BIST 10.471
DOLAR 32,77
EURO 35,09
ALTIN 2.457,99
HABER /  GÜNCEL

ABD, Türkiye'ye tartışıyor

ABD Senatosu'nda Türkiye'nin AB'ye kabulü ve ABD-Türkiye-AB ilişkileri tartışılıyor. Tartışmada en önemli konu ise Türkiye'nin ABD ile AB arasında nasıl tercih yapacağı.b

Abone ol

Avrupa Komisyonu'nun Washington'daki Temsilcisi Jonathan Davidson, Avrupa Birliği'nin (AB) Kıbrıs sorununu çözecek yollar bulmada kararlı olduğunu bildirdi. Amerikan-Türk Konseyi (ATC) ve Atlantik Konseyi, Washington'da Amerikan Senatosu'nun çalışma ofislerinden Dirksen'de, ''Türkiye'nin AB'ye Kabulü: ABD'nin Türkiye ve AB ile İlişkilerine Etkisi'' konulu bir konferans düzenledi. Konferansta konuşan Davidson, Kıbrıs'ta çözüm için yeni adım gerektiğini belirterek, ''AB, bu problemi çözmek için yollar bulmakta kararlı'' dedi ve ''Kıbrıs konusunda çözüm çabalarının artmasını ve BM'nin, Nisan ayında Kuzey Kıbrıs'ta seçimleri takiben görüşmeleri yeniden başlatma çabasına girmesi beklediklerini'' kaydetti. Jonathan Davidson, ''AB olarak Kıbrıs'ta görüşmelerin başlaması için elimizden ne gelirse yapmakta istiyoruz. Bu, herkesin çıkarına'' diye konuştu. Davidson, Kıbrıs ve Ermeni meselelerinin, Türkiye ile müzakerelerin bir parçası olmadığını da belirtti. Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt'ın, Kıbrıs'ta çözüm olmadan tek bir Türk askerinin bile adadan çekilmeyeceği yönündeki açıklamasını değerlendirmesi istenen Davidson, bu konuda doğrudan bir yorum yapmadı ancak, ''Bu durum, Kıbrıs'ta kapsamlı çözümün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor'' dedi. Davidson, Türkiye'nin Kopenhag kriterlerini ''büyük ölçüde'' tamamladığını da kaydetti. Türk-Amerikan ilişkilerinin, Türkiye'nin AB üyeliğinden etkilenmeyeceğini söyleyen Davidson, Türkiye'nin AB üyeliğinin, ABD'nin de çıkarına olduğunu kaydetti. Ukrayna'nın AB'ye üyelik durumuna ilişkin bir soru üzerine Davidson, ''Ukrayna için AB üyelik kapısı kapanmadı ancak açılmadı da. Ukrayna bir Avrupa ülkesi. Kriterleri karşılarsa ileride üye olabilir. Sadece şu anda AB'nin tabağı başka meselelerle çok dolu'' dedi. AB Genel Sekreteri Murat Sungar da, paneldeki konuşmasında, bazı çevrelerin Türkiye'nin AB üyeliğini ''Truva atı'' olarak niteleme eğilimine işaret etti. Sungar, ''bazıları Türkiye'yi AB içinde İslam'ın truva atı veya ABD'nin truva atı olarak görürken, bazı çevreler de Türkiye için İslam dünyasındaki batının Truva atı olarak görme eğiliminde'' diyerek, bu teorilerin aynı anda geçerli olamayacağına ve dolayısıyla hiçbirinin geçerli olmadığına işaret etti. Türkiye'nin AB sürecini bir ''maraton'' olarak niteleyen Sungar, Türkiye-ABD ilişkilerinin sağlam temele dayalı olduğunu ve Türkiye'nin AB ile yakınlaşmasının ilişkileri ancak olumlu etkileyebileceğini kaydetti. ABD'nin eski Ankara büyükelçilerinden Mark Parris ise konferanstaki konuşmasında, ''Türkiye AB'ye yaklaştıkça ABD'den uzaklaşıyor'' dedi. Parris, ABD'nin ''bu olumsuz potansiyeli'' daha önce farkettiğini ancak 11 Eylül'den sonra ortaya çıkan atmosferde Türkiye'yi batıya demirlemenin önemini de gördüğünü söyledi. Mark Parris, ''Türkiye'nin hayalgücü ve yeteneğinin Avrupa'ya çekilmesi doğal olacak. Bizim açımızdan bu durum cesaret verici değil'' diye konuştu. -''TÜRKİYE, SEÇİM YAPMAK ZORUNDA DEĞİL''- Toplantıda konuşan ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Avrupa Masası Direktörü Scot Marciel ise, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinin reformların gerçekleştirilmesine yardım ettiğini söyledi. Marciel, Türkiye'nin muazzam bir değişimden geçtiğine, ancak halen yapılması gereken çok reform bulunduğuna işaret etti. AB'nin bu yönde çok olumlu etkisi olduğunu belirten Marciel, ''Türkiye'nin AB yolu zor ancak sağlıklı bir süreç'' dedi. Türkiye'nin AB ile ABD arasında seçim yapması gerekmediğini vurgulayan Marciel, ''Meseleyi bu şekilde ortaya koymak yanlış bir ikilem yaratıyor. ABD, Türkiye'nin AB sürecini daima kuvvetle desteklemiştir. Çünkü Türkiye'nin üyeliği hem Türkiye hem de bölge için çok iyi'' diye konuştu. ABD'nin Türkiye'nin AB sürecini desteklediğinde Avrupalıların tepki gösterdiğini de söyleyen Marciel, ''Biz hiçbir zaman Türkiye'ye ayrıcalık tanıyın demiyoruz. Türkiye elbette gereken koşulları karşılamalı, ancak AB koşullarını karşıladıktan sonra da üyeliğe kabul edilmeli'' dedi. Marciel, ABD'nin Kıbrıs konusunda kapsamlı bir çözüme desteğinin devam edeceğini de belirtti.