BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  GÜNCEL

PJ Crowley: Suriye'de değişim olmadan IŞİD yok edilemez

ABD eski Dışişleri Bakan Yardımcısı PJ Crowley, Başkan Barack Obama'nın, Suriye sorununa siyasi bir çözüm bulmadıkça IŞİD'i ortadan kaldırma stratejisinin de başarılı olamayacağını ifade ediyor.

Abone ol

ABD Başkanı Barack Obama, Çarşamba günü İslam Devleti'ne (IŞİD) karşı stratejisinin genel çerçevesini açıkladı. Bunun gereklerini önümüzdeki birkaç ay içinde yerine getirmeyi ümit ediyor.

Bu durum hiçbir stratejiye sahip olmamaktan daha iyi; ama herşey yolunda gitse bile Obama'nın tarif ettiği şeyin, açıkladığı hedefi gerçekleştirmesi zor görünüyor.

Obama, IŞİD'i "geriletmek ve sonunda yok etmek" amacıyla geniş bir bölgesel ve uluslararası koalisyon oluşturmak için "teröre karşı sürekli ve kapsamlı bir strateji"nin ayrıntılarını açıkladı.

"Sonunda" vurgusu IŞİD'in önce Irak'ta, ki bu hali hazırda başlamış bir süreçtir, ve daha sonra Suriye'de geriletilmesini içermektedir.

Obama, Suriye'de askeri harekâta geçilmesi konusunda tereddüt etmeyeceğini söyledi, fakat bunun hemen olacağını ima etmedi. Bu girişimi Kongre'nin de desteklemesini istedi; fakat ihtiyacı olan yetkilere de sahip olduğuna inanıyor.

Zamana ihtiyaç var

IŞİD'in imha edilmesi, daha doğrusu çöküşü için bir dizi eylem gerekiyor. Obama bunların çoğunu sıraladı: Zaman içinde IŞİD finansmanının sınırlanması, ideolojisine karşı kampanya yürütülmesi, çatışma alanlarına militan giriş-çıkışının sınırlanması ve bölgede daha güçlü ve daha kapsayıcı hükümetler gibi.

Bu hafta Irak'ta yeni bir hükümetin kurulması gerekli bir adımdı; fakat bu hükümetin ülkeyi birleştirme görevini başarıp başaramayacağı belli değil.

Obama, Suriye'ye ilişkin olarak henüz uygun bir siyasi çözümün bulunmadığını kabul ediyor.

Bu ülkedeki ılımlı olarak adlandırılan muhalefete daha fazla destek verileceğini ifade ederken, onları Beşar Esad'ı yenilgiye uğratacak bir güç olarak değil de IŞİD'e karşı "dengeleyici" unsur olarak tarif etmesi ilginçti.

Obama açıklamasını 11 Eylül'ün yıldönümü arifesinde yaptı. Stratejisi birçok yönden 2001'den bu yana evrim geçiren Amerikan düşünce tarzını yansıtıyor.

Stratejiyi bütünlüklü olarak ortaya koymak için zamana ihtiyaç duyduğunu kabul ediyor ve bu zamanın olduğu hissi veriyordu.

'Orta Doğu için tehlike'

Obama IŞİD'i El Kaide'nin acımasız halefi olarak niteliyor, fakat hâlâ mevcut terör tehdidi anlayışının sınırları içinde görüyordu. "IŞİD terörist bir örgüttür, bu kadar basit" diyordu.

Sanki bu sözleri, kendi ulusal güvenlik biriminde IŞİD'i öncüllerinden daha tehlikeli gören bazı anlayışlara cevaben söylüyordu.

Amerikalıları ve diğer Batılı ülkelerin vatandaşlarını ve bölgede görev yapan personelini tehdit etmekle beraber IŞİD'in henüz ABD için doğrudan tehdit oluşturmadığını vurguladı.

Obama'ya göre onlar esas olarak Orta Doğu için tehlike oluşturuyordu ve asıl çözüm oradan gelmeliydi.

"Amerika'nın gücü belirleyici bir farklılık yaratabilir. Ama Iraklıların kendi yapmaları gereken şeyleri biz onlar için yapamayacağımız gibi, kendi bölgelerinde güvenliği sağlama konusunda da Arap ortakların yerini alamayız" diyordu.

Başka bir ifadeyle, cephede çatışmaya girecek olan Amerikalılar değil, Iraklı ve Suriyeliler olacak.

Anlayış değişimi

ABD geniş bir koalisyon oluşturma işini yaparken sorunun esas sahibi o olmayacak. Bu Amerikan liderliğindeki bir anlayış değişimini ifade ediyor: En önde gitmek yerine, yapılması gerekeni yapmaları için "diğer ulusları harekete geçirmek".

Irak ve Afganistan'daki uzun savaşların ardından, çok sayıda Amerikan askerinin varlığının düşman yarattığına dair bir anlayış oluştu. Ayrıca bunun maliyeti dem hem ekonomik hem de siyasi olarak sürdürülebilir değil.

Obama, önerdiği eylemleri "savaş" olarak nitelemekten kaçındı.

Amerikan halkına bu Irak stratejisinin tamamiyle farklı olduğunu uzun uzun anlattı. Askeri harekâtı terörle mücadelenin esas unsuru olarak görmüyor artık.

Irak ve potansiyel olarak Suriyeli muhalifleri destekleyecek tarzda çalışacak Amerikan hava gücü ve teröre karşı daha geniş çaplı uluslararası işbirliği şüphesiz zamanla IŞİD'i geriletecektir.

Fakat onu yenilgiye uğratmak için kara harekâtı ve daha iyi yönetim gerekir.

Bölgedeki ana unsurların bu göreve hazır olup olmadığı da şüpheli.

Obama'nın açmazı

Geçen yıl süresince Suriye muhalefeti hem Esad rejimine hem de IŞİD'e karşı güç kaybetti.

Esas olarak zayıf liderlik nedeniyle Irak güvenlik güçleri beklenenden daha zayıf bir performans gösterdi. Obama daha iyi eğitim için yardıma hazır, ama bu hemen sonuç verecek bir şey değil.

Obama başarı için Bağdat'ta daha kapsayıcı ve etkili bir hükümet gerektiğini kabul ediyor; aynı şey Şam için de geçerli.

Bu ay Birleşmiş Milletler'de yapılacak bir özel oturuma başkanlık edecek ve başarısızlığa uğramış Cenevre 2 sürecinin küllerinden yeni bir siyasi yol inşa edilip edilemeyeceğini sınayabilir.

Ama bunun için İran ve Rusya'nın işbirliği gerekiyor. Oysa bu iki ülke hâlâ Esad'ı sorunun değil, çözümün bir parçası olarak görüyor.

ABD Başkanının açmazı burada: Suriye sorununa siyasi bir çözüm bulmadıkça IŞİD'i ortadan kaldırma stratejisi de yok.