BIST 10.192
DOLAR 32,36
EURO 34,66
ALTIN 2.393,75
HABER /  GÜNCEL

21 Eylül 2011 Basın Özeti

İngiltere gazetelerinde bu sabah: IMF'nin uyarıları, ABD'de Yahudi seçmene göz kırpan Cumhuriyetçiler, telekulak skandalı ve Guardian'ın kaynakları, El Cezire'nin genel direktörünün ayrılmasının yarattığı tartışma.

Abone ol

"Tehlikeli bölgeye doğru"

Times gazetesi, manşetten yer verdiği bu sözlerle Uluslararası Para Fonu IMF'nin Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'nde yeni bir resesyon riskine karşı yaptığı uyarılara dikkat çekiyor.

Times, IMF'nin değerlendirmesinin İtalya'nın kredi notunun düşürüldüğü, Yunanistan'ın IMF ve Avrupalı ülkelerini kurtarma paketinin son dilimini vermeye ikna etmekte zorlandığı bir döneme rastladığını belirtiyor; ayrıca 'Euro bölgesinin borç kriziyle mücadelede kontrolü kaybettiğine dair yeni işaretler geldiği' değerlendirmesinde bulunuyor.

Gazetenin iç sayfalarında da Avrupalı liderlerin daha cesur ve kararlı adımlar atmaları gerektiği mesajı öne çıkıyor.

Independent gazetesi de "IMF, Maliye Bakanı Osborne'a, B planı gerektiğini söyledi" yorumunu yapıyor. İngiltere'de büyüme oranlarının hükümetin tahmininden çok geride kaldığına dikkat çeken gazete, ekonomik darboğazın sürmesi halinde, tasarruf önlemleri sürecinin de yeniden değerlendirilmesi gerekeceğinin altını çiziyor.

Daily Telegraph'ın da yine ilk sayfadan yer verdiği habere göre IMF, İngiltere'nin kamu harcamalarında kesinti planlarını ertelemesi gerekebileceği uyarısında bulundu. IMF, İngiltere'nin hem düşük büyüme oranları hem de yüksek enflasyonla oluşan çifte tehditle karşı karşıya bulunduğunu bildirdi.

Guardian gazetesi de IMF'nin değerlendirmesine göre İngiltere'nin çifte resesyon riskiyle karşı karşıya olan üç büyük, kalkınmış ülkeden biri olduğunu belirtiyor.

Doğu Akdeniz’de gerginlik

Guardian ve Financial Times gazeteleri dün Ankara'daki saldırıya ilişkin haberlere yer veriyor. Financial Times'da dikkat çeken bir diğer haber ise Türkiye'yle Kıbrıs arasında, Kıbrıs'ın Doğu Akdeniz'de yürüttüğü sondaj çalışmalarından doğan gerginliğe ilişkin. Bu gerginliği "Türkiye'nin kendisine olan güveninin ve girişkenliğinin artmasına" bağlıyor gazete.

Daniel Dombey imzalı haberde Türkiye'nin Irak'ın kuzeyine olası bir harekât hazırlığında olabileceğine, İsrail'le de gerginliklerin bir hayli yüksek olduğuna dikkat çekiliyor, Başbakan Erdoğan'ın bu anlaşmazlık sayesinde Arap dünyasının büyük bölümünde popülerliğinin pekiştiği belirtiliyor.

Yazarın aktardığına göre Türk yetkililer, Ankara'nın komşularıyla sorunlarda kabahatli olmadığını, sadece yaşanan olaylara yanıt verdiğini savunuyor. Yazara göre "Kuzey Irak söz konusu olduğunda da Ankara, PKK'nın kullandığı güvenli bölgeleri daha fazla tolere edemeyeceğini sebep gösteriyor." Dombey, Lehigh Üniversitesinden Henri Barkey'nin Ankara'daki saldırının, muhtemelen kuzey Irak'a bir kara harekatı olabileceği anlamına geldiğini söylediğini de aktarıyor.

Haber şöyle devam ediyor:

"Barkey, Türkiye'nin nüfuzunun gücüne yani yumuşak güçe itimat etmekle daha agresif bir yaklaşımı benimsemek arasında bir seçimle karşı karşıya olduğunu da ekledi: Bana kalırsa yakın gelecekte çok daha iddialı ve sert güçten yana bir tür politika benimseyebileceklerini söyleyebilirim."

Cumhuriyetçiler ABD'de Yahudi seçmene göz kırpıyor

Filistinlilerin Birleşmiş Milletler'de devlet statüsü almak için başlattıkları girişime ilişkin haber ve yorumlar, İngiltere gazetelerinde öne çıkan konuların başında geliyor.

Times gazetesi İngiltere'nin yeni doğrudan barış görüşmelerine başlanması çağrısına yer verirken, Independent, İngiltere'nin Filistinlilere devlet olma girişimlerinde destek olması gerektiği görüşünde.

Guardian gazetesinde ise meselenin Amerika Birleşik Devletleri'nde iç politika tartışmalarına malzeme olduğu yolunda bir haber var.

"Cumhuriyetçiler, kilit Yahudi seçmenin oyunu kazanma derdinde. "

Richard McGregor'a göre önde gelen grupların çoğunun Demokratları desteklediği göz önüne alındığında, Cumhuriyetçiler zorlayıcı bir strateji izliyor.

"Başkan Obama bu hafta New York'taki Birleşmiş Milletler toplantısında sadece İsrail ile Filistin arasındaki diplomatik ihtilafı gidermeye çalışmıyor. Filistinlilerin girişimi, Obama'yı yeniden başkanlığa seçilme girişimini etkileyebilecek son derece hassas bir iç meseleyi de idare etmeye çalışıyor.

"Obama'nın 2012 yarışı öncesi her bir oy için ter döktüğü bir dönemde, Filistinlilerin devlet olma girişimi Cumhuriyetçilerin 'Obama'nın İsrail'i ve Yahudi Amerikalıları hayal kırıklığına uğrattığı' şeklindeki söylemine yarar sağlıyor.

"Yahudi toplumu, seçimlerin kazanılmasında kilit eyaletlerden Florida ve Ohio'da, ayrıca bağış toplama açısından büyük önem taşıyor.

"Ancak Cumhuriyetçilerin bugüne dek onca denemesine rağmen, Yahudi seçmenler, yaklaşık yüzyıldır başkanlık seçimlerinde Demokratlara olan desteğin sağlam kalelerinden biri olageldi. 2008'deki seçimlerde de her 10 Yahudi seçmenden sekizi oyunu Obama'ya vermişti.

Obama bu akşam Filistin Özerk Yönetimi lideri Mahmud Abbas'la buluşacak. Bu görüşme, İsrail lideri Benyamin Netanyahu'yla yapacağı toplantıyı takip edecek.

Telekulak skandalı ve Guardian’ın kaynakları

Guardian gazetesi manşetinden telekulak skandalı nedeniyle Londra Emniyet Müdürlüğü'nün gazeteye açmayı planladığı davadan vazgeçmesini duyuruyor okuyucularına.

Scotland Yard, Guardian'ı telekulak skandalındaki kaynakları açıklamaya zorlamak için bu konuyu mahkemeye taşıyacaktı.

Cuma günü yapılması planlanan duruşma öncesi polis, Kraliyet Savcılık Dairesi'ne danıştıktan sonra şu aşamada duruşmayı devam etmemeyi tercih etti. Kraliyet Savcılık Dairesi daha fazla bilgi talep edildiğini açıkladı.

Guardian editörü Alan Rusbridger da polisi "bu yanlış düşünülmüş girişimden caydıkları için" tebrik etti.

Temmuz ayında News of the World gazetesinden muhabirlerin, 2002'de öldürülen bir genç kızın telefonlarını dinlediklerinin ortaya çıkması, bu gazetenin kapanmasıyla sonuçlanmış, Londra Emniyet Müdürü ve yardımcısı da istifa etmişti. Skandal, ülkede medya, siyaset ve polis ilişkilerinin yeniden sorgulanmasına neden oldu.

El Cezire genel direktörü ayrılıyor

Times ve Guardian gazetelerinde Arap ülkelerindeki isyan dalgasına ilişkin haberleriyle yakından takip edilen El Cezire kanalının genel direktörü Wadah Khanfar'ın görevinden ayrılmasının sürpriz yarattığı yazıyor. Guardian bu durumun, kanalın bağımsızlığına ilişkin kaygılara neden olduğunu belirtirken Times, bunun güvenilirlik açısından bir boşluk doğuracağını savunuyor.

Guardian, Khanfar'ın yerine Katar kraliyet ailesinin bir üyesinin atandığını bunun Orta Doğu'da kritik bir dönemde beklenmedik ve etkili bir adım olduğu yorumunu yapıyor. Khanfar'ın Katarlılar için aşırı bağımsız bir figür haline geldiği, bu nedenle baskı altında kaldığı düşünülüyor.