Defne'nin suçu neydi?
Her ölüm kendi içinde bir ibret taşır.
Her ölüm kendi içinde bir ibret taşır. Ölen ölmüştür artık ama geride kalanlara bir şeyi hatırlatarak; "ölümün aslında herkes için ne kadar da yakın olduğunu"
Defne Joy'un ölümü günlerdir tartışılıyor.
Kimileri Defne'yi, kimileri ölüm şeklini, kimileri geride
bıraktığı eşini ve çocuğunu, kimileri de medyanın bu ölüm
karşısındaki tutumunu...
Defne'nin ölümü ahlaki bir tartışma konusuna döndü, köşe
yazarları arasında.
"Ölünün arkasından konuşmak ayıptır" diyenler de
oldu, "evli barklı bir kadının ilk tanıştığı erkeğin evinde
ne işi vardı" diye yerden yere vuranlar da.
Hatta "Kerem Altan'ın polise verdiği ifade basına
sızdırılmamalıydı" diyenleri bile duyduk.
Habercilik açısından değerlendirecek olursak bu ifadenin haber
yapılması gazetecilik gereğidir. Ortada merak edilen bir
ölüm var ve ölmeden önce yanında bulunan son kişinin ifadelerine
ulaşmış bir gazeteci bunun haberini yapar.
Konuyla ilgili yazılanlar çizilenler neredeyse haberin kendisini
aştı gidiyor.
Bütün bunlar ne şekilde olursa olsun bir ölümün ardından,
bir insan hakkında nasıl da hoyratca atılıp tutulabildiğinin bir
göstergesi aslında.
İşte bu noktada gerek muhafazarlıktan dem vuranların gerekse
modernlikten dem vuranların aynı tutumda birleştiğine şahit
olduk.
Önce kendi yaşamlarına bakmayı akıl edemeyen bazıları,
ahkam kesebilecekleri bir alan bulmanın iştahıyla adeta ahlak
zabıtası kesildi başımıza.
Ne ilginçtir ki bu insanlar, yaşadıkları hayat içerisinde
evli, bekar farketmeden tek gecelik ilişkiler yaşayan onlarcası
varken bu konu hakkında bir kere bile kalem
oynatmamıştı.
Şimdi bu kızın suçu ölmesi miydi?
Aynı durum muhafazakar medya içerisindeki bazı isimler içinde
geçerli.
Olaya "bulduk bir ayıp köpürttükçe köpürtelim"
edasıyla yaklaşmak kusura bakmasınlar inandıkları dinde yer
almıyor.
Aksine İslam dini insanların hatalarını, kusurlarını
örtmeyi emreder.
Bizden olmayana sonuna kadar vuralım zihniyeti ne İslam'da yer alır
ne de insanlıkta.
Kaldıki bu camia içinde bunları yapanlar yok
mu?
Dizi dizi kasetleri çıkanlar için seslerini çıkarmayanlar
şimdi yaygara yapıyorsa bilin ki bu hiç inandırıcı değil.
O zaman sorarlar işte;
Bu kızın suçu kadın olması mıydı?
Şükürler olsunki Allah, onu sözde dillerinden
düşürmeyenler gibi adaletsiz değil.
Her türlü iyi de ve kötü de, kadını ve erkeği eşit tutuyor.
"Sen erkeksin elinin kiridir" demiyor.
Düşünün bir kere zamanında örnekleri çokca yaşandı.
Defne'nin durumunda olan bir erkek olsaydı yine aynı
tepkiler verilecek miydi?
Hiç sanmıyorum.
Biz toplum olarak kadını her haliyle, dirisiyle de ölüsüyle
de sömürmeye ne kadar meraklıyız.
"Kimse ibretlik bir ölümdü ibretimizi alalım da kenara
çekilelim" deme büyüklüğünü gösteremedi. Yazık...
BİLGİ YARIŞMASINDA DİSKALİFİYE
Geçen hafta Ocak ayının yarışma birincilerini duyurduk
sizlere. Bilgi yarışmasında dereceye giren iki yarışmacının
teknik hile yaptığı tespit edilerek yarışmadan diskalifiye
edildiklerini siz okurlarımızla paylaşmak istiyorum.
Bunun yanında yarışmayla ilgili zaman zaman sizlerden
bir şikayet var. Daha yarışmaya başlar başlamaz "üzgünüz
testiniz sona erdi" gibi bir uyarının çıktığı yönündeki
eleştirileri yarışmayla ilgilenen teknik sorumlu arkadaşlarla
paylaştım.
Bunun sistemden değil kullanıcı bilgisayarlarından kaynaklandığı,
güvenlik duvarı nedeniyle böyle bir uyarının gelebileceğini
söylediler. Yarışma müdavimi okurlarımız şayet bu uyarıyla sık sık
karşılaşıyorlarsa bilgisayarlarının ayarlarını kontrol ettiklerinde
bu sorun ortadan kalkacaktır.