BIST 10.337
DOLAR 32,26
EURO 34,79
ALTIN 2.402,85
HABER /  MEDYA

ABD Suriye'ye neden şimdi vurmak istiyor?

Suriye'deki iç savaş giderek belirsiz geleceğe doğru sürüklenirken gündeme gelen ABD müdahalesinin perde arkasında ne var? Orhan Kemal Cengiz'den çarpıcı analiz...

Abone ol

GAZETECİLER.COM
Suriye'deki iç savaşta kimyasal silahların da devreye girmesiyle durum iyice içinden çıkılmaz bir hale gelirken ABD öncülüğünde bir dış müdahale artık ciddi manada gündeme oturmuş durumda. Peki iki yılı aşan çatışmalar boyunca topa girmeyen ABD neden şimdi müdahale hazırlığı yapıyor?

ABD'YE GÖRE YA İRAN YA EL KAİDE KAZANACAK!

Radikal yazarı Orhan Kemal Cengiz, ABD'nin Suriye politikasındaki değişimi ve askeri müdahale seçeneğinin neden masaya yatırıldığını analiz etti. ABD'li uzmanların son günlerdeki yazılarından çarpıcı notlar aktaran Radikal yazarı ABD'nin Suriye politikasındaki yeni paradigmayı özetledi. Esad'ın kazanması durumunda aslında İran'ın galip geleceğini, muhaliflerin kazanması durumunda ise El Kaide'nin galip gelmiş olacağını vurgulayan Radikal yazarı ABD'nin bu bakış açısıyla iki tarafın da yenişemediği bir statüyü hedeflediğini yazdı. Esad güçlerinin son haftalardaki askeri kazanımları nedeniyle rejimin zafer kazanacağı bir eşiğe yaklaştığını hatırlatan Orhan Kemal Cengiz, ABD'nin tam da bu nedenle müdahaleyi gündeme aldığını, Esad'ın darbelenerek galip gelemeyecek hale getirilmek istendiğini ancak muhaliflerin de kazanmasının istenmediğini savundu.

İşte Cengiz'in yazısındaki ilgili bölüm:

Gelen bütün haberler ABD’nin tek taraflı olarak Suriye’ye bir askeri müdahale hazırlığı içinde olduğunu gösteriyor. Muhtemelen, daha önce Kosova’ya yapıldığı gibi, ABD’nin tek taraflı olarak Suriye’de belli hedefleri vurduğu ‘sınırlı’ bir hava saldırısı gerçekleştirilecek. Peki, neden ABD iki yıl bekledikten sonra müdahale ediyor ve neden sadece sınırlı bir operasyonla yetiniyor? 

Andrew J. Tabler’in Foreign Affairs’de 21 Ağustos günü yayımlanan makalesi ABD’nin müdahale etmesini kaçınılmaz olarak görenlerin bakış açılarını oldukça iyi bir şekilde özetliyordu. Tabler, ‘The Day After Assad Wins’ (Esad’ın Kazandığının Ertesi Günü) başlıklı yazısında ilk önce, Suriye’de ne olduğunda Esad’ın savaşı kazanmış olacağını tartışıyor. Tabler’e göre, Esad güçleri Şam, Humus, Hama ve Halep’i birleştiren M5 otoyolu güzergâhını tam olarak kontrol altına aldığı anda bu savaşı kazanmış kabul edilmelidir. Bu bölge, Suriye’nin coğrafi olarak yüzde 40, nüfus olarak da yüzde 60-70’ini kapsamına alıyor. 

Esad’ın bu bölgeyi bütünüyle kontrol altına alması, sadece Esad rejiminin belirsiz bir süre daha ayakta kalması değil, ama aynı zamanda Hizbullah ve İran Devrim Muhafızları’nın da Suriye’de kalıcı bir statü elde etmeleri anlamına geliyor. Esad bu bölgeyi kontrol edebilse bile, hem bu bölgedeki ‘direniş odaklarını’ ve hem de kontrol edemediği bölgelerden gelecek saldırıları göğüslemek için epey bir süreden beri Şabiha’yla omuz omuza ‘muhaliflere’ karşı çarpışan Hizbullah ve İran askeri varlığına ihtiyacı devam edecek. 
Bu şekilde ayakta kalan bir Esad rejimi, İran’ın bölgedeki etki ve gücünün dramatik bir şekilde artması anlamına geliyor. Bugün ABD’nin müdahaleyi artık kaçınılmaz görme noktasına gelmesi, bu senaryonun gerçekleşmek üzere olmasından kaynaklanıyor. Yani Esad rejimi uzun süre ayakta kalmasına yardım edecek payandalar elde etmek üzere. 

Ama bütün bu senaryolara rağmen ABD’nin Suriye’ye müdahalesinin neden ‘sınırlı’ ve çok mütereddit olduğunu da Edward N. Luttwak 24 Ağustos tarihli New York Times’da oldukça zihin açıcı bir şekilde açıklıyordu. Luttwak’ın yazısının başlığı meseleyi özetliyor: ‘In Syria, America Loses if Either Side Wins’. Türkçeye şöyle çevirebiliriz: ‘İki taraftan birisinin Suriye’de kazanması durumunda Amerika kaybeder’. 
Luttwak da ilk olarak, Esad’ın kazanmasının İran’ın kazanması demek olduğunu söylüyor. Ama ardından, ‘muhaliflerin’ kazanmasının da El Kaide’nin kazanması anlamına geldiğini sözlerine ekliyor. Bu durumda ABD için en iyi şık, iki tarafın da kazanamadığı, iki tarafın da tam olarak kontrolü ele geçiremediği bir durumu devam ettirmek olarak görünüyor.

Yazının tamamı için