BIST 10.244
DOLAR 32,22
EURO 34,72
ALTIN 2.412,98
HABER /  GÜNCEL

Birgünden bomba sözler!

Özel Harekatçıydı, sonra Başbakan koruması oldu. Şimdi Milletvekili. Birgün gündemi sarsacak bilgiler verdi!

Abone ol

ZÜBEYİR KINDIRA
İNTERNETHABER –ÖZEL

ANKARA- Eski Özel Harekat Müdürü, Bülent Ecevit’in eski koruma müdürü, DSP Milletvekili Recai Birgün, Ergenekon yapılanmasından yeni Ergenekon’un yapısına, tasfiye sürecinin ayrıntılarından, CIA bağlantısına, silahlardan 50. hükümetin yıkılmasındaki Ergenekon bağlantısına kadar her şeyi İNTERNETHABER’e yorumladı. “Yeşil’i tanıyordum” diyen Birgün, Yeşil’in faaliyetleri ve bugün yaşayıp yaşamadığına kadar bir çok bilinmeyene ışık tutacak bilgiler verdi. İşte o röportaj:

OPERASYONU CIA YAPIYOR

Tasfiyeyi yapan sadece Türkiye’deki bir grup değil. Bu olamaz da. Dış destekli. Zaten eski Ergenekon dış merkezden kontrollüydü. Yenisi de öyle dış merkezden kontrollü olacaktır. Yani CIA kontrollü. Zaten bunu herkes biliyor ve söylüyor. Herkesin gördüğü dış kontrol ve bu dış kontrolün kimleri çalıştırdığı da görülüyor. 
 

SİLAHLAR GÜNEYDOĞU’DAN

SORU:
Ergenekon operasyonu sırasında bulunan silahları nasıl değerlendiriyorsunuz?
BİRGÜN: Bulunan bu silahları üç ayrı kategoride değerlendirmek lazım.

1. Dönmez’den
çıkan silahlardır ki, bunlar devletin depolarından çıkanlardır. Menşei bellidir ve illegal yollarla çıkmıştır.

2. İbrahim Şahin’den
çıkan silahlardır ki bunlar devletin depolarında ve illegal yollarla sağlanan silahlardır. Lav silahları Doğu ve Güneydoğu bölgesinden gelme olabilir. Çünkü o bölgede görev yapanlar bilir ki, bölgede rahatlıkla temin edilebilecek silahlardır. Glock marka silahlar da bölgede satılır. Kaleşnikof, mermi ve el bombaları da keza öyledir.

3. Ortalığa bırakılan silah ve mühimmat ise hatıra olarak alınmış olanlardır.

MENŞEİ BULUNUR

SORU:
Bu silahlar nereden gelmiştir ve nereden geldiği bulunabilir mi?
BİRGÜN: Bu silahların incelenmesi halinde Güneydoğu menşeli olduğu görülecektir. Geriye doğru inceleme yapılırsa kolaylıkla bulunur. Mermilerin bulunması mümkün olmayabilir ama el bombalarının menşei kolaylıkla bulunur. En azından hangi birimden hatta hangi bölükten çıktığı belirlenebilir.

ŞEKER GİBİ BOMBA DAĞITILIRDI

ASKER İTİLİP KAKILIYOR

Türkiye’de bir yapı değişikliği var. İş dünyası değişti. Para el değiştirdi. Siyasetçi ve bürokrasi değişti. Değişmeyen ve değiştirilemeyen bir tek asker kalmıştı. Asker boyutuna el atıldı. Uzunca bir süredir asker yıpratılıyor. Şimdi itilip, kakılmaya başlandı. Bence asker bu görüntüye üzülüyor ama yapacak bir şeyi yok. Çıkışı yok. 
 
 


Ben bölgede görev yaparken edindiğim deneyimlerimden biliyorum ki, el bombaları şeker dağıtılır gibi dağıtılırdı orada. Özal harekatta görev yaparken, tanıdığımız bir öğretmen, bir arkadaşımız hatıra olsun diye el bombası isterdi ve biz de verirdik. Kimse bunun art niyetli olduğunu hesap bile etmezdi.

BÖLGENİN ŞARTLARINDA NORMALDİ

Hatıra olarak alınan bu el bombaları, mermiler şimdi ortalığa bırakılıyor. Bölgede görev yapan kişilerin, operasyon için kırsala gittiğinde ne kadar mermi attığını kim bilecek ki? Nasıl kontrol edilecek ki? Görevden gelip, ‘1000 tane mermi attım, 2 tane lav attım, 4 tane el bombası attım” derse buna inanmak zorundasınız. Bir lav mermisini, 1 el bombasını ya da birkaç mermiyi hatıra olarak saklayabilir. Hatta daha fazlasını. Oralarda normal karşılanırdı böyle şeyler. Dahası bu kişiler yarın Batıya gidince sıkıntıya düşebileceğini düşünüp, stok yapabilir. Bölgede görevi sona erince batıya gelince mermi bulmak sıkıntısı olabilir diye düşünerek, bazı mühimmatı kendisine ayırmış olabilir. Bugün ortalığa dökülenlerin bir bölümü bu tür silahlar ve mermilerdir.

DERİN YAPI VAR

SORU:
Peki bu Ergenekon yapılanması hakkında neler biliyorsunuz? Gerçekten böyle bir yapılanma olduğunu gösteren bilgil

CIA ERGENEKON'UN YENİSİNİ KURDU 

Şimdi yapılan bir tasfiye operasyonudur. Yeni Ergenekon kuruldu ve eskisini tasfiye ediyor. Bunun dışındaki her şey teferruattır. Detaylar önemli değil. Ana fotoğraf budur. Ben yeni gelen derin devleti itici buluyorum. Yaptıklarını beğenmiyorum. Eski Ergenekon kendisini Ulusalcı, Atatürkçü, laik ve cumhuriyet yanlısı olarak tanımlıyor. Öyleyse yeni gelen bunun karşıtı olmak zorunda. Eskisinin çizgisine bakınca yenisinin kimler olduğunu anlayabilirsiniz. Yeni derin devletin kimler tarafından kurulduğunu ve oluşturulduğunu da görebilirsiniz.
eriniz var mı?
BİRGÜN: Bakın, adı Ergenekon ya da başka bir şey olsun bilemem ama ben bu tür bir yapılanma olduğuna kesinlikle inanıyorum. 50. hükümetin başını yiyen de budur. O dönemi hatırlarsanız, olayları düşünürseniz, hükümetin istifası için yapılan çağrıları, baskıları, siyasi ve askeri demeçleri hatırlarsanız bunun izlerini görebilirsiniz. Güneydoğu’da çalıştık ve orada bir çok olay gördük. Bu yapıya ilişkin, varlığına ilişkin duyumlar, izlenimler elbette gördük. Ama bu yapının ucu nedir, başı kimdir bilemeyiz. Zaten bu bilinemez de.

ESKİSİ GİBİ ÇALIŞACAK

SORU: Yeni Ergenekon daha legal mi olacak? Karanlık işler olmayacak mı yani?
BİRGÜN: Yeni Ergenekon da eskisinin yaptığı gibi derin ve gizli bir takım işler yapacak. Bu tür yapıların doğası gereği yapacaktır. Toplumda bazı işler, olaylar göreceğiz yakında. Ve o zaman onu kimlerin yaptığını anlayacağız. Ve ne tür bir yapılanma olduğunu ve neyi amaçladığını da daha iyi anlayacağız.

ABD DESTEĞİNİ ÇEKTİ

ABD
kontrol dışına çıkan Ergenekon’u destekleyemeyeceği bir duruma geldi. Daha önceden de biliniyordu. Neden şimdi? Çünkü artık kendi çıkarlarına uygun değildi bu yapı. Bu nedenle kendisine uygun yeni bir Ergenekon’u kurdu ve eskisinin tasfiyesi için düğmeye bastı.

16 BOMBADAN BURAYA GELEMEZLERDİ

MEDYA ASKERE KARŞI
KULLANILIYOR

Kazıyı canlı yayanlamak, kimse operasyona müdahale edemesin diyedir. Askerin müdahale gücü de böylece kırılıyor.

Bu medya servisinin bir başka nedeni de itibarları sıfırlamak içindir. Artık Kanadoğlu'nu kim dinler...

Yani bakın 3 yıllık bir karakol polisi bile bilir ki, 16 tane el bombasından bu noktaya ulaşılamaz. Daha geniş bir operasyon olduğu her polis biliyordur. Çünkü, Türkiye’de polis istemezse bir savcı bu tür bir operasyonu yapamaz.

MEDYA DESTEĞİ ASKERİ DURDURMAK İÇİN

SORU: Soruşturmanın her aşaması neden bu kadar açık? Yöntem bu mudur?
BİRGÜN: Bu operasyonun medya ile birlikte yapılması, tüm bilgilerin medyaya servis edilmesi de bilinçli bir yöntem. Yani, kazıyı canlı yayınlamak, ifadelerin, ele geçen belgelerin, telefon dinlemelerin açık bir şekilde yapılmasının ilk nedeni; kimse operasyona müdahale edemesin diyedir. Yani kamuoyu bilmeden bir general gözaltına alınırsa, müdahale gelebilir. Anında kamuoyuna bilgi verilerek, olası müdahaleler önleniyor. Müdahale edebilecek yerlerin önü kesiliyor. Askerin müdahale gücü de böylece kırılıyor.

İTİBARLAR BİLİNÇLİ SIFIRLANIYOR

SORU:
Askerin müdahale etmeyeceği kişiler ile ilgili de aynı yöntem izleniyor.
BİRGÜN: Medya servisinin bir başka nedeni de mevcut kişilerin itibarının sıfırlanması içindir. Yani bu yargılama sonucunda üç-beş kişi ceza alabilir. Ama bir çok kişi de serbest kalacaktır. Ama bu kişiler topluma geri döndüğünde eski itibarları kalmayacaktır. Sözleri dinlenmez olacaktır. Toplumsal ve sosyal ilişkileri zedelenecektir.

KANADOĞLU’NU KİM DİNLER ARTIK?

Bakın seversiniz sevmezsiniz, beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz Sabih Kanadoğlu, bu ülkenin başsavcılığını yapmış, onursal başsavcı olarak toplumda sözü dinlenen biriydi. 367 gibi hukuki bir durumu ortaya çıkartmış, sözleri ile hukuki değerlendirmeleri ile toplumu, siyaseti etkileyebilen bir gücü vardı. Ama şimdi Sabih Kanadoğlu denilince akla İbrahim Şahin, Susurluk, silahlar, derin devlet gibi şeyler geliyor. Hiç ilgisi olmasa bile bu böyle. Zaten gözaltı bile
YEŞİL'İ TANIYORUM
Yeşil’i tanıyorum. Görüştüm. 2000 yılında edindiğim izlenim, bazı yakınlarından aldığım ifadelerden elde ettiğim izlenim Yeşil’in o tarihte sağ olduğu yolundaydı. Ve ben Yeşil’in öldürülmüş olabileceğine ihtimal vermiyorum. Öldürülmüş olsa, hemen duyulurdu. Çünkü onu öldüren mutlaka hasmı, karşıt bir grup olacaktır. Bu tür bir infazı isim yapmak ya da nam salmak için bile hemen duyururlardı.
olmadı. Ama İbrahim Şahin ile aynı anda operasyon yapılınca toplumun hafızasında böyle yer etti. Yani itibarı zayıflatıldı. Şimdi bir daha 367 gibi bir hukuki yorumu yapabilir mi? Yapsa da dinleyen, ciddiye alan olur mu? Bu nedenle bu tür bir medya servisi yapılıyor. Medya da neye hizmet ettiğini bilmeden buna alet oluyor.

TETİKÇİYDİ RANTÇI OLDU

SORU:
Yeşil ne yapardı? Kimin elemanıydı?
BİRGÜN: Bu tarihlerde 60’ına yaklaşmış olmalı. Benim tanıdığım yıllarda bir tetikçiydi. Kendisine bilgi gelirdi, ‘kim PKK’ya çalışıyor, kim para desteği veriyor, kim silah sağlıyor’ buna ilişkin bilgiler gelirdi. Elbette gözümüzle görmedik ama bilirdik ki, Yeşil bu tür kişileri alır, infaz ederdi. Daha sonra Batı’ya geldi. Burada mafyaya, rant işine girdi. Ve bunun sonucunda hedef oldu.

Sanıyorum, ilk başta MİT elemanıydı. Ama devlet içindeki istihbarat birimleri arasında sıkça yaşanan ‘adam kapma’ olayı sonucu Jitem’e çalışmaya başladı.

YEŞİL HİÇ ARANMADI Kİ!..

SORU:
Madem yaşıyor, bunca zaman nasıl bulunamadı?
BİRGÜN: Ben hala Yeşil’in yaşadığına inanıyorum. Bana göre Yeşil Türkiye’de hiç bir zaman aranmadı. Aransa bulunurdu. Türkiye’de polisin arayıp da bulamayacağı hiç kimse yoktur. Ama bu tür arama dediğiniz bir özel ekiple yapılır. Yetkili kılınan bir özel ekip kurulur ve bulunması istenirse herkes bulunur. Yeşil de bulunurdu. Ama hiç aranmadı. Kağıt üzerinde arama, arama sayılmaz.