BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67

Karneleri nasıl değerlendirelim?

Oh be, nihayet tatil geldi!.. Karneler alındı ve herkes zamanında ne ektiyse onu biçti. Sonuçlar açısından, herkes emeğinin karşılığını aldı.

   Oh be, nihayet tatil geldi!..

   Karneler alındı ve herkes zamanında ne ektiyse onu biçti. 

   Sonuçlar açısından, herkes emeğinin karşılığını aldı.

   Yıl  içerisinde, gerek benim verdiğim gerekse okullarda, dershanelerde öğretmen arkadaşların verdiği programlardaki gibi çalışan öğrencilerin, şimdi; yüzü gülüyor, sevinçlerini ve başarılarını aileleriyle ve sevdikleriyle, büyük bir gurur ve onurla, doyasıya paylaşıyor; kendilerini ve kapasitelerini göstermenin verdiği güvenle, geleceğe daha bir umutla bakıyorlar.

   Kolay değil bu başarıyı kazanmak.

   Kolay değil; gerektiğinde arkadaşlara; ”Benim dersim var, ders çalışmam lazım.” deme yürekliliğini gösterip, geyik yapmak ya da maç yapmak yerine masanın başına oturmak.

   Kolay değil; internette ‘çet’ yapmak ye da oyun oynamak yerine, günlük ders tekrarını yapmak.

   Kolay değil; derste hülyalara dalıp, ayakları yerden kesilmek varken; öğretmenin anlattığı konuyu kaçırmayayım diye, not alıp tam konsantre dinlemek.

   Kolay değil; evde herkes, dizi izlerken, odaya çekilip test çözmek.

   Kolay değil; uykun geldiği halde uyumamak için çaya, kahveye dayanıp bir saat daha çalışayım diye savaş vermek.

   Bunların hepsi, dile kolay.

   Onların, zorluklarla nasıl mücadele ettiklerini bir yaşayan bilir, bir de Allah.

   Ama her şey geçiyormuş işte...

   Saatler, günler; dizi izlerken de geçiyormuş, masa başında ders çalışırken de geçiyormuş.

   Haftalar, aylar, internette oyun oynarken de geçiyormuş, test çözerken de..

   Aradaki tek fark; insanının aklını kullanabilme farkıdır.

   Sonuçta; her şey şimdi, tatlı birer anıya dönüştü.

   Şimdi, başarınızı kutlama zamanı.

   Şimdi, hak ettiğiniz sevinci, mutluluğu yaşama zamanı.

   Şimdi, büyük bir coşkuyla; yumruğunuzu sıkıp, havalara zıplayarak en gür sesinizle “İş te bu!” diye mutluluk çığlıkları atma zamanı.

   Başarınız kutlu olsun!..

   Her birinizin gözlerinden öpüyor ve gönülden tebrik ediyorum!..

   Bu sevinci, coşkuyu, onuru hak ettiniz…

   Lay lay lomcular

   Bir de, sanki bu günler gelmeyecekmiş gibi, karneler alınmayacak, sınavlara girilmeyecekmiş gibi bir eli internette, bir eli cep telefonunda, bir ayağı maç sahasında, bir ayağı kaldırım taşlarında, bir gözü televizyonda, bir gözü rüyalarda olan lay lay lomcular var tabii.

   Onlar, şimdi üzgün.

   Üzülmeliler, çünkü üzgün olmayı onlar tercih etti.

   Onlar, şimdi pişman.

   Pişman olmalılar, çünkü pişman olmayı onlar tercih etti.

   Hiçbir şey olmamış gibi davranmak, mantıklı insanını yapacağı bir davranış olamaz.

   En kötüsü  ise bu sonuçtan üzülmeyen ve pişman olmayanlardır.

   Çünkü onlar, sonucu görecek kadar bile beyinlerini çalıştırma çabasını göstermiyorlar.

   Onların bu gerçekleri görebilmeleri için bir kayaya toslamaları; ciddi bir şok yaşamaları gerekiyor.

   Bu sözler, belki size sert gelebilir ama herkes belli oranda hak ettiğini yaşamalı, değil mi?

   Hak ettiğini yaşamalı ki bundan bir ders çıkarsın insan..

   Yoksa hep aynı üzüntü, aynı pişmanlık devam edecek demektir.

   Pekiyi bu, nereye kadar devam edecek?

   Bunu kimse istemez…

   Şimdi, oturtup başını iki elinin arasını alıp, dürüstçe ve içtenlikle düşünme zamanı.

   Şimdi, kendinle, hatalarınla cesurca yüzleşip kendi hayatın için, annen baban için, sevdiklerin için önemli kararlar alma zamanı.

   Şimdi, kendi kendine, yürekli sözler verme zamanı.

   Şimdi, üzdüklerimizin, kırdıklarımızın gönlünü alma zamanı.

   Şimdi, sorumluluk alma zamanı.

   Şimdi, kendimizi, kapasitemizi, bizim de yapabileceğimizi gösterme zamanı.

   Şimdi, cesur olma zamanı.

   Şimdi, bir şeyler yapma zamanı.

   Bir şeyleri değiştirme zamanı…

   Sence de öyle değil mi, dostum?