak duygusuna dayalı sosyal politikalar üzerinde duruyoruz.