BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  DÜNYA

AB şimdi de adalara el attı

AB Türkiye'yi eleştirmek için yeni bir başlık buldu. Bu kez hedef adalar...

Abone ol

Kürt sorunundan, Alevilerin sıkıntılarına, Patrikhane’nin ekümenik statüsünden, Ermeni iddialarının tanınmasına kadar pekçok konuda Türkiye’ye baskı yapan Avrupalılar, şimdi de, daha once hiç el atmadıkları “yeni bir eleştiri ve inceleme” konusu buldular; Gökçeada ve Bozcaada’daki Rum nüfusun göç etmesi…

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nden (AKPM) İsviçreli vekil Andreas Gross, “Bozcaada ve Gökçeada’da yaşayan Rumların neden göç ettiklerini, göç edenlerin ise neden geriye dönemediklerini” araştırmak üzere, hafta sonundan bu yana bu iki Ada’yı ziyaret ediyor.

BİLDİRİDE RUMCA ADLARI DA KULLANDILAR

Sorun bu kadar da değil; Türkiye’nin de üye olduğu ve temsil edildiği AKPM’nin ziyaretle ilgili açıklamasında, Gökçeada ve Bozcaada’nın Türkçe adlarının yanısıra, şimdi kullanılmayan Rumca adlarına da yer verildi. Açıklamada, Gross’un “27 Nisan-2 Mayıs arasında Gökçeada-Imbros, Bozcaada-Tenedos adalarını ziyaret edeceği” ifade edildi.

Açıklamaya gore Gross, adalarda yaşayan halkla ve yerel yetkililerle biraraya gelecek, ardından da Ankara’ya geçerek, bu konuda İçişleri, Milli Eğitim, Dışişleri ve Adalet Bakanlığından yetkililerle görüşecek.

MEĞER TÜRK VEKİLLER VESİLE OLMUŞ

Gross’un ziyaret sırasında, “1960’larda izlenen çeşitli politikalar nedeniyle Adalardan ayrılan” Rumların geri dönmesi önündeki engellerin ne olduğunu araştıracağı ifade edildi. Açıklamada, 1993’ten bu yana, Ada’dan göç edenlerin geri dönmesine izin verildiği, ancak geri dönmek isteyenlerin pekçok sorun yaşadıkları da ifade edildi.

Açıklamada, Andreas Gross’un “AKPM raportörü” olarak Gökçeada ve Bozcaada’yı ziyaret etmesini, “AKPM’Deki Türk ve Yunan vekillerin ortak inisiyatifinin sağladığı” da belirtilerek, şöyle denildi:

”AKPM’deki Türk ve Yunan delegasyonları tarafından başlatılan ortak inisiyatifle görevlendirilen raportör, soruna adil bir çözüm arayacak. Böylece, bu iki ada, Türk-Yunan işbirliğinin iki tarafın da çıkarına olduğuna ilişkin olumlu bir örnek haline gelecek.” (Hürriyet)