BIST 9.916
DOLAR 32,47
EURO 34,79
ALTIN 2.441,04
HABER /  GÜNCEL

Aç kalsa bile taviz vermez!

Türkiye, onu Kurtlar Vadisi dizisinde oynadığı "Doğu Bey" karakteriyle bir kez daha tanıdı. Bir kez daha diyoruz! Çünkü Altan Akışık, sinemaya daha önce küsmüştü.

Abone ol

Kurtlar Vadisi'nin 'Doğu Bey'i Altan Akışık, sessizliğini PENCERE'ye bozdu. Yılların oyuncusu; seks filmleri furyasının başladığı dönemde mesleğine küsüp plastik imalatı işine girmiş

Her rolü oynarım

  • Aç kaldım ama bazıları gibi seks filmi yapmadım. Şimdi başım dik geziyorum.

    • Sanatta bazı adamlar 40 sene boyunca ya sert- ağır abi ya kekeme ya da çingene oynuyor. Ben bugün sapık bir adamı da oynayabilirim.

    • Kurtlar Vadisi'ndeki rolüm nedeniyle herkes beni emekli asker sanıyor.

    • Yıllar önce şimdiki TRT Genel Müdürü Şenol Demiröz'in senaryosunu yazdığı 'İslam ve Ekoloji' adlı 13 bölümlük belgeselde Diyanet İşleri Başkanı'nı canlandırdım.

      'Halk beni emekli asker sanıyor'

      Kurtlar Vadisi'nde Doğu Eşrefoğlu karakterini canlandıran Altan Akışık, yıllarca tiyatroda çok sayıda oyunda oynayıp yönetmiş. Seks filmleri furyasıyla sanatı bırakıp plastik sanayi imalatına geçen Akışık, 'Halk, beni emekli asker zannediyor. Demek ki rolümü yerine getiriyorum'diyor

      Hayat görüşünüze ters olan ve oynamam dediğiniz bir yapım var mı?

      Her rolü, her karakteri oynayabilirim. Hiçbir zaman sınıflandırma yapmıyorum. Yaptığım bütün işler seçilmiş düzgün projelerdir. Tiyatroda aç kaldım ama bazıları gibi seks filmi yapmadım. Seks filmi yapıp Türkiye'deki sinemayı öldürenler bugün aynı gündemde aynı parlaklıkta devam ediyorlar. Bu isimleri siz çok iyi bilirsiniz. Onlara sorduğun zaman 'Ne yapalım öyle icab etti. Tiyatromu kurtarmak için'diyorlar. Beni öyle işlerde göremezsiniz.

      Tek tip karakterler canlandıran sanatçıları var. Bunlar için ne düşünüyorsunuz?

      Sanatta bazı adamlar 40 sene sert ağır ağbi olmuş, 40 sene kekeme olmuş, 40 sene çingene olmuş böyle bir şey yok. Ben bugün şu anda sapık bir adamı oynayabilirim. Hemen şimdi. Benim aktörlüğüm içimden köpüren bir şeydir. Oynadığım karakteri ben sette bırakırım. Devam da etmem.

      Sanatçılara sorduğumuz zaman 'Biz biraz uçuğuz. Deliyiz. Öyle olmazsak bu işleri nasıl yaparız ' derler. Bu görüşe katılıyor musunuz?

      Deliysen tımarhaneye gidersin. Sanatla uğraşan insanlar, akıllı, dengeli, dikkatli, analitik yapısı güçlü , toplumsal değerlendirmeleri olan yelpazesi geniş, bilgi dağarcığı geniş hayata karşı duruşu olan insandır. Oyuncunun Türkçe'si doğru olacak, kendi sesiyle oynayacak hayat duruşu doğru olacak ve bütün bunları yaptıktan sonra ben sanatçıyım da diyemeyeceksin. Sanatsal davranışlar kimsenin ipoteği altında değildir. Herkesin her istediğini yapma özgürlüğü vardır. Kimse birine dönüp sen niye televizyon aktörlüğü yapıyorsun diyemez. Ben bu işin eğitimini aldım altyapım da var onun karakteri benim diyemezsin. Eğer bu işin içine eğitim girerse o eğitim bu işi yapan insanı biraz törpüler. Şimdi gazetelerde resmi çıkar, beş sene içinde dört günde bire düşer.

      Yakın bir zamanda tartışma konusu oldu. Yılmaz Erdoğan kendisini eleştirenlere 'filmimi beğenmeyenler gelsin 5 milyon vereyim' demişti...

      Bir başkasının üzerine kendi popülariteni inşa etmek çok yanlış bir şey ya da başkalarını kullanarak bunu yapmak ayıptır. İnsani davranışlara karşı bir şeydir. Bu tür söylemleri kendi aralarında kullanabilirler. Topluma dikta ederek konuşulmaması lazım. Böyle yanlışlıklar çok oluyor. Geçen bir gazetede yolsuzluktan hortumlama dan hapis yatmış bir işadamı çıktı. Diyor ki ' Ben çirkin şeylerden hoşlanmam. Her şeyin güzelini severim. Evin, arabanın, elbisenin, insanın en güzeli olacak.' Şimdi ben bu adama diyorum ki 'peki senin güzel olduğunu kim söylüyor. Sen güzel misin acaba?' Bunlar çok büyük gafletlerdir. Sanatçının bu tür şeylere girmesi çok yanlıştır. Sonra birisi yine bir röportajında diyor ki 'Ben arada sırada halkın arasına dalarım.' Bu kadar zavallı bu kadar dirayetsiz olunmaz ki. Beyefendi ara sıra halkın içine girip çıkıyormuş. Vay anasına kardeşim. Bunlar benim gazetelerden gördüğüm şeyler. Bu insanın alt yapısının iyi olmadığını insan olarak sıfır olduğunu gösterir.

      Dizide sizin oynadığınız Doğu karakterinin gerçek hayatta Emekli Korgeneral Mehmet Fuat Doğu olduğu söyleniyor.

      Ben onun için çok yaşlı kalırım. Korgeneral Mehmet Fuat Doğu, MİT'in kurucularından, MİT teşkilatının çok sevdiği, MİT kurumunu derlemiş toplamış bir kişi. O dönem MİT askeri yönetim ile yönetiliyordu. Şimdi sivil müsteşar ile yönetiliyor. Mehmet Fuat Doğu 93 yaşında vefat etmiş. Burada hiç kimse birebir birisini oynamıyor. Birebir oynadığın zaman bu belgesel gibi bir şey olur. Burada herkes bir karakteri oynuyor. Ama seyirci bu büyülü ortamı dışarıyla özdeşleştirmeye çalışıyor. Öyle olursa merakını tetikliyor.

      Türkiye'nin AB'ye girmesi iyi mi olacak?

      Ben AB'yi kafamda o kadar büyütmüyorum. Bir millet geleneğini ve kimliğini çok zor değiştirir. Ben lahmacun seven adamım sen bana fast food sevdiremezsin. Gelenek görenek ve kimlik çok önemlidir. Avrupa birliği kendi konsepti içerisinde bunları yemeği yutmayı düşünüyorsa o zaman Türkiye bu işin içerisinde zor olur. Avrupa Birliği'ne kabul olmuş ülkelerin insanlar, ben AB üyesiyim demiyor ki. Ben Almanım, ben Fransız'ı diyor. Sonra büyük balık küçük balığı yutar. Sen kendi ülkende dev olacaksın. Politikanda, ekonominde ayakların üzerinde on numara olacaksın. AB'ye ihtiyacımız olmaz. Türkiye'den Amerika'ya kadar Türkçe konuşsak hayatını devam ettirebilirsin. Norveç AB'ye girmedi. Ben istemiyorum dedi.

      Geçtiğimiz hafta Kurtlar Vadisi dizisinin çekimleri için Kıbrıs'a gittiniz. Sayın Denktaş'la bizim bilmediğimiz neler konuştunuz?

      Biz Kıbrıs'a gece gittik ve sabahı hemen çekime başladık. Sayın Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş'la da öyle konuşulmuş. Sabah 10'dan akşam 17'ye kadar birlikte çekimdeydik. Şehitlik'te çekim yaptık . Orada arkadaşlar hazırlanıyordu biz de yan yana duruyoruz, bekliyoruz kısa bir yürüyeceğiz ve lafa gireceğiz. Bana döndü dedi ki 'Ne olacak bu şehitlikler Kıbrıs böyle giderse?'. O anda beni çok etkiledi çok üzüldüm tüylerim diken diken oldu . Sayın Rauf Denktaş'ın sanatçı yönü çok fazla. Çok iyi duruyor kendisine bunu söylediğimde bana 'Tekliflere açığım ama fiyatları yüksek tutalım' dedi. Bana göre dünyanın en büyük Devlet adamlarından biri. Londra'da avukatlık yapmış. Kıbrıs için hayatını koymuş biri.

      Evliyayı da külhanbeyini de oynarım

      Herkes her karakteri oynayamaz. Ben evliya da külhanbeyi de, paşa da oynarım. O benim oyunculuğumu gösterir. Ben 'Ateşin Teslim Olduğu Gün' isimli filmde oynadım. Marufu Kehri Hazretleri'ni canlandırdım. Bu zat-ı muhterem o zamanın Mezopotamya toplumundan gelen çok büyük bir derviştir. Yani Irak toplumunun daha gerisine giden büyük bir ilim, bilim ve din adamıdır. Dünya İran'ın, Irak'ın olduğu yerden feyiz almıştır. Amerika'nın Irak'ı işgalinde ben televizyonda bir yerde rastladım muhabir bir Iraklı'ya 'işgal hakkında ne düşünüyorsunuz?' diyor Iraklı müthiş bir cümle ile anlattı hadiseyi: 'Bizim atalarımız Dünya'ya feyiz dağıtırken senin dedelerin mağarada yaşıyordu. Ama devran döndü böyle oldu.' 'Gayret' filminde Ebül Vefa Hz ise bugün Vefa denilen semte ismi verilmiş zattır. Benim oynadığım kişi de Ebül Vefa Hz.leridir. Keşke Ebül Vefa'yı ben de tanımış olsam. Benim Diyanet İşleri Başkanlığı yaptığım 13 bölümlük 'İslam ve Ekoloji' isimli bir belgeselim de var. Kendim seslendirdim senaryosunu da bugün TRT Genel Müdürü olan Şenol Demiröz yazmıştı. O belgeseli ana kanalların dışındaki çoğu kanalda defalarca oynattılar. Şimdi ben Marufu Kehri, Ebül Vefa, İslam ve Ekoloji yaptım diye gerici mi olacağım. Bugün artist diye gezen oynadığı dizilerde bölüm başına 100 milyarlar alan insanlardan değilim. Bu yaptıklarımı da çok basit paralarla yaptım.

      Emin BABACAN
    • AKŞAM