BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  GÜNCEL

Bunun adı vergi değil düpedüz haraç!

Posta yazarı Candaş Tolga Işık, devletin halkını 1999 yılından beri nasıl soyduğunu ve yeni skandal vergilerle nasıl soymaya devam ettiğini çarpıcı bir yazıyla kaleme aldı.

Abone ol

17 Ağustos 1999 yılında Türkiye'yi sallayan deprem, yüzbinlerce evde hasar, milyonlarda yürekte kapanması güç yara açtı.. O gün Türkiye'nin tarihine kara gün olarak geçti..

Zor günlerinde elele tutuşmasını bilen coğrafya insanı, depremzedelerin yardımına koştu. O dönemdeki iktidar da, geliri tamamen depremzedelere ayrılmak üzere yeni fonlar oluşturdu. Cep telefonu faturalarına yüzde 25 "Deprem Vergisi" kondu.

Toplanan paraların ne kadarının depremzedelere gittiği bugün bile tartışılıyor. Ancak depremin üzerinden 11 yıl geçmesine rağmen o vergi hala olduğu yerde duruyor. Cep telefonu kullanıcıları, geliri depremzedelere ulaştırılmasa da adı değiştirilen "Özel İletişim Vergisi" adı altında her fatura döneminde adeta soyuluyor..

Posta Gazetesi yazarı Candaş Tolga Işık bugün kaleme aldığı SEMER başlıklı yazısında hem bu soyguna dikkat çekiyor, hem de bugün bile Türk milletinin yeni vergiler adı altında nasıl "Eşşek" yerine konduğunu gözler önüne seriyor.

Okurlarını 17 Ağustos 1999 yılına götüren Candaş Tolga Işık, "1999’da deprem oldu.2000’de Bakanlar Kurulu toplandı: Cep telefonu faturalarına yüzde 25 ‘Deprem Vergisi’ kondu. Depremin üzerinden 11 yıl geçti. Adı değişti, o vergi hala duruyor: Özel İletişim Vergisi!" hatırlatmasında bulunduktan sonra bugün yaşanan skandalı işe şu sözlerle özetliyor:

"2010’da İstanbul ‘Kültür Başkenti oldu. 2008’de Bakanlar Kurulu toplandı: Benzinin litresine 1 buçuk, mazotun litresine ise 1 kuruş ÖTV kondu.
2010 bitti. 2011 oldu. 1 Ocak oldu, 2 oldu, 3 oldu, 4 oldu...
Çıt yok... 5, 6, 7, 8, 9, 10... Bugün 11 Ocak 2011... Yılbaşından beri Bakanlar Kurulu 2 kere toplandı. Hala ses seda yok. İstanbul artık Kültür Başkenti değil, ama vergisi hala duruyor."

Işık yazısının sonunda ise bu soyguna imza atan hükümete tokat niteliğinde bir öneride bulunuyor:

"Zannediyorum yeni isim bulamadılar! Benim önerim mi?
Var tabi...
Semer Vergisi
Tabi tabi bildiğiniz semer... Hani şu eşşek olunca sırta vurulandan!"