BIST 9.717
DOLAR 32,55
EURO 34,94
ALTIN 2.443,45
HABER /  GÜNCEL

AK Parti kulislerinde konuşulan anket sonucu bildiğiniz gibi değil!

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve ARGE Başkanı Nükhet Hotar başkanlığında GENAR'a yaptırılan Kutuplaşma ve Uzlaşma Araştırması sonuçlarını Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi bugünkü köşesinden yazdı.

Abone ol

AK Parti'de yeni anayasa ve referandum sürecinde yaptırılan Kutuplaşma ve Uzlaşma Araştırması sonuçları oldukça çarpıcı.

Hürriyet gazetesi yazası Abdülkadir Selvi'nun bugünkü köşesinde yazdığı anket sonuçlarına göre, Türkiye'de kutuplaşma değil uzlaşma ve ortak değerler ön plana çıkmış durumda. Suriye ve Irak'ta yaşanan mezhep temelli savaşın Türkiye'ye de sıçrayacağı yönündeki endişeler de anket sonuçlarıyla çürütülmüş gibi görünüyor. 

Toplumu etnik kimlik üzerinden tanımlayanların orası yüzde 1.4, mezhep kimliği üzerinden tanımlayanların oranı ise yüzde 0.9 çıktı.

Abdülkadir Selvi'nin köşesine taşıdığı anket sonuçlarındaki detaylar şöyle:

"Anayasa değişikliği Meclis’ten geçti. Artık söz millette. Nisan ayında sandık başına gideceğiz.

“Toplum Kürt-Türk, Alevi-Sünni, sağcı-solcu diye ayrıştı. Şimdi de Evetçiler–Hayırcılar olarak kutuplaşacağız” şeklindeki değerlendirmelere tanık olacağız.

Gerçekten kutuplaştık mı?

Türk toplumu karpuz gibi ikiye ayrılmış, her konuda kutuplaşmış bir toplum mu?

Partilerin, referandum stratejilerini oluştururken İhsan Aktaş’ın başkanı olduğu GENAR tarafından yapılan, ‘Kutuplaşma ve Uzlaşma Araştırması’na bakmasında yarar var.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve ARGE Başkanı Nükhet Hotar başkanlığında yaptırılan araştırmanın sonuçları ön kabullerimizi altüst edecek cinsten.

Ekim ayında tamamlanan araştırma 27 ilde 3 bin 650 kişi üzerinde yüz yüze görüşme yöntemiyle yapılmış. Toplum iki küme olarak ele alınmış.

1. küme milliyetçi, muhafazakâr, dindar, eğitim düzeyi daha düşük, daha genç.

2. küme Atatürkçü, demokrat, milliyetçi, eğitim düzeyi daha yüksek, daha yaşlı.

Ortak değerlerle ilgili araştırmada çıkan bir sonuç, Atatürkçülük tartışmalarına farklı bir boyut getirecek cinsten. Deneklerin yüzde 24.5’i kendini milliyetçi, yüzde 20.1’i muhafazakâr olarak tanımlarken, Atatürkçü olarak tanımlayanların oranı 20.0 çıkıyor.

Araştırma sonuçlarının raporlamasında, “Siyasi kimlik tanımlamalarında ‘milliyetçilik’ ve ‘muhafazakârlık’ ilk defa Atatürkçülüğün önüne geçmiştir” deniliyor.

ORTAK DEĞERLER ÖN PLANDA

Tam da referanduma göre, AK Parti ve MHP’den oluşan sağ seçmen ile CHP ve HDP’nin oluşturduğu sol seçmen analizi yapılmış. Sağ seçmen kendine en yakın lider olarak Recep Tayyip Erdoğan’ı görüyor. Binali Yıldırım ve Devlet Bahçeli onu takip ediyor.

Sol seçmende ise iki başlılık var. Kemalistler Kemal Kılıçdaroğlu diyor, sosyalistler Selahattin Demirtaş. 15 Temmuz’da ön plana çıkan ama referanduma ışık tutacak bir sonuç var: Seçmenlerin önemli bir bölümü milli birliğin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın etrafında güçlendirilmesini istiyor.

Kutuplaşmayla ilgili başlıklarda ise, ön kabullerimizi yıkacak bir sonuç var; kutuplaşma değil tam aksine ortak değerler ön plana çıkıyor. Yüzde 25’le milli ve manevi değerler ilk sırada geliyor. İkinci sırada ise yüzde 24.9’la Türkiye vatandaşlığı. Onu yüzde 23.6’yla din birliği izliyor. Toplumu etnik ve mezhepsel kimlik üzerinden okumaya çalışanları hüsrana uğratacak bir sonuç var. Etnik kimlik 1.4, mezhep ise 0.9 çıkıyor. İslam dünyasının etnik köken ve mezhep savaşlarıyla kavrulduğu bir dönemde 1.4 ve 0.9 oranları çok kıymetli.

İSTEDİĞİM GİBİ GİYİNEBİLİYORUM

GENAR, kutuplaşma tezi adına öne sürülen örneklerin toplum algısıyla örtüşüp örtüşmediğini de araştırmış. Kutuplaşma cephesindekilerin bir kez daha düşünmelerini gerektirecek sonuçlar çıkmış. ‘İstediğim gibi giyinebiliyorum’ diyenlerin oranı yüzde 76.9’a çıkarken, hiç katılmıyorum, kısmen katılmıyorum, katılmıyorum gibi seçenekleri işaretleyenlerin oranı 23.1’i gösteriyor.

‘Düşüncemi özgürce ifade ediyorum’ diyenlerin oranı 68.7 olarak çıkıyor, katılmayanların oranı ise 31.3 olarak çıkıyor. ‘Yaşam tarzımın tehdit altında olduğunu düşünüyorum’ diyenlerde ilginç sonuçlar var. Yüzde 31.3 hiç katılmıyorum, 29.4 katılmıyorum, 17.7 kısmen katılıyorum, 13.9 katılıyorum derken kesinlikle katılmıyorum diyenlerin oranı 7.7’de kalıyor.

‘Dini ve etnik aidiyetimi belli etmekten çekiniyorum’ diyenlerde farklı sonuçlar çıkıyor. Hiç katılmıyorum 32.8, katılıyorum 29.2, kısmen katılıyorum 18.1, katılıyorum 13.1 olurken kesinlikle katılıyorum diyenler 6.9’da kalıyor.

HER ÜLKEDE OLDUĞU KADAR

‘Siyasi düşüncemi açıklamaktan korkuyorum’ diyenlerin oranlarını vereceğim. 30.4 hiç katılmıyorum, 28.4 katılmıyorum derken, 19.8 kısmen katılıyorum diyor. Katılıyorum ve kesinlikle katılıyorum diyenlerin oranı ise 14.1 ile 7.3 çıkıyor.

Araştırmadan çıkan sonuçlar, toplumda kutuplaşma olduğu iddiasını desteklemiyor. Siyasal ayrışma her ülkede olduğu kadar. Korkular üzerinden yapılan siyaset ise kutuplaşma algısını besliyor ama kutuplaşmıyor, bütünleşiyoruz.