BIST 10.046
DOLAR 32,36
EURO 34,74
ALTIN 2.410,46
HABER /  GÜNCEL

AB 'Evet' demeye mecbur

"Finish'e 5 Kala Avrupalı Türkiye" konulu toplantıda son sözü Başbakan aldı. Erdoğan, 'Evet' cevabının, AB'nin Türkiye konusundaki iradesini göstereceğini belirtti.

Abone ol

Finish'e 5 Kala Avrupalı Türkiye" konulu toplantıda son sözü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan aldı. Erdoğan, 'Evet' cevabının, AB'nin Türkiye konusundaki iradesini göstereceğini belirterek, "Olumsuz bir cevap gelirse hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam edeceğiz, bu sefer Kopenhag kriterleri olarak değil, Ankara kriterleri olarak" dedi. Hükümetin AB'ye üyelik yolculuğunun 2003 seçimlerinden bu yana sürdüğünü hatırlatan Erdoğan, o dönem 14 AB üyesi ülkeyi dolaştığını söyledi. Yaptığı geziler ve görüşmelerden sonra Kopenhag kriterlerine uyma çalışması başlattıklarına değinen Erdoğan, "Kamuoyunun desteği olmasa bu kadar kısa sürede bunu başaramazdık. 40 yıllık bayrak yarışında finişe az kaldı. Son 100 metreyi koşuyoruz. Verheugen 'Artık sizden isteyeceğimiz bir şey kalmadı' diyerek geldiğimiz son noktayı açıkladı. MGK ve Doğu'da işkencede etkin adımlar malum. Bunlar 5-10 sene önce konuşulsaydı 'Böyle bir şey olmaz' denilirdi. Fakat muhalefet, iktidar, halkımız, sivil toplum örgütleri el ele vererek en iyi neticeyi alıyoruz. AB artık, Türkiye'nin ev ödevini yapıp yapamayacağını tartışmayı çoktan bıraktı. Artık Türkiye'nin tüm koşulları hangi tarihte tamamlayıp AB üyesi olacağı tartışılıyor" dedi. Türkiye olarak elden gelen her şeyi yaptıklarına değinen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB üyeliğinin Türkiye'nin hakkı olduğunu vurguladı. Erdoğan, "Müzakere süreci başlatılmalıdır. 17 Aralık'ta sadece görüşmeler başlayacak, tam üyelik değil. Artık Avrupalı meslektaşlarımız daha çok düşünürlerse ayıp olur. Mevzuatları tam olarak uyguluyoruz. İşkence ve kötü muamele iddiasıyla ülkemizin aleyhine, AİHM'e yapılan başvuru sayısında gözle görülür oranda bir düşüş oldu" diye konuştu. Erdoğan, Türkiye ziyareti sırasında kendisiyle görüşen Verheugen'in, artık gri olarak nitelendirilecek bir durum olmadığını söylediğini kaydetti. Erdoğan, "Türkiye, katılım müzakerelerinin başlaması için Kopenhag kriterlerinin kritik dönemini aşmıştır. Ancak bu reform devam edecektir. Kritik eşiği aştık. Aralık ayına kadar uygulama bakımından eksiklerimizin olamayacağını iddia edemeyiz. Önemli olan yaptıklarımız kadar yapacaklarımıza yönelik bizim taahhüdümüzdür. AB de bunu biliyor" şeklinde konuştu. Türkiye'nin bugüne kadar kaydettiği gelişmeleri büyük ölçüde kendi kaynaklarıyla başardığını da belirten Erdoğan, "2005'ten sonra AB'nin maddi bir yardım yapması söz konusu olamaz. Türkiye olarak biz maddi konularda kendi kendimize yetecek güce sahibiz. Avrupalılar, birliğe girdikleri takdirde Türklerin Avrupa ülkelerine akın edeceklerini düşünüyorlar. Emeğin serbest dolaşımı da 1985'lere dayanıyor. Biz, o günden bugüne ısrarcı olmadık. Türkiye AB'ye üye olursa AB'de olan birçok Türk tekrar Türkiye'ye dönecek ve burada yatırımlara başlayacaktır" dedi. Türkiye'nin bugüne kadar kimseye yük olmadığını a vurgulayan Erdoğan, bundan sonra da yük olmayacağını söyledi. Türkiye'nin AB'nin güçlenmesine destek olabileceğini belirten Erdoğan, "Ülkemizi özgürlükler ülkesi haline getirebiliriz. Medeniyetler çatışması yerine medeniyetler uyumunu sağlayabilir ve AB ile bunu el ele yapabiliriz. Bazı çevreler, 11 Eylül'ü medeniyetler ve dinler savaşının işareti olarak göstermektedir. Herkes, Hıristiyan ve Müslümanlığın bir arada olabileceğini görecek" diye konuştu. Avrupa Birliği'nin bir toplum projesi olduğunu kaydeden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle noktaladı: "Biz, Avrupa Birliği üyeliğinin bir amaç olarak değil, Türk halkının hak ettiği çağdaş uygarlık seviyesine ulaştırmak için bir araç olarak görüyoruz. Aralık ayında Türkiye'ye 'Evet' denilmesinin o anda tam üyelik anlamına gelmediğini biliyoruz. 'Evet' cevabı, AB'nin Türkiye konusundaki iradesini gösterecektir. Olumsuz bir cevap gelirse hiçbir şey olmamış gibi yolumuza devam edeceğiz, bu sefer Kopenhag kriterleri olarak değil, Ankara kriterleri olarak."