BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  GÜNCEL

Bask modeli: Müzakare olmadan gelen özerklik

'Barışa Giden Yol' yazı dizimizde bugün İspanya’daki Bask sorunu ele alınıyor. Bask bölgesine, silahlı örgüt ETA’yla müzakere yapılmadan bir özerklik verilmesi, bu deneyimin en çarpıcı yanı olarak öne çıkıyor.

Abone ol

‘Bask modeli’ Türkiye’de 1990’lı yıllardan bu yana Kürt sorununa yönelik bir çözüm modeli olarak tartışılıyor.

Dünyadaki etnik temelli savaş/barış süreçlerinin hepsinin kendine has özellikleri var, ancak İspanya bir yönüyle diğer benzer süreçlerin birçoğundan farklı bir özelliğe sahip.

Bu da İspanya’da, ülkede yaşayan farklı bir etnik grup olan Basklar’ın yaşamlarını sürdürdüğü Bask bölgesine özerkliğin, Bask örgütlerle müzakere yapılmadan verilmiş olması.

Yani Bask modeli müzakereler olmadan yaşama geçirilmiş bir özerklik modeli.

Özerklik yeni anayasayla geldi

Bu, 43 yıl boyunca bağımsız bir Bask ülkesi için silahlı mücadele verdikten sonra 2011’de silahlara veda eden ETA’yla İspanyol devleti arasında görüşme yapılmadığı anlamına gelmiyor, ancak özerklik belli, planlı bir müzakere süreciyle değil, İspanya’nın 1978’den sonraki demokratikleşme sürecinin ve anayasasının yenilemesinin parçası olarak yaşama geçiriliyor.

BBC Türkçe’ye konuşan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Elçin Aktoprak, Bask modelinin, müzakere olmadan, belli bir demokratikleşme süreci nedeniyle Türkiye için birçok dünya ülkesinden daha fazla ders çıkarabileceği bir deneyim olduğunu söylüyor: ''Türkiye’nin yeni bir anayasa hazırlık sürecinde olduğu düşünülürse İspanyol Anayasası ile özerklik statüleri bu bağlamda dikkatle incelenmesi gereken örnekler.''

‘Yatay diyalog gerekli’

Özerkliğe rağmen Bask sorunu yıllarca devam etti.

Silahlı örgüt ETA ve yasal kolu olarak görülen Batasuna Bask bölgesinin bağımsızlığı talebiyle mücadelesini sürdürdü.

Peki bölgeye verilen özerklik neden sorunların çözümü ve şiddetin sona ermesi için yeterli olmadı?

Martin Aldalur, habercilik yaşamının son yedi yılını Bask sorununu incelemekle geçirmiş olan Basklı bir gazeteci.

BBC Türkçe’ye konuşan Aladur, bunun sorumlusunun İspanya olduğu görüşünde: ''Bir taraftan Bask toplumu özerkliğe inanmadı, bunun yeterli olmadığını düşündü. Diğer taraftansa İspanyol makamları yıllar boyunca Basklar’ın özerk yönetiminin yetkilerini ihlal etti. İspanyol hükümeti özerkliğe saygı göstermedi.''

Aladur, gerçek bir çözüm için taraflar arasındaki diyaloğun şeklinin önemli olduğunu savunuyor: ''Barışın ancak diyalogla gelebileceğini anlamak önemli. Biz Bask sürecinde şunu öğrendik: Bu diyalog yatay olmalı ve halkı politik olarak sürece katılabilmeli. Hükümetin diyaloğa girmek istemediği zamanlarda dahi barış inşa edilebilir.''

‘Mücadele artık silahsız yollarla sürecek’

İspanya’daki derin ekonomik kriz düşünüldüğünde Bask ve diğer bir etnik grup olup özerklikleri bulunan Katalanlar’ın konumu ayrı bir önem kazanmış halde.

ETA silahlı mücadeleyi sonlandırsa da bunun bağımsız Bask milliyetçiliğinin bittiği anlamına gelmediği iddia ediliyor.

Yrd. Doç. Dr. Elçin Aktoprak’ın önümüzdeki dönemde bölgedeki demokratik yollarla sürdürüleceğini söylüyor: ''ETA uzun soluklu bir ateşkes ilanıyla artık demokratik mücadeleye kayacağının sinyallerini veriyor. Batasuna’nın kapatılmasının ardından benzer çizgideki partilerin bir koalisyonu olarak kurulan Bildu’nun 2012 bölgesel seçimlerinden ikinci parti olarak çıkması da bu mücadelenin silahlı eylemlerden daha fazla destek alacağının göstergesi gibi.''