BIST 10.219
DOLAR 32,21
EURO 34,86
ALTIN 2.444,47

Kürtaj turizmine büyük darbe

Kanımca devletin halet-i ruhiyesi ciddi ciddi alarm vermektedir. İnsan ruhsal olarak zor bir dönemden geçerken takıntıları çoğalır ya, devlet tam da bu mod da! Velhasıl doğacak çocuklara takmış durumda. Hem de ne takma!

Kanımca devletin halet-i ruhiyesi ciddi ciddi alarm vermektedir. İnsan ruhsal olarak zor bir dönemden geçerken takıntıları çoğalır ya, devlet tam da bu mod da! Velhasıl doğacak çocuklara takmış durumda. Hem de ne takma!

İlle de her hamilelik can bulacak, üreyeceğiz de üreyeceğiz diyerek ayaklar hızla yere vurularak iz tutuluyor. ’’Bugün yaşayanlardan bir b…k olmaz, geleceği garantiye alalım’’ diyerek mi yol alıyorlar bilmiyorum ama gencecik şehitler verilirken, şehit analarının bağrı yanarken, terör denilen illete hala bir çare bulunamamışken, trafik teröründen her gün binlerce hane yanarken, devletin doğmamış bebelere bu hassasiyetini kim anladıysa bana da anlatsın!

Avrupa’daki imajımızın yerle bir olduğunu gören bir göz olarak, TÜRSAB Başkanının, Baracuda Tur’un kürtaj turları başlatmasının ardından ülke imajını zedelediği öngörüsüyle işletme belgesini iptal etmesini hayretle karşıladım mı? Hayır karşılamadım. Kürtajın yasaklanması, kadınların bireysel haklarının elinden alınması, çocuk yaşta kız çocuklarının dedeleri yaşında adamlarla evlendirilmeleri, çocuk tecavüzleri, güzel ülkemizin imajını zedelemiyor da, bir tur şirketinin kürtaj turu başlatması ülke imajını zedeliyor! Komik mi hiç komik değil!

Akşam gazetesinden Ebru Tokter Çekiç’in haberine göre; TBMM Uzlaşma Komisyonu’na, Temel Hak ve Hürriyetler Bölümü’ndeki 41 madde için sunulan öneride, ’’kürtaja karşı devletin anayasal tedbir almasının önü açılacak’’ (denmiş). Teklifte: ’’Devlet insan neslinin sağlıklı devamı için gerekli tedbirleri alır’’ hükmü yer almış. Ayrıca, ’’devletin aile planlaması yapma yükümlülüğü’’ de kaldırılmış. Eşcinsel evlilik yok ama imam nikahı evliliklerinin önü açılıyor.

Verilen teklifte TBMM’nden çıkacak olası kararın sonuçları her ne kadar endişe yaratıyorsa da, durumu her ne kadar tahmin ediyorsak da, karar henüz çıkmadığı için net sözler söylemenin çok erken olduğunu düşünüyorum.

İşte bunları düşünürken ve suspus beklerken, Baracuda Tur’un, ’’Kürtaj dahil 299 euro!’’ başlıklı haberini gördüğümde, inanın ’’zaytung. com’’ haberi sandım. ’’Bu haber ciddiyse çok komik ama şakaysa hiç komik değil’’ diyerek kafamda sayfaları bir bir açtım. Evet böyle bir tur hazırlıkları vardı ve Baracuda’nın sahibi Cem Polatoğlu, Hürriyet’e yaptığı açıklamada, kürtaj turu için yasal bir engel olmadığını, talebin özellikle bekar bayanlar tarafından yapıldığını, şimdiye kadar 10 kişiyle bu turu gerçekleştirdikleri şeklinde demeç vermiş.

Cem bey’e bir taraftan meslekdaşları sahip çıkarken, diğer taraftan da verdiği demeç üzerine ciddi ciddi sorgulanıyor.

Kabul ediyorum, böyle bir tur için Cem Polatoğlu çok erken davranmıştır. Ama TÜRSAB’ın verdiği tepki jet hızıdır. Hakikat, sektörde bu denli hızlı belge iptali, sorgusuz/sualsiz/ihtarsız, geçmişte hiçbir cezası olmayan işini hakkıyla yapan bir tur şirketinin keyfi belge iptali tabii ki kafalarda soru işareti uyandıracaktır. TÜRSAB Başkanı Ulusoy’un, belge iptali ile ilgili gerekçeleri de, zaten akıllara zarardır. Adil bir davranış mıdır? Değildir.

Kaldı ki; gerekçesi olan ’’ülke imajını zedeleme’’ konusunda hemen bir iki kelam etmek istiyorum: Avrupa’da gün geçtikçe artan İslamofobi, orada yaşayan Müslümanların hayat kalitesini tehdit etmektedir.

Bugün Avrupa’da, Almanya çıkış noktası olup sünnet yasağı gündeme gelmiş, daha sonra İsviçre ve Avusturya bu konuya dikkat çekmiş, şu an yasak ile ilgili kanun beklenmektedir. Bu konu netleştiğinde elbette bir ’’sünnet turizmi’’ açığa çıkacaktır. Bu kaçınılmazdır. Avrupa’da yaşayan Müslümanlar sünnet için başka ülkelere gitmek zorunda kalacaklardır. Arz her zaman talebi doğurur. Turizmciler de buna göre hareket ederler. Cem bey’in başlattığı tur teoride doğrudur ama erken alınmış bir karardır.

Yine diğer taraftan, Avrupa’da ve dünyada Müslümanlara karşı korku ve ötekileştirme hızla büyürken, sünnet/minare/başörtüsü krizine her gün bir yenisi eklenirken TÜRSAB Başkanı Ulusoy’un hangi imajdan bahsettiğini anlamak çok zor.

Özellikle TÜRSAB gibi bir kurum başkanının olayı ele alırken bir dünya insanı gibi değil de kişisel kararlar vermesi gerçekten üzücü ve düşündürücü.

Cem Polatoğlu Turizm Güncel’e verdiği röportajda, kendisinin aynı zamanda 14 senelik basın kartı olan bir gazeteci olduğunu, gazetecilik yanının ağır basarak böyle bir atılımda bulunduğunu belirtmiş. Kendisinin bu açıklamada samimi olduğuna inanıyorum. Bir gazeteci tepkisini bu şekilde dile getirebilir ama ardından ’’keşke yapmasaydım’’ diyorsa burada bir hata vardır.

Yine olası bir kürtaj yasağında ve ardından öyle veya böyle gerçekleşecek kürtaj turlarında bekar bayanların bu turlara ilgi gösterecek olması da ülkemiz için hiç de şaşırtıcı değildir.Ne yapsınlar ? Tipik Türk erkeğinin, belki de evleneceğiz diyerek beraber olduğu, sonrasında yarı yolda bıraktığı kadın tek başına bu sorumluluğu almak zorunda mıdır? Tamam! Ortada bir hata vardır ama bu tek kişinin hatası değildir. Ama devlet bir dedektif edasıyla bu tür hamileliklerinde izini tutacaksa, kanımca bunun için boşa zaman harcayacağına Türk erkeğinin kadına bakış açısı ile ilgili sorunla baş etmeye çalışırsa daha sağlıklı/bilinçli bir neslin önü açılacaktır.