BIST 10.342
DOLAR 32,24
EURO 34,77
ALTIN 2.460,96

Bir cinayetin anatomisi

Her ölüm tehdidi de ciddiye alınmalı ve kişisel çabalar da mutlak olmalı, aksi halde işlenen binlerce benzer cinayet gibi, Türk erkeğinin kafa yapısı ölüm nedeni olabiliyor

’’Allah’ın sopası’’ dediğimiz de insanın ta kendisi. İnsan insanla cezalandırılıyor. Belki dogmatik bir düşünce olacak ama, bu görüşe  karşı en ufak bir tereddüt kalmadı bendenizde.
Hayatta öğrenmeniz gereken bir ders mi var?
Öğrenmemekte ısrarlı mısınız ?
Hayatın  kurallarına karşı mı  çıkıyorsunuz ?
Hayır ’’ben ol dedim olacak’’ mı diyorsunuz ?
İşte tam burada ’’hayatın sopası’’ devreye giriyor.
Artık ’’kim öle kim kala’’, ne kadar derse ihtiyacınız varsa tepe tepe cezalandırılıyorsunuz.  
Tüm bunları bu dünyada yaşıyorsunuz ve bunları  size yaşatan da karşınıza çıkan kişi oluyor. İnsan insanla cezalandırılıyor ve hiç kimse tesadüf eseri  karşınıza çıkmıyor.
Geçtiğimiz hafta Almanya’ da bir kesik baş cinayeti yaşandı.
Türkiye’de yaşanan vahşetleri açık ara geçti bu cinayet…
Berlin’de yaşayan Orhan Subay; 6 çocuğunun annesi Semanur Subay’ı  evin çatısına çıkarıyor, önce eşine yumrukla, tekmeyle saldırıyor hayvan, ardından iki bıçakla tanınmayacak hale getirdikten (sol göğsünü de kesiyor)sonra başını gövdesinden ayırıp, 5. Kattan bahçenin avlusuna atıyor.
Cinayeti görenler büyük bir şok yaşamışlar, hala yaşıyorlar (mış).
Cinayetin sebebi  mi ? Hiç yabancı değilsiniz buna….
Semanur’un  kocasından ayrılma isteği... Kocasının İran’lı bir kadından da iki çocuk sahibi olduğunu öğrenen Semanur Subay ayrılmak isteyince, koca da bunu ’’ayıp’’ olarak bellediğinden, öncesinde  ’’oğlunu öldürürüm’’ diye  tehdit ediyor.  Anne de ’’öldüreceksen beni öldür çocuklarıma dokunma’’ diyor.
Bu cinayetin en vahşet tarafı ne biliyor musunuz ?
Yaşları 1 ile 13 arasında değişen altı çocuğun yaşanan vahşete tanık olması.  Olay yerine giden yılların tecrübeli polislerinin dahi,  ayakta durmakta zorlandığı  belirtilmiş.
Altı çocukta yetiştirme yurduna yerleştirilmiş.
Berlin  bir haftadır bu cinayeti konuşuyor. Yabancı basın bu cinayeti konuşuyor…
Türkiye’de kadına şiddet, kadın cinayetleri derken en vahşisi Almanya’ dan çıktı.  
Türk  erkeğinin ve Türk kadınının Avrupa’daki imajından hiç bahsetmeyeceğim, çünkü imaj mimaj zerre kadar ilgilendirmiyor beni şu yaşananlardan sonra.
Yaşanan vahşet karşısında, ’’erkekler şiddete karşı’’ kampanyası başlatan ’’babalar grubu’’ adındaki oluşum, ’’Alman basını cinayeti bir kültüre ve inanca bağlamasın’’ mesajı verse de bu ön yargıyı kırmak ne yazık ki artık mümkün görünmüyor.
Ve önemli bir ayrıntı :

Son on senedir birçok yazımda altını hep çizerek söylediğim, ithal gelinler sorunsalı…
Büyük çoğunluğu ailesinin zoruyla evlendirilerek, alışmış oldukları çevreden kopartılan ithal gelinler.
Ne yazık ki bu gelinler, özellikle Almanya’ da dil bilmeden, sosyal bağları olmadan, izole olarak yaşıyorlar (Semanur’da onlardan birisi).
Ve bugün de bunun altını çizen, Almanya Baden Württemberg Eyaleti Uyum Başkanı Bilkay Öney.
Diğer taraftan,
Yine dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz ama asıl mesele; kadının bu yanlış evliliği ısrarla neden sürdürdüğü, neden bir kaçış yolu aramadığı, Almanya’da kürtaj da yasak değil neden altı çocuk dünyaya getirdiği, neden kocası olacak caninin bir sevgilisi varken ve ondan da iki çocuğu olduğu halde ısrarla direndiği ? Neden neden neden ?
Yazımın başına dönecek olursak, buradaki kalma ısrarı zaten ölüme sürüklemiyor mu Semanur’u ?
Maya’lar tarafından, her güneş tutulmasından sonra gerçekleştiği iddia edilen depremler gibi, her ölüm tehdidi de ciddiye alınmalı ve kişisel çabalar da mutlak olmalı, aksi halde işlenen binlerce benzer cinayet gibi, Türk erkeğinin kafa yapısı ölüm nedeni olabiliyor.