BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

29 Eylül 2011 Basın Özeti

Miliband neoliberal sisteme sosyal demokrat alternatif önerebilecek mi? Irak'ta yolsuzluk öfkesi, Fiilistin'de Blair'i 'istenmeyen adam' ilan etme planları ve El Kaide'den Ahmedinecad'a 11 Eylüll uyarısı.

Abone ol

Almanya Parlamentosu bugün euro bölgesinin borç krizine karşı oluşturulan mali istikrar fonuna Berlin'in katkısında artış içeren bir tasarıyı oylayacak.

Independent, miktarın 123 milyar eurodan 211 milyar euroya çıkarılmasını öngören düzenlemenin reddedilmesinin beklenmediğini belirtirken, ''Asıl sorun nasıl kabul edileceği'' diyor:

''Tasarının muhalefetin desteğine muhtaç olunarak geçmesi bir erken seçimi tetiklemeyecektir, ama Başbakan Merkel'i tehlikeli bir şekilde savunmasız hale getirecektir. Krize karşı yetersiz önlemlerin yanısıra en dikkat çekici hata Merkel'in Yunanistan'ı iflastan kurtarmamanın maliyetinin kurtarmaktan çok daha ağır olacağını seçmenlerine anlatamamış olmasıdır. Bugün parlamentoda başarılı olsa bile, gelecekte mali istikrar fonuna ilişkin yeni adımları parlamento gündemine taşımak zorunda kalacak.''

'Neoliberalizme karşı sosyal demokrat alternatif'

İngiltere'de ana muhalefet İşçi Partisi'nin lideri Ed Miliband'in, ''kolay yoldan köşe dönmeciliğe dayalı kapitalizm anlayışıyla'' mücadele vaadinde bulunduğu konuşması gazetelerin yorum sayfalarında irdelenmeye devam ediliyor bu sabah.

Guardian yazarı Seumas Milne, Rupert Murdoch'un sahibi olduğu Sun'ın ''Sola yalpalayış, Kızıl Ed, sendikaların finosu'', Daily Mail'in de ''kapitalistlere savaş açtı'' manşetlerini ''abartı'' olarak nitelerken, ''Ama şunu yaptı'' diyor:

''Batı ekonomilerini çöküşün ve uzun bir ekonomik bunalımın eşiğine getiren ve yakın tarihte görülmemiş bir güvensizlik, eşitsizlik ve yaşam standartlarında düşüş yaratan neoliberal düzene karşı gerçek bir sosyal demokrat alternatif olasılığını gündeme taşıdı.''

Milne, Miliband'in ve benzer görüşleri paylaştığı kadronun gölge kabinede azınlık durumunda olduğunu belirtirken, Blair'in ''yeni sol nostaljisinin'' peşinde olan yandaşlarının hala üst düzey görevleri taşıdıklarını belirterek şöyle devam ediyor:

''İşçi Partisi'nin liderinin çizdiği yeni rota içinde bulunduğumuz dönemi yansıtıyor. Şimdi yapması gereken gücünü göstermesi, parti politikasında ağırlığını koyması, gölge kabinesini elden geçirmesi ve yönünü somutlaştıracak bazı politikaları belirlemesidir. Miliband bunun farkında.''

''Gelecek yıl bu anlayışın siyasi bir zeminde zafere dönüşüp dönüşemeyeceği konusunda hayati olacak. Zaten muhafazakarlar da önümüzdeki hafta toplanacak kendi yıllık konferanslarında bize ekonomik çöküşlerin sağ tarafından kolaylıkla istismar edilebileceğini çok net gösterecekler.''

Irak'ta yolsuzluk öfke yaratıyor

Independent, Irak'ta rejimin yolsuzlukla mücadele edenleri susturma çabası içinde olduğuna ilişkin Patrick Cockburn imzalı bir habere yer veriyor iç sayfalarında.

Yolsuzlukla mücadele komisyonunun başkanının istifa ettirildiğini, yolsuzlukları araştırdığı ve hükümet karşıtı protestolara öncülük ettiği için tehdit edilen bir gazetecinin de öldürüldüğünü kaydeden Cockburn, şöyle devam ediyor:

''Ülkenin seçkinlerinin haftada 2 milyar doları bulan petrol gelirlerinin büyük bölümünü çaldığını düşünen halk arasında öfke artıyor. Ayrıca, elektrik, su, sağlık hizmetleri, konut edindirme, eğitim ve hatta çöp toplama faaliyetleri için ayrılan kaynakların azaltılması da rahatsızlığı tırmandıran bir gelişme. Uluslararası Şeffaflık Örgütü, 178 ülkeyi kapsayan araştırmasında Irak'ın yolsuzluğa en fazla batmış olan dördüncü ülke olarak belirlemişti.''

'Blair istenmeyen adam ilan ediliyor'

Orta Doğu Dörtlüsü'nün temsilcisi Tony Blair'in işi tehlikede.

Daily Telegraph'taki habere göre, Filistinliler, İsrail yanlısı davrandığı gerekçesiyle Blair'i 'istenmeyen adam' ilan etmeye hazırlanıyor.

Filistin Kurtuluş Örgütü'nün önümüzdeki günlerde yapacağı toplantıda, bu talebi içeren bir karar tasarısını oylayacağı aktarılıyor haberde.

Blair, 2007'de İngiltere Başbakanlığı görevinden ayrıldıktan sonra, ABD, BM, AB ve Rusya'nın oluşturduğu Orta Doğu Dörtlüsü'nün temsilciliğine atanmıştı.

Daily Telegraph, Filistinlilerin başından beri kuşkuyla baktıkları Blair'in, Filistin'in BM'de devlet olarak tanınma talebine karşı Avrupa ülkeleri nezdinde lobi yaptığı iddialarıyla bu güvensizliklerinin derinleştiklerini kaydediyor.

Suriye'de 'iç savaş' işaretleri

Independent gazetesi, birinci sayfasından duyurduğu haberinde Suriye'de iç savaş tehlikesine işaret ediyor.

Esad karşıtı protestocuların çoğunlukla silahsız ve barışçı olduklarını kaydeden gazete, ancak son dönemde bazı askerlerin ordudan firar ederek, eylemcilerin saflarına geçtiklerini, bazı eylemcilerin de gazeteye yaptıkları açıklamalarda, devletin acımasız şiddetine karşı silahlanma arayışına girdiklerini söylediklerini aktarıyor.

Guardian ise, Suriye'de altı aydır süren çatışmaların ekonomiye ciddi bir darbe vurduğunu belirterek, ülke parasının değer kaybettiğini, nakit sıkıntısı yaşayan hükümetin kamu çalışanlarının maaşlarına özel bir vergi uygulamaya başladığını duyuruyor.

Ülkenin yaşamsal gelir kaynaklarından turizmin de durma noktasında olduğunu belirten Guardian, bunun Suriye'nin yıllık sekiz milyar dolarlık bir gelirden mahrum kalması anlamına geldiğini aktarıyor. Ancak haberde, ülke ekonomisinin çökeceği tahminlerini dile getirmek için erken olduğunun da altı çiziliyor.

El Kaide'den Ahmedinecad'a uyarı

Daily Telegraph'ın iç sayfalarında ise, El Kaide'nin İran lideri Mahmud Ahmedinecad'a uyarısına ilişkin bir haber var.

Örgüt, İran liderine, 11 Eylül saldırıları konusunda komplo teorileri yaymaya son vermesi'' çağrısı yapıyor. El Kaide'ye yakın bir dergide yer alan makalede, şu ifadeler dikkat çekiyor:

''İran hükümeti, Ahmedinecad'ın ağzından 11 Eylül saldırılarının arkasında El Kaide'nin değil, Amerikan hükümeti olduğuna inandığını duyurdu. O zaman biz de şu soruyu sormak isteriz. Neden İran hükümeti, mantığa aykırı ve kanıtlarca yalanlanan böylesine saçma bir inancı taşıyor?''

Ahmedinecad geçen hafta BM Genel Kurulu konuşmasındaki Amerikan yönetimin bin ladin'i 11 Eylül saldırılarını örtbas etmek için öldürdüğü savını dile getirmişti.