BIST 10.337
DOLAR 32,26
EURO 34,74
ALTIN 2.399,29

Ayna Zamandır Küçümseme Oğul!

Ah nasıl da böbürlenerek yürüyoruz yeryüzünde! Nasıl da eminiz her birimiz yanlışlarımızdan! Ve kibrimiz, laneti gibi şeytanın boynumuzda. Sürüklemekte bizi tutup en hassas yerimizden. Uyan! Uyan ey kendi düşünün esiri olan, ezilmektesin. Ezilmektesin, dü

Ah nasıl da böbürlenerek yürüyoruz yeryüzünde nasıl! Nasıl da eminiz her birimiz yanlışlarımızdan! Ve kibrimiz, laneti gibi şeytanın boynumuzda. Sürüklemekte bizi tutup en hassas yerimizden. Uyan! Uyan ey kendi düşünün esiri olan, ezilmektesin. Ezilmektesin, düşlerinde taşıyıp durduklarının ağırlığından.

Burası dünya, düş yeri değil! Düş yeri değil avuçlarımızdan kayıp gitmekte olan. Kapıların önünde uzanıp durmakta olan güllere inanma. İnanma bir çiğdem ferahlığıyla yüzünü okşayıp duran yağmura.  Sağlı sollu akıp giden nehirler senin değil. Senin değil tatlı bir fısıltı gibi esip durmakta olan.

Kaldır perdeleri! Aynalara bak! Sil, parlat ve dön bir daha bak. Dinle! Dinle, sana dair söylediklerini. Eksileni tutamazsın diyecek belki de! Eksilmektesin. Göreceksin gözlerin gizleyemediklerini. Sen de değiştin. Değişeceksin. Ve değiştireceksin gün gelecek sen de devrini. Ayna, zamandır.  Küçümseme oğul! Küçümseme zamanın bilgeliğini!

Ah nasıl da böbürlenerek yürüyoruz yeryüzünde nasıl! Nasıl da eminiz her birimiz doğrularımızdan!

Dünün doğrusu, bugünün yanlışı olabilir oysa! “Dün dünle beraber gitti cancağızım / Şimdi yeni şeyler söylemek lazım” derdi yaşasaydı eğer o büyük bilge. Kalk, aynalarını değiştir ve parlat sen de! Üşenme! Erteleme! Vazgeçme!