BIST 10.215
DOLAR 32,20
EURO 35,06
ALTIN 2.462,03

Ahmet Şenol’un “Halk Kültürü ve Etnografya Terimleri Sözlüğü”üzerine

Ahmet Şenol, Etnoğrafya, halk kültürü, müzikologlar, eser,folklor, çalgılari halk oyunları

Yazılarımızda belirtiyoruz, ünvanların kolay verilmesi ile özellikle müzik alanında “çalgı”da, “icra” da sınav vermek kolay olmadığı için herkes müzikolojiye kaçmaya başladı, böylece ünvanlı müzikologlar sayısı hızla arttı. Tabi burada genel kıstas eser değil, önce ÜDS  aşma, sonra makale, bildiri, konser/toplantı düzenleme  sayısına göre puan olduğu için, içeriğin ne olduğuna/neyi ortaya koyduğuna/neyi çözdüğüne  bakılmadı. Dolayısı ile ünvanlı müzikologlardan elle tutulur eserler, sorunlara çözümler ortaya getirilemedi. Ama, sanırsınız ki yüksek dağları onlar yaratmış!.. Elbette aralarında kendini aşmış arkadaşlarımızda var az da olsa, onların saygı duymada ayrı yeri var….Sistem önce Prof. luk için 2 yabancı dili bıraktı, sonra eser/kitap yayınını da…Hiçbir ülkede olmayan Y.Doç. çıkardı, ÜDS barajını getirdi, iş kördüğüm oldu, çözmeye de kimse yanaşmıyor, kaybeden bilim oluyor, ama kimsenin umurunda değil….Her ay farklı kalemler bu konuya değiniyor, ama heyhat!...

Geçen yazılarımızda belirttik, komşu ülkelerde akademik hayatın nasıl olduğunu…Anlayamıyoruz bizde neden olmadığını!...Bunları niçin yazdık? Değerli dostum, halk kültürü araştırmacısı, yazar  Ahmet Şenol bir eser göndermiş, (2013 Ankara)…Yıllarca eksikliği hissedilen ve müzik insanları için gerekli bir çalışma: Halk Kültürü ve Etnografya Terimleri Sözlüğü (Halk Kültürü  “Halk Oyunları-Giysiler-Halk Çalgıları” Etnoğrafya) Sn. Şenol’un unvan derdi de yok, ama bir halk kültürü sevdalısı, kendi cebinden bastırmış, o zaman değeri bir kar daha artmış…(Üniversitelerde görevli müzikologların dikkatine sunuyoruz…)

Kitabın Hazırlanma amacını yazar şöyle açıklıyor: Halk kültürü ürünleri, Türk kültürünün tarih içindeki görünümü, değişmesi ve gelişmesine paralel olarak değişim ve gelişim içinde olmuştur. Halk kültürü ürünleri, kendine özgü dünya görüşü ve değerler sistemine göre şekillenir. Kültüre bağlı olarak şekillenen her türlü birikim doğal olarak o kültürün bir parçasıdır. Türkler İslâmiyet’ten önce o günkü inanç sistemlerine, kültür ve geleneklerine bağlı halk kültürü ürünlerine sahiptiler. İnanç kültürü, kültür de halk kültürü ürünlerini etkilemiştir. Bugünkü halk kültürü ürünlerinde, eski inanış ve geleneklerin izlerini bulmak mümkündür. Türklerin İslamiyet’i kabul etmelerinden sonra halk kültürü ürünleri, İslamî renge bürünerek varlıklarını sürdürmüşlerdir. Yeni kültür gereği mitlerle örülü destan dönemi ürünler, İslamî öğelerle beslenerek yeniden yapılanmıştır.

İslamiyet öncesi çeşitli inanç sistemlerinden etkilenen Türkler, her kültürde olduğu gibi semavî bir dine geçerken, eski inançlarının bir bölümünü yeni dine taşıyıp onun kalıplarına uydurmuşlardır.

Türk halk kültürü, Anadolu’da geleneksel yaşamı sürdüren toplulukların yüzyıllar boyunca kendi dil, kültür ve beğenileriyle oluşturup yaşattıkları kültürün ortak adıdır.  Bu kültür, halkın duygu, düşünce ve beğenisiyle süzülerek günümüze gelmiş, toplum, insan ve doğa gerçeğiyle şekillenmiştir.

Orta Asya’dan gelip Anadolu’yu yurt tutan Türkmenler göç yollarında kültürleşme yoluyla kültür alışverişinde bulunarak bunları Anadolu’ya taşımışlardır. Taşınan Orta Asya halk kültürü, yeni yurt Anadolu kültürü ve İslamî kültür, yüzyıllar boyu süren kültürleşme sürecinde yoğrularak yeni bir Anadolu halk kültürü oluşturmuştur. Anadolu’ya gelenler, dokuz yüzyıl önce kendilerine özgü inanışlarını, törelerini, geleneklerini, sanatlarını da beraberlerinde getirmişlerdir.

Anadolu geçmiş zaman içinde çok sayıda kültürü içerisinde barındırmış çeşitli topluluklara yurt olmuştur. Bu kültürel miras Anadolu’ya gelen topluluklara aktarılmıştır. Bu kültür alış verişi sonunda halk kültürü, değişimini sürdürmüştür.  Böylece günümüzde Anadolu’nun halk kültürü yapılaşması ortaya çıkmıştır.

Anadolu, coğrafî konumu nedeniyle tarih boyunca Asya, Avrupa, Afrika, Mısır ve Mezopotamya kültür yollarının kesiştiği bir merkez olmuştur. Orta Asya’dan Anadolu’ya 9. yüzyıldan başlayarak küçük gruplar, 11.yüzyıldan itibaren büyük kitleler halinde gelmeye başlayan Oğuz ve Türkmen boyları, Anadolu’nun bugünkü kültürel yapısını oluşturmaya başlamışlardır. Bu tarihi süreçte Anadolu Türkleşmiş, Türkler de Anadolulaşmıştır. Türk kültürü tarih sürecinde kendine miras kalan kültürleri Türk kültür potasında eriterek kendi damgasını vurmuştur.

Halk kültürü ürünleri bir milletin millî kimliğini belirler, oluştukları toplumun ortak kabullerini alarak kendilerine özgü gelenek yaratır.

Her inanç sistemi, topluma uygun bir yapı kazanır. Kültür tarihi açısından temel süreç kültürleşmedir. Anadolu’da Türkler kültürel etkileşim içinde yeni bir kültürel kimlik kazanmışlardır. Türkler İslâmiyet kültür dairesine girdikten sonra yurt değiştirerek yeni yurtları Anadolu’ya geldiler. Yeni yurtta kültürün doğası gereği günlük yaşam ve değer yargıları da değişikliğe uğradı. Anadolu’da yaşayan kültür sentezi Türk kültür potasında eriyerek yeni bir alaşım oluşturdu.

Türkiye halk kültürü, yüzyılların deneyimlerinden süzülerek biçimlenmiş, kuşaktan kuşağa aktarılan bir değerler bütünüdür. Halk kültürü ürünleriyle yaşadıkları yöre arasında bir bağ vardır. Bu ürünlerin şekillenmesinde, tarihî ve kültürel mirasın önemli bir rolü vardır. Halk kültürü ürünleri halk arasında mayalanmış, halkın kültür yapısını belirleyen yaşadığı toplumun dokusudur. Halk kültürü ürünlerinin halkın ortak duygu ve düşüncelerini dile getirmeleri bakımından Türk kültürünün korunmasında, yaşatılmasında önemli işlevleri bulunmaktadır.

Halk kültürü, geçmişteki bir kültür, geçmişten günümüze gelmiş bir kalıp değildir. Yaşayan bir kültür topluluğunun bugünkü gereksinimini karşılayan bir sosyal kurumdur.

Anadolu’nun günümüzdeki evrensel değerler taşıyan özgün kültür yapısının oluşmasında Türkler ana etken olmuştur. Anadolu pek çok küçük kültürel çevreyi ve onların kültürel yapılarını içinde barındırmıştır. Bu kültür zenginliğini kesin çizgilerle birbirinden ayırt etmek mümkün değildir. Anadolu coğrafyasında iç içe yaşayan bu kültür zenginliği pek az ulusa nasip olmuştur. Bu bir kültür mozayiği değildir; yurt tutulan Anadolu coğrafyasında kültürlerin yarattığı alaşım, yeni bir Anadolu kültürüdür. Anadolu tarihi yönüyle çok köklü bir geçmişe sahiptir. Bu kültürel zenginlik halk ürünlerine yansımaktadır. Anadolu halk kültürü ürünleri, toplumsal yaşamda uyum sağlayıcı, birlikteliği pekiştirici, dayanışmayı arttırıcı özelliklerini sürdürerek belli bir işlev üstlenir. Bu ürünler tarihsel gelişim sürecinde Anadolu insanının sanatsal beğenisini belirleyen, estetik anlayışını sergiler.

Anonim ürünler, bireysel yaşantının toplumsal örnekleridir. Anadolu halkının dünya görüşünün yanı sıra estetik modelleri de halk kültürü ürünlerinde temsil edilir. Kültür çevresi değiştikçe toplumsal kuralları etkileyen köklü farklılık ve değişimler halk kültürü ürünlerine kademe kademe yansır. Halk kültürü, bir bölgedeki kültür ürünlerinin tümüdür.

Toplumun sosyo-ekonomik dinamiklerini ortaya çıkartmakta, milletin kültür birliğini sağlamaktadır. Temel özelliklerinden biri de yerelliktir.

Gelenekler, ilişkiler gibi, yerel özellikler taşıyan günlük yaşam zamanla çeşitli etkenlere bağlı olarak genel, yaşam içinde görülür. Bireysel yaşantının toplumsallaşmış örnekleri olan halk kültürü ürünleri çeşitli düzeylerde iletişim sağlama işlevini de yerine getirir.

Bazı halk kültürü ürünlerinde eski inanç sistemleri ve kültürlerinin ayin ve törenlerine ait pratiklerinin Anadolu’da yeni bir sentezle İslamî şekil ve ruha dönüştüğünü görüyoruz. Türk kültürü Anadolu’da şekillenirken, halk kültürü ürünleri de yeniden yapılanmaya başlamıştır. Büyük şehirlerin çevresinde oluşan üst kültür, mimaride, müzikte, edebiyatta yeni bir bakış açısı oluşturmuştur. Anadolu’da konar-göçer ve köy çevrelerinde İslâm kültürünün etkisiyle Orta Asya kültüründen farklı, fakat büyük şehirlerin etrafında oluşan üst kültürü de yakalayamayan bir kültür oluşmuştur. Konar-göçer kültüründeki halk kültürü ürünlerinde göçebe yaşamın ve doğal çevrenin etkisi görülür. Köy ve kasaba halk kültürü ürünlerinde çevrelerine ait özelliklerin varlığı dikkati çeker. Her toplumun kendine özgü bir yerleşim, doğa ilişkileri, üretim-tüketim biçimi vardır.

Halk kültürü, ülkeyi ayakta tutan en önemli güçlerden birisidir. Tanzimat, Meşrutiyet, Birinci Dünya Savaşı, Cumhuriyet Türk toplumunu ve günlük yaşamını hızlı değişim ve dönüşümlere uğratmıştır. Toplumsal yaşamda geleneksel yapı, yer yer çatlamağa, kırılmağa ve yerleşmiş değerler değişmeğe başlamış, geçiş dönemlerine özgü ikilemler ortaya çıkmıştır. Bu ürünlerin oluşmasında ve şekillenmesinde yörenin tarihî ve kültürel mirasının önemli bir rolü vardır. Yeni kültürleşme ve toprağa bağlı Anadolu ekonomisinin sanayi toplumuna geçişi sürecinde yöre insanının bu değişim ve gelişim karşısında sosyo-ekonomik konumu değişmiştir. Bu hızlı değişim ve gelişim geniş bir zaman boyutunda olmadığı için yeni yaşama biçimi Anadolu’da bir bocalama yaratmıştır. Farklı geleneklerin bir arada yaşaması halk kültürüne yeni bir boyut kazandırmıştır.

Milletleri diğer kültürlerden ayırt eden kültürel özelliklerin esası halk kültürüdür. Günümüz bir bilim ve teknoloji dünyası olarak kabul edilmektedir. Bilgi patlaması, bilimsel ve teknolojik alanda kaydedilen hızlı değişme ve gelişmeler nedeniyle, günümüz “bilişim” dönemi olarak kabul edilmektedir. Ekonomik ve teknik olguların belirlenmesi sonucunda neredeyse uluslar arasındaki sınırlar kaybolmuş, bilgiye ulaşmanın yanı sıra halk kültürünü etkileyebilecek olumsuz olgulara ulaşmak kolay hâle gelmiştir. Bireylerin iletişim ve etkileşim gereksinmeleri boyut değiştirmiş geleneksel değerler hızla kaybolmaya başlamıştır.

Türkiye, hızlı bir kültürel değişim ve gelişim süreci yaşamaktadır. Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçen toplumumuz, bu gün artık bilgi ve iletişim toplumuna geçiş aşamasındadır. Sanayi ve tarımın gelişmesi, ulaşım ve teknolojinin getirdiği yenilikler, iletişim halk kültürünü etkilemektedir.

Türkiye’de kültürel değişim gereği yaşama biçiminin değişmesi pek çok eski gelenek ve görenekleri de değişime uğratmaktadır. Yakın bir gelecekte farklı yörelerimizde otantik geleneksel nitelikleriyle üretilmekte olan halk kültürü ürünlerini, bunlara bağlı inanç, davranış ve değer yargılarının değişmesiyle bulamayacağız. Bugün geç kalmış sayılmayız. Toplumumuz her ne kadar hızlı bir kültürel değişimle karşı karşıya kalsa da eski ile yeni iç içe yaşamaktadır. Anadolu kültürünün otantik örneklerinin uzmanlar tarafından belirlenip halk kültürü müzelerinde saklanıp gelecek kuşaklara aktarılması zaman kaybetmeden hayata geçirilmesi gereken bir görevdir. Gelenekler içinde bulundukları çevrenin sosyo-ekonomik durumuna göre davranış kalıpları geliştirirler. Ulaşım ve teknolojinin getirdiği yenilikler yerel kültürü etkilemiştir.

Millî kültürün biçimlenmesinde de halk kültürünün önemi büyüktür. Bu nedenle Türk halk kültürünü ülkeye ve dünyaya tanıtma çalışmaları, kültür politikaları doğrultusunda yapılmalıdır. Kültür politikaları, günümüz ve geleceğin kültür yapısının belirlenmesinde kültürel mirasın korunması ve tanıtılmasında etkin rol oynar. Halk kültürü sözlü, yazılı kültür ortamlarının yanı sıra elektronik kültür ortamlarında yayılır hale gelmiştir.

Eğitim ve kültür politikaları millîdir. Kültür politikaları evrensellikten kopmadan kültürel değişim ve gelişimle sağlıklı, ilkeli politikalarla sürer. Kültürel kimlik oluşturma politikaları belirlenirken millîlik, çağdaşlık, demokratiklik, evrensellik ilkelerinden taviz verilemez. Kültürel değişim ve gelişimi yozlaşma, yabancılaşma olarak algılayan durağan insan tipi yetiştirmeyi amaçlayan kültür politikaları faydadan çok zarar getirir. Küreselleşmeyle ulusal değerlerin, ulusal kültürün korunması gerekliliği kendini göstermeye başlamıştır. Küreselleşme karşısında büyük bir tehlike içinde olan halk kültürü derleme ve araştırma politikalarının tekrar gözden geçirilmesi, programların yeniden geliştirilmesi ve yapılandırılması gerçeğini gündeme getirmiştir.

Halk kültürü ürünleri küreselleşmeyle birlikte hızla değişmeye, hatta yok olmaya başlamıştır. Halk kültürü mirası olan bu ürünlerin, yeni kuşaklara aktarılması zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Halk kültürü ve halk edebiyatı ürünleri Türk ruhunun ve dünyaya bakışının en çok yansıtıldığı ürünlerdir. Çeşitli etkiler nedeniyle sürekli yeni yaşam koşulları ortaya çıktığından, toplumlar ve kültürler de sürekli bir değişim içindeler. Bu değişim bazen yavaş yavaş gerçekleşiyor, bazen de bir patlama biçiminde olabiliyor. Pek çok toplum için Batı kültürü ve ona bağlı olan maddesel ve teknik üstünlükle karşılaşmak, varlıklarını tehdit eden bir şok etkisi yapıyor, çünkü bu onların geleneksel toplum yapısının sorgulanmasına yol açıyor.

Kültürün, "insan, aile sosyal çevre, eğitim, sosyal değerler vb." gibi insanî; "bayrak, millet, vatan, dil, din, tarih örf âdet gelenek vb", gibi evrensel boyutları vardır. Kültür milletleri birbirinden ayırt eden özelliklerdir. Uygarlık ortak bir değerdir. Aynı uygarlığa bağlı kültürler aynı dünya görüşünde birleşirler. Topluluklardaki kişi ve grupların yenilikleri ve milletlerarası etkileşim kültür değişikliğine neden olur. Kültür politikaları, günümüz ve geleceğin kültür yapısının belirlenmesinde, kültürel mirasın korunması ve tanıtılmasında etkin bir rol oynar.

Küreselleşme karşısında büyük bir tehlike içinde olan ulusal kültür ve değerler irdelenip kültür ve eğitim politikalarının tekrar gözden geçirilmesi, programların yeniden geliştirilmesi ve yapılandırılması gerçeğini gündeme getirmiştir. Yıllardır göz ardı edilen ulusal kültür ve değerler çerçevesinde kaynağını halk kültüründen alan ürünlere eğitim programlarında yer verilmelidir. Halk kültürü ürünleri küreselleşmeyle birlikte hızla değişmeye, hatta yok olmaya başlamıştır. Halk kültürü mirası olan bu ürünlerin eğitim programlarında yer alarak gelecek kuşaklara aktarılması zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bunun yanı sıra Halk Kültürünün gelecek kuşaklara aktarılmasının, nasıl ve hangi yöntemlerle verilmesi gerektiği sorularına da yanıt aramak gerekmektedir. Anadolu kültürünün içinde birbiri içine geçmiş ebruli, birbirinden ayrılamaz kültürel unsurlar bulunmaktadır. Böyle bir manzarada, aynı yörede yaşayanlar arasındaki ilişkilerin asırlardır sorunsuz devam etmesinin nasıl olduğu düşünülmelidir. Tüm kültürel unsurlar da Türkiye bütününün birer parçasıdır. Gittiğimiz yerlerde gördüğümüz birçok halk kültürü malzemelerinin özellikleri kayboluyor. İnsanlar geleneksel kültürel değerlerini bırakıp modern kültürün hâkimiyetine giriyor.

Bu yayının gerekliğini şöyle sıralayabiliriz

1.Açıklamalı Halk Kültürü ve Etnoğrafik Malzemeler Terimleri sözlüğü; Türk Halk Kültürünü tanıtan, kelime ve kavramlardan meydana gelen, örnekli açıklamalar içeren bir çalışma olup, bu alanda (Terimler sözlüğü) daha önce benzer bir çalışma daha yapılmamış olması

2.Halk arasında bilinen, kültürümüze kazandırılamayan, unutulmaya yüz tutmuş binlerce  kelime ve kavramın Türk dilindeki kullanışlarıyla birlikte kayıt altına alınması.

3. Kayıt altına alınan, uzun uğraşlar sonucu bir araya getirilen bu çalışmanın kitaplaştırılmak suretiyle gelecek nesillere taşınması.  

4. Türk Halk Kültürünün ne denli köklü ve zengin olduğunu yazılı metinlerle ortaya koymak.

5. Halk kültürümüzdeki çeşitliliği göz önüne alırsak; halk bilimi, etnoloji, müzik, giysi, sahne, hareket, makyaj, folklor, minyatür gibi tüm bu alanları içine alan kapsamlı bir çalışma kültürümüz açısından elzem olmuştur.

Ahmet Şenol’u kutluyor, müzik bilimi ile uğraşanların yazarı desteklemesini ve mutlaka edinmesini salık veriyor, isteyenlerin , gsm: 0536 384 87 11 aramalarını diliyoruz.