BIST 10.164
DOLAR 32,37
EURO 34,72
ALTIN 2.392,93
HABER /  GÜNCEL

12Temmuz 2011 Basın Özeti

İngiltere'de Murdoch gazetelerine eski başbakandan suçlama; İtalya kaygısı piyasaları sarstı; CIA Pakistan'da aşı kampanyası bahanesiyle DNA numuneleri mi topladı?; İsrail'in 'boykot yasağı' ve ifade özgürlüğü tartışması

Abone ol

İngiltere'yi günlerdir meşgul eden telekulak skandalı, her gün manşetlere düşen yeni iddialara bakılacak olursa, kolay kolay dineceğe benzemiyor.

Independent'ın manşetinden verecek olursak, Rupert Murdoch'un sahibi olduğu medya grubunun çatısı altında gizlice cep telefonlarını dinlemekle suçlanan iki gazete daha var.

Hem skandala adı karışan gazetelerin sayısı artarken, telefonu dinlenerek ya da bilgisayar sistemindeki şahsi bilgileri gizlice kurcalanarak özel hayatına müdahale edildiğini söyleyenlerin sayısı, ve konumu da, gün be gün büyüyor, önem kazanıyor.

Gazetelerin ön sayfaları, eski İşçi Partili Başbakan Gordon Brown'un, Avustralya asıllı medya patronu Rupert Murdoch'a bağlı The Sun ve Sunday Times gazetelerine yönelttiği suçlamaya geniş yer ayırıyor.

Independent, eski başbakanın hasta çocuğuna ait sağlık raporlarının Sun gazetesi, banka bilgilerinin ise Sunday Times tarafından hedef alındığı iddiasını iri puntolarla bildiriyor.

Charles ve Camilla

Financial Times, ''Brown'un iddiaları telekulak skandalını alevlendirdi'' diye yazıyor.

Murdoch'a bağlı gazetelerin Kraliyet ailesini de gizlice dinlemeye almış olabileceğini bildiren Guardian, Prens Charles ve eşi Camilla'nın şahsi telefonlarına gizlice erişildiği iddialarının su yüzüne çıktığını belirtiyor.

Times ise ön sayfasında bu skandalın faturasının Rupert Murdoch'a pahalıya patladığına dikkat çekiyor. Murdoch, İngiltere medyasındaki varlığını, ülkenin en büyük uydu kanalında sahibi olduğu hisselerin oranını yüzde 100'e çıkartarak genişletmeyi umuyordu. Ancak Times, bu planın artık gelecek yıla ertelendiğini bildirerek, Murdoch'un uluslararası medya şirketi News Corporation'ın dün New York borsasında yüzde 7 değer kaybettiğini, piyasa değerinin 3 milyar dolar civarında düştüğünü yazıyor.

Ama Avrupa'nın liderlerini kaygılandıran, euro'daki düşüş. Guardian, derinleşen borç krizine koşut euro'nun biraz daha değer kaybettiğini, yatırımcıların ''güvenli bir liman olan'' altına ve İsviçre frankına yöneldiğini yazıyor.

Financial Times, konuyu baş sayfadan işliyor. ''İtalya ve İspanya'nın borçlanma maliyeti yükselirken, piyasalar sarsıntılı'' diye okuyoruz.

Euro bölgesinin büyük ekonomilerinden İspanya ve İtalya'nın borçlanma faizlerinin rekor bir artış gösterdiğini bildiren Financial Times, dünya çapında banka hisselerinde ve borsalarda düşüşler kaydedildiğini bildiriyor.

'Yıkıma' ilerleyen bir ülke

Independent, ''Kriz İtalya'ya da bulaştı, euro krizde'' başlığı altında, Avrupa Birliği maliye bakanlarının diken üstündeki piyasaları, bir sonraki domino taşının İtalya olmayacağı konusunda ikna etmeye çalıştıklarını aktarıyor. Gazete, bundan önceki Yunanistan, Portekiz ve İrlanda vakalarından çok farklı biçimde, İtalya'nın ekonomisinin ve borçlarının boyutlarının Avrupa Birliği ve IMF kaynaklarının kurtarmaya yetmeyeceği kadar büyük olduğuna dikkat çekiyor.

Independent'ta bu habere eşlik eden yorum yazısında, İtalya'nın yavaş yavaş bir yıkıma doğru ilerlediği görüşü savunuluyor. Bunun sebebi ise, en başta demografik nedenlere bağlanmış.

İtalya'nın 1960'ların ekonomik mucizesini kırsal alandan şehirlere ve fabrikalara akın eden genç ve üretken nüfus sayesinde gerçekleştirdiği belirtilen yazıda, ''saçlarına aklar düşmüş'' günümüz İtalya'sının bu mucizeyi tekrar edemeyeceği söyleniyor. ''Artık ortada devalüe edilebilecek İtalyan lirası da yok'' diye okuyoruz. ''Fiat 500'ler ise 1960'larda olduğu gibi hala güçlü bir marka.'' diye devam eden yazı, ama üretildiği ülkenin artık İtalya değil, Polonya olduğunu hatırlatarak sona eriyor.

CIA'in ''aşı kampanyası''

Guardian, el Kaide lideri Usame bin Ladin'in öldürüldüğü operasyona ilişkin yeni bilgilere ulaştığını bildiriyor. Gazeteye göre CIA, bin Ladin'in saklandığı Pakistan'ın Abbutabad kentinde aşı kampanyası paravanı arkasında halktan DNA numuneleri topladı. Guardian, bin Ladin'in ailesinden bir kişinin bu kentte olup olmadığını doğrulamak için, çocuklardan toplanan DNA örneklerinin, Usame bin Ladin'in 2010 yılında Boston'da ölen kızkardeşinden alınmış DNA ile karşılaştırıldığını ileri sürüyor.

Amerikalılara sahte aşı kampanyasında yardım etmekle suçlanan Pakistanlı bir doktorun Pakistan güvenlik teşkilatı tarafından tutuklandığını yazan Guardian, Washington'un Şakil Afridi adlı doktorun başına gelebileceklerden endişe duyduğu ve salıverilmesine yönelik girişimlerde bulunduğu haberlerinin alındığını belirtiyor.

İsrail parlamentosunun sabah erken saatlerde geçirdiği tartışmalı yasa, İngiltere gazetelerine halen görüşülüyor şeklinde yansımış.

Boykot yasağı

İsrail parlamentosu Knesset, İsrail'e ve işgal altındaki Filistin topraklarında kurulu Yahudi yerleşim birimlerine boykot çağrısı yapanlara cezai yaptırımlar getiren bir yasa onayladı. Daily Telegraph, ''İsrail ifade özgürlüğünü çiğnemekle suçlanıyor'' diyor.

Yasa uyarınca İsrail vatandaşları, İsrail'in ya da İsrail kontrolü altındaki bölgelerin ekonomik ya da kültürel yönden boykot edilmesini talep edenlere karşı tazminat davası açma hakkına sahip olacak.

Parlamentoda hararetli bir tartışmadan sonra geçirilen yasa ayrıca İsrail hükümetini, bu tip boykotlara iştirak eden şirketlerle iş yapmaktan men ediyor.

Daily Telegraph, boykot yasasını demokratik bulmayanların bugün derhal İsrail Yüksek Mahkemesi'ne başvurarak feshedilmesi talebinde bulunmalarını olası görüyor. Gazete, oylamadan önce Knesset'in hukuk danışmanı Eyal Yinon'un hükümetin önerisinin ''yasallığının sınırında gezindiği'' yorumunu yaptığını bildiriyor. Daily Telegraph, sol kanat muhalefet partisi Meretz üyesi İlan Gilon'un, ''Bu yasa İsrail demokrasisi adına utanç vericidir.'' dediğini aktarıyor.

Gazete, boykot yasasının destekçilerinin ise İsrail'in meşruiyetini sorgulayanlara karşı konum alınması gerektiğini düşündüklerini yazıyor.

Şahinler

İktidardaki Likud Partisi'nden Zeev Elkin, ''İsrail, Arap ülkelerinin boykotlarına yıllardır alışmış bir ülke, ama bu sefer üzerinde durduğumuz konu İsrail vatandaşlarının yürüttüğü boykotlar.'' diyor. Daily Telegraph, bu sözlerin muhatabının Batı Şeria'daki Yahudi yerleşim birimlerinden gelen ürünleri boykot eden İsrail soluna ait kişiler olduğunu belirtmiş.

Independent gazetesi, boykot yasağını İsrailli şahinlerin bir eseri olarak değerlendiriyor. Gazete, bir grup İsrailli sanatçının, Batı Şeria'da yer alan Ariel yerleşim birimindeki yeni bir kültür merkezine gitmeyi reddetmeleri ardından, boykot tartışmasının iyice alevlendiğini bildiriyor.

Independent, İsrail'in 1967'de işgal ettiği Filistin topraklarında şu an yaklaşık 300 bin İsraillinin yaşadığı 100'ü aşkın yerleşim birimi kurduğu bilgisine de yer veriyor.