BIST 10.337
DOLAR 32,26
EURO 34,72
ALTIN 2.401,27

KENT GÜNLÜKLERİ – Ders

Ders çalışıyor çocuk. Kıvırcık siyah saçlarının uçlarından düşen yağmur damlalarına aldırmıyor. Yarım ay şeklinde kıvırdığı bedeniyle geçici bir çadır oluyor dizlerinin üstüne yerleştirdiği deftere.

 

Ders çalışıyor çocuk. Kıvırcık siyah saçlarının uçlarından düşen yağmur damlalarına aldırmıyor. Yarım ay şeklinde kıvırdığı bedeniyle geçici bir çadır oluyor dizlerinin üstüne yerleştirdiği deftere.

Test 7, 3. Ünite, Yaşadığımız Yer

1.    Ahmet yüzünü Karadeniz’e çevirirse, sol kolu hangi yönün tersini gösterir?

a)      Batı

b)      Kuzeybatı

c)      Doğu

d)     Güney

2. Aşağıdakilerden hangisi güneyi gösteren bir yöntemdir?

a)      Kutup yıldızının yönü

b)      Ağaç yosunlarının yönü

c)      Minare kapılarının yönü

d)     Öğle vakti yere dikilen çubuğun gölgesi

Başlıkları yeşil renkle vurgulanan beyaz yaprağa basılmış testte yer alan sorular devam edip gidiyor. Islak ellerini sık sık kabanın kenarlarıyla kurulayan dokuz-on yaşlarındaki kız çocuğu, ucu kütleşmiş kurşun kalemle doğru olduğunu düşündüğü şıkları yuvarlak içine alıyor.

Akan burnumu kolumla saklamaya çalışarak yaklaşıyorum çocuğa. Koli kartonu üzerinde kıvrılan dizinin hemen yanına sabitliyorum adımlarımı.

“Sosyal Bilgiler mi?” diyorum. Çekingen gözlerini iyice uzağıma alıp “hı hı” anlamında başını sallıyor.

“Çok ödevin var mı?” Cevap versin mi vermesin mi bilemiyor. Bakışlarıyla benden iyice uzaklaşarak “evet” diyor. Yalnızca “evet”. Kısacık, ürkek, sıkılgan ve sabırsız.

Gülümsüyorum. Ürkek bakışlarının üşüyen kırgınlığını tebessümümle ısıtmak istiyorum. Bana güvensin istiyorum. Konuşsun. Anlatsın. Azaltsın küçük yüreğinin içinde tortulaşmaya başlayan kırgınlıkları.

Susuyor. Pembeleşmiş dudaklarını çiğniyor küçük beyaz dişleriyle. Burnumun akıntısı artıyor. “Şey” diyorum hayal kırıklarının yaraladığı sesimle.

“Bana birkaç mendil verir misin?”

“Kaç tane abla” diyor en uzun cümlesiyle!

“Beş” diyorum.

Yüzüme bakıyor. Derin bir gölü andıran gözlerinin güzelliğini o zaman fark ediyorum. Gülümsüyorum. Gülümsüyor belli belirsiz mendilleri uzatırken. Beş lira uzatıyorum. Cebine davranıyor. Üstü kalsın diyorum. Utangaç bir teşekkür cümlesi düşüyor kaldırıma. Eğilip alıyorum.

Yavaşça uzaklaşıyorum yanından. Dönüp bakıyorum. Test çözüyor. Bir ara başını kaldırıyor. Az ilerisinde mağazanın güneşliklerinin altına sığınmış adama bakıyor. Başparmağını kaldırıyor adam “iyi iş” anlamında.