BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

ABD gözüyle üç paşa

Genelkurmay'daki görev değişimi bugün. Peki gidenler ve gelenler ABD'den nasıl görünüyor?

Abone ol

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök görevini bugün Orgeneral Yaşar Büyükanıt'a devrediyor. Orgeneral Özkök gider ayak bir çok yönden konuşuldu, tartışıldı. Kimileri "kodu mu oturmayan" yumuşak tavrından şikayetçi oldu, kimileri demokrasiye sahip çıkan tutumunu ayakta alkışladı. Yeni Genelkurmay Başkanı da gelmeden önce çok tartışıldı. Peki TSK'daki bu değişim Pentagon'da nasıl yorumlandı. Yasemin Çongar, yazısında bu resmi çizdi.

Yazar: Yasemin Çongar


ABD gözüyle üç paşa

Giden komutandan başlayalım. Bush yönetiminde, genelkurmay başkanlığını bugün devredecek olan Org. Hilmi Özkök'e övgüde cimri davranacak bir yetkili bulamazsınız.
Bu övgü, üç ayrı fasılda incelenebilir:
ABD'li yetkililer, öncelikle, Org. Özkök'ün Türkiye'de demokrasinin ve AB sürecinin ilerlemesi yönündeki özenine hayranlık belirtiyorlar; ordunun, siyasi reformlara ayak uydurmasına başarıyla önderlik ettiğini vurguluyorlar. Demokrat, entelektüel ve ılımlı olmasını, bir kesimin sert suçlamalarına maruz kaldığı dönemlerde bile, bu vasıflarına gölge düşürmemesini takdir ediyorlar.
İkincisi, Org. Özkök'ün Türkiye'nin Batı ittifakı içindeki konumuna büyük önem verdiğini ve Ankara'nın başta Irak, İran, Suriye olmak üzere kritik konulardaki politikalarına, zaman zaman ifade ettiği "sağlıklı görüşler" ile "doğru yönde" katkı sağladığını düşünüyorlar.
Üçüncüsü, ABD'li yetkililere göre Org. Özkök, ordumuzun çeşitli kademelerinde mevcut ve son yıllarda, zaman zaman ikili ilişkiler tarihinin en sert demeçleri arasında sayılabilecek açıklamalara da yansıyan Amerikan karşıtı görüşlere itibar etmedi. ABD'nin politikalarını desteklemediği, hatta etraflıca eleştirdiği zamanlarda bile, Türk-Amerikan ilişkisini ön planda tuttu ve zedelenmemesine özen gösterdi.

Haleflere bakış
ABD yönetiminin Org. Özkök'e bunca 'olumlu' bakması, ilişkilerin 1 Mart tezkeresi ve Süleymaniye'deki "çuval olayı" ile sarsıldığı, Irak'taki PKK varlığının çıban başı oluşturduğu bir geri planla birlikte değerlendirildiğinde daha da dikkat çekici.
Esasen Washington, 1 Mart tezkeresinin faturasını dönemin savunma bakan yardımcısı Paul Wolfowitz ağzından, bir yönüyle, Türk ordusuna çıkardığında bile, Org. Özkök'ten ziyade, o günkü kara kuvvetleri komutanı, emekli Org. Aytaç Yalman başta olmak üzere diğer bazı generalleri hedef almaktaydı.
Bu kadroda, ABD'nin Irak konusunda kendisine destekçi saydığı isimlerden biri Org. Özkök ise, diğeri de Org. Yaşar Büyükanıt idi. Şundan kuşku olmasın; gerek genelkurmay başkanlığını bugün üstlenecek olan Org. Büyükanıt, gerekse kendisinden Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nı devralan Org. İlker Başbuğ, ABD yönetiminin "sağlam müttefik" gözüyle baktığı komutanlar.
Org. Büyükanıt ile halef-selef ilişkini, genelkurmay başkanlığında da sürdürmesi beklenen Org. Başbuğ, ABD Genelkurmay Başkanı Org. Peter Pace'in "yakın dost" saydığı, son yıllarda "derin samimiyet" kurduğu ve "görüş ayrılıklarını en açık biçimde konuşabildiği" bir komutan.
ABD Genelkurmay Başkanı, benzer bir samimiyeti Org. Büyükanıt'la da kurmak için beklemedi; geçen kasımda Washington'u ziyaret ettiğinde, kendisine büyük yakınlık gösterdi.

İçte ve dışta
Ordunun tepesindeki devir teslimlerle ilgili konuştuğum ABD kaynakları, Büyükanıt ve Başbuğ adlarını hemen hep birlikte zikrediyorlar. Nedeni, içinde yine 1 Mart'a gönderme içeren bir analiz: Washington, kritik konularda Özkök ve Yalman arasında olmayan uyumun, Büyükanıt-Başbuğ ikilisinde sağlanacağına inanıyor.
Peki, ABD'nin bu ikiliden beklentisi ne?
Eğer AKP hükümetinden hiç haz etmeyen bazı fikir kuruluşlarındaki uzmanlara kulak verirseniz, "AKP'nin rejimi ele geçirme çabası, yeni dönemde, Türk ordusundan kararlı karşılık görecek" türünden temenniler işitebilirsiniz.
Yönetim ise, içişlerimiz konusunda daha temkinli. 28 Şubat'ın "Washington'ın marifeti" gibi algılanmasından rahatsızlık duyan ABD'li yetkililer, Türkiye'nin yeni bir anti-demokratik macera yaşamasını istemiyorlar.
Bir diplomat, "Org. Büyükanıt'ın da, Türkiye'nin AB yolunda ilerlemesine destek vereceğine inanıyoruz" diyor. Sonra, ordunun tavrının, Çankaya yolunda etkili olabileceğini hesapladıklarını yansıtırcasına, "Kutuplaşma yaratmayacak bir cumhurbaşkanı, demokratik istikrara yarar. Hükümet, parlamento, siyasi partiler, sivil toplum, ordu ve diğer bütün ilgili tarafların bunu göreceğini umuyoruz" diye ekliyor.
Org. Büyükanıt'ın yeni görevinde ABD ile yürüteceği ilişkinin asıl odak noktası ise, bölgedeki durum olacak. Irak ve özelde Kerkük, İran'la nükleer kriz, Ortadoğu ve Lübnan Gücü, Türkiye ile ABD arasında çok yakın askeri diyaloğu şart kılıyor.
Irak'taki PKK varlığının bitirilmesi de, yine sıkı askeri işbirliği gerektiriyor. Washington'ın "PKK Koordinatörü" olarak, gerek ABD Genelkurmay Başkan Yardımcısı, gerekse NATO Avrupa Kuvvetleri Komutanı iken, Türk ordusunun kurmaylarıyla yakın ilişki kurmuş Joseph Ralston'ı atayacağı yönündeki duyum, bu ihtiyaçla uyumlu.
Son olarak Pentagon, Org. Büyükanıt ile, iki ordu arasındaki örselenmiş ilişkilerin tümden tamiri ve karşılıklı kızgınlıkların kalıcı olmaması için işbirliği istiyor. Org. Büyükanıt'ın, Org. Özkök'e kıyasla, bu açıdan çok daha "yardımcı" bir kurmay kadroyla çalışacağı da Washington'da not ediliyor.