BIST 10.400
DOLAR 32,24
EURO 35,03
ALTIN 2.408,73
HABER /  GÜNCEL

4 öğrencinin kan donduran hikayesi!

Yumurta fırlattılar, slogan attılar, dayak yediler, gözaltına alındılar. Ama bu öğrencilerin başına gelen hiç duyulmadı.

Abone ol

Kimisi yumurta fırlattı, kimisi slogan attı. Bazıları polis dayağı yedi, bazıları gözaltına alındı. Kimisinin ise üniversite hayatı bitti. 2010 yılında öğrenci eylemlerini konuşan Türkiye, 1991'deki seçimler hakkında görüş bildiren 4 üniversitelinin başına gelenlerden ise habersizdi. İşte o 4 gencin başına gelenlerin öyküsü

21 Eylül 1991 tarihli Milliyet gazetesinin birinci sayfasında o dönem yaklaşan seçimlerle ilgili görüş beyan eden dört üniversite öğrencisinin bugün ne yaptığını merak eden gazetecinin vardığı sonuç herkesi dehşete düşürdü.

Hürriyet gazetesi yazarı İsmet Berkan'ın bugünkü köşesinde yer verdiği bu haber habervesaire.com adlı internet sitesinde yayımlandı. Milliyet gazetesinin arşivinde farklı bir nedenle çalışma yapan Barış Uygur adlı gazeteci 21 Eylül 1991 tarihli Milliyet gazetesine seçimlerle ilgili görüş veren 4 öğrencinin bugün ne yaptığını araştırdı.

KANIM DONDU RESMEN!

4 gencin akıbetini İsmet Berkan köşesinde şöyle aktardı:

Habervesaire.com adlı internet sitesinde Barış Uygur imzalı bir haber okudum, kanım dondu resmen.

Barış Uygur tamamen ayrı bir sebeple Milliyet gazetesinin arşivinde bir şey ararken, 21 Eylül 1991 tarihli Milliyet'in birinci sayfasında yaklaşan seçimlerle ilgili görüş beyan eden dört üniversite öğrencisinin bugün ne yaptığını merak ediyor.

Google'dan bu isimleri aradığında da dehşete kapılıyor. Çünkü o gün gazetenin birinci sayfasında resmi çıkan dört üniversite öğrencisinden ikisi gözaltına alınmış ve sonra daonlardan haber alınamamış. Hala yaşayıp yaşamadıkları meçhul. Bir tanesi ise 2000 yılında yapılan Hayata Dönüş operasyonlarını protesto amacıyla kendini yakmış. O dört kişiden sadece biri hayatta bugün, bir şirkette çalışıyor.

Bence web linkini verdiğim haberi siz de okuyun, sizin de kanınız donacak.

Türkiye'de genç yaşta bir şeylere ses çıkarmanın ağır bedelini göreceksiniz.

KİM BU GENÇLER?

Habervesaire.com'daki bilgilere göre, görüşü alınan öğrencilerden, o dönemde Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi ve İstanbul Öğrenci Dernekleri Federasyonu üyesi Erdem Kocabaş'dı. 1991 yılında Milliyet'e "Partiler arasında fark yok" diyen Erdem Kocabaş, okulunu bitirmiş hatta ihtisasına devam etmişti, şuan bir bilişim şirketinde çalışıyor.

Habere göre 4 öğrenciden hayatta kalan yalnızca Kocabaş, diğerlerinin öyküsü ise son derece hazin.

TEKNESİ BATIRILDI MI?

Habervesaire.com'daki habere göre, dört öğrenciden ikincisi, Edebiyat Fakültesi Öğrenci Derneği'nden Neslihan Uslu'ydu. Uslu, "Hiçbiri öğrenci sorunlarını bilmiyor" şeklinde bir görüş belirtmişti.

Uslu, iddialara göre 90'ların ikinci yarısında gözaltına alınmış ancak kendisinin gözaltına alındığı resmi makamlarca inkâr edilmişti. Yürüyüş dergisinde yer alan haberde, eski bir kontrgerilla elemanı, Neslihan Uslu'nun da aralarında bulunduğu dört kişinin işkence yapıldıktan sonra kolları bacakları kırılarak bir tekneye koyulduğu ve teknenin de Seferihisar açıklarında batırıldığı iddia ediliyordu.

5 AY SONRA KAYBOLDU

Haberdeki üçüncü öğrenci Soner Gül'dü. Milliyet gazetesine seçimle ilgili "Sorun çok-çözemeye niyetleri yok" şeklinde beyanat verdikten çok değil yedi ay sonra, 5 Mayıs 1992'de kayboldu. Adını arattığımda karşıma Cumartesi Anneleri'yle ilgili haberler çıktı. Ve onlardan birinde, Soner Gül'ün hikâyesi anlatılıyordu. Kaybolan Soner Gül'ün ağabeyi, kardeşini kendi kişisel ilişkileriyle aramış, önce Bayrampaşa polis karakoluna sonra da siyasi şubeye götürüldüğünü öğrenmişti ama yetkililer Soner Gül'ü gözaltına aldıklarını inkâr ettiler. Soner Gül hâlâ kayıp.

KENDİNİ YAKTI

Son öğrenci Kazım Gülbağ, İstanbul Yüksek Öğrenim Öğrenci Derneği'ndendi ve "Düzen partilerine oy yok" demişti teyp kendisine uzatıldığında. İsminin bir kez daha gazete sayfalarında yer alması için aradan on yıl geçecekti. 19 Aralık'ta Türkiye'deki 20 cezaevine birden yapılan ve 30 tutuklunun ölümüyle sonuçlanan "Hayata Dönüş" operasyonunu protesto etmek için Nisan 2001'de kendisini yakmıştı Gülbağ.