BIST 10.083
DOLAR 32,48
EURO 34,85
ALTIN 2.439,13
HABER /  GÜNCEL

11 Kasım 2011 Basın Özeti

Borç krizi Fransa'yı vurmaya başladı, Filistin'in devlet olarak tanınma umutları zora düştü ve ABD'de 53 saniyede infilak eden başkanlık hayalleri.

Abone ol

Euro bölgesinin borç krizi bu sabah da gazetelerin manşetlerinde.

Independent, Avrupa Birliği'nin ekonomik büyüme tahminlerini aşağı çekmesini ''euro bölgesi için bir darbe'' olarak görüyor ve açıklamanın borç krizinin yakın zamanda sona ereceği umutlarını da boşa çıkardığını vurguluyor.

Times'ın manşetinde ise daha karamsar ve tedirgin edici bir haber var. ''İtalya'nın ardından borç krizi Fransa'yı vurmaya başladı'' diyor gazete.

Son bir ayda Fransa'nın borçlanma faizi oranında Almanya'yla arasındaki makas bir puan açılmış.

Independent de, yorumcuların Fransız ekonomisi ve borç pozisyonlarının İtalya ve Yunanistan'dan daha güçlü olduğuna dikkat çektiklerini aktarırken, ''Fransız bankalarının İtalya ve İspanya'ya ilişkin yatırım riskleri dev boyutlarda, ama bu iki ülkeden birinin iflası sadece Fransa'nın sorunu olmayacak, küresel ekonomiyi bütünüyle uçurumdan aşağı sürükleyecektir'' diyor.

Independent, Fransa'ya ilişkin sorunların, İtalya ve Yunanistan krizlerinin başlangıcında görülen spekülasyonlar ve kaygılarla benzerlik taşıdığı gözleminin de altını çiziyor.

'Almanya tercih yapmalı'

Times, krizden çıkışın ise Almanya'nın, atacağı adımların yaratacağı enflasyon riskini göze alıp almamasına bağlı olduğu görüşünde.

Gazetenin önerisi, Avrupa Merkez Bankası'nın, borç tahvilleri karşılığında para arzını genişletmesi.

Bunun kaçınılmaz sonuçlarından biri ise yüksek enflasyon.

Times, Berlin'in 1920'lerdeki hiperenflasyonun siyasi sonuçlarından kaygılı olduğunun altını çiziyor.

Çoğu gözlemci, o dönemdeki yüksek enflasyonun, nasyonel sosyalizmin, başka bir ifadeyle Hitler'in yükselişine katkıda bulunduğu görüşünde.

Times, ''Ama sadece bu da değil'' diyor ve enflasyonun ekonomik maliyetine, tüketiciler ve yatırımcılarla tasarruf sahipleri üzerindeki etkisine dikkat çekiyor.

''Ama'' diyor gazete, ''Eyleme geçmemenin maliyeti daha büyük.''

''Eğer euro borç krizinin altında kalırsa Alman ekonomisinin kaybı da ağır olacak. Para biriminin değer kazanması Alman ürünlerinin dünya pazarlarındaki maliyetini arttıracak. Cazip bir çözüm yok. Euro bölgesinin kurtuluşu Avrupa Merkez Bankası'nın elinde. Banka'nın eli kolu da Almanya tarafından bağlı. Avrupa'nın tek şansı, Almanya'nın harekete geçmemekle enflasyon arasından ikincisini seçmesi ve Avrupa Merkez Bankası'nı serbest bırakması.''

Filistin'in devlet başvurusu zorda

Financial Times, Filistin'in Birleşmiş Milletler'e bağımsız bir devlet olarak kabul edilmesi başvurusunun bugün ağır bir darbe alabileceğini yazıyor.

Güvenlik Konseyi'nde gereken çoğunluk desteğini alamayacak gibi görünüyor Filistin.

Filistin'in amacına ulaşması için beşi veto yetkisine sahip daimi üyelerin de aralarında bulunduğu 15 üyenin en az dokuzunun Filistin'in başvurusuna destek vermesi, üstelik beş daimi üyeden de hiçbirinin de veto etmemesi gerekiyor.

Ancak Financial Times'a göre, şu ana kadar sadece sekiz üye destek vermiş.

Kimin desteklediği, kimin de karşı çıktığı açıklanmıyor, ancak Financial Times'a göre, Rusya, Çin, Hindistan, Brezilya, Güney Afrika, Lübnan, Nijerya ve Gabon Filistin'i desteklerken, Fransa, Almanya, Portekiz, Kolombiya ve Bosna çekimser kalacak.

ABD ise başından beri veto kartını kullanıyor. Filistinliler ABD'nin veto riskini göze almıştı.

Ancak çoğunluğu garantilemeden konseyde bir oylama talep etmek Abbas açısından bir başarısızlık riskini de beraberinde getirebilir diyen Financial Times, ''Filistinlilerin diğer seçenekleri üye olmayan gözlemci statüsü için başvurmak veya Uluslararası Adalet Divanı nezdinde girişimde bulunmak'' diyor.

Eğer gözlemci statüsü için başvurursa uluslararası kurumlarda temsili mümkün olabilecek, Divan'a bavurursa da, devlet olma koşullarına sahip olduğunun tanınmasını talep edecek Filistin.

'Murdoch beceriksizliği seçti'

İngiltere parlamentosu'nda medya devi Rupert Murdoch'un sahibi olduğu News of the World gazetesinin odağında yer aldığı telekulak skandalına ilişkin soruşturmada önemli bir gelişme yaşandı dün.

Skandalın patlamasının ardından kapatılan gazetenin bağlı olduğu News International'in yönetim kurulu başkanı, James Murdoch dün yeniden ifade vermek üzere milletvekillerinin karşısındaydı.

Skandalı ortaya çıkaran Guardian gazetesi, oğul Murdoch'ın, telekulak skandalına ilişkin gerçeklerin kendisinden gizlendiğini öne sürdüğünü kaydediyor.

Ancak bu savunma gazetenin eski genel yayın yönetmeniyle hukuk danışmanının anlatımlarıyla çelişiyor Guardian'a göre.

Her iki eski yönetici de oğul Murdoch'un telefon dinleme uygulamalarının münferit değil, yaygın olduğu konusunda uyarıldığında ısrarcı.

Guardian başyazısında ifadesini irdelediği Murdoch için, ''İki seçeneği vardı. başında olduğu şirkette olup bitenlere hakim olduğunu söylemesi ölümcül olacaktı. Burnunun dibinde olup bitenlerden bihaber olduğunu savunmak da becereksizlik. O ikincisini seçti'' diyor.

'53 saniyede infilak eden başkanlık hayali'

Amerika Birleşik Devletleri'nde cumhuriyetçilerin başkan adaylığı yarış kıran kırana sürerken, şanslı isimlerden biri olarak görülen Teksas Vailsi Rick Perry'nin bir anlık unutkanlığı seçim gündemini değiştirdi.

Daily Telegraph, ''53 saniyede infilak eden başkanlık hayali'' diyor.

Yarışın favorilerinden, cumhuriyetçilerin taban hareketi Çay Partisi'nin de beğendiği bir isimdi Perry.

Diğer adaylarla çıktığı televizyon tartışması sırasında, kampanyasının en önemli vaatlerinden biri soruldu: Hangi bakanlıkları lağvedecekti eğer seçilirse?

''Eğitim, ticaret...'' dedi Perry ve durakladı, düşündü, yine durakladı ve üçüncüsünü hatırlayamadığını söyledi.

15 dakika sonra hatırladığında ise iş işten geçmişti.

Daily Telegraph, daha kısa bir süre önceye kadar kamuoyu yoklamalarında önde görünen Perry'nin şimdi bu şansı diğerlerine kaptırdığını söylüyor.