Ergenekon ve 17 Aralık'ın mimarı eski savcı Zekeriya Öz, "Gülen Cemaati'nin yani Hizmet Hareketi'nin bir mensubu musunuz?" sorusuna yanıt verdi.
Abone olKamuoyunda 'Cemaat'in savcısı' olarak bilinen Ergenekon ve 17 Aralık'ın Zekeriya Öz'ün BBC Türkçe'den Mahmut Hamsici'ye verdiği mülakatın ikinci kısmı yayımlandı.
Gülen Cemaati'ne mensup olmadığını öne süren Zekeriya Öz, "Tek bir kulübün üyesiyim, tuttuğum takımın üyesiyim. Onun dışında hiçbir kişi, kurum, cemaat, tarikat, parti ile alakam yok" iddiasında bulundu.
Zekeriya Öz'ün Gülen Cemaati'yle ilgili açıklamaları şöyle:
Zekeriya Bey siz Gülen Cemaati'nin yani Hizmet Hareketi'nin bir mensubu musunuz?
Yok, ben hiç bir siyasal, hiç bir sosyal görüşün mensubu değilim. Tek bir kulübün üyesiyim, tuttuğum takımın üyesiyim. Onun dışında hiçbir kişi, kurum, cemaat, tarikat, parti ile alakam yok. Hem resmi hem gayri resmi alakam yoktur, olmadı da. Ama şu var, hepimiz insanız, hepimizin çevresinde her görüşten insanlar olabilir, arkadaşlarımız olabilir, sevdiğimiz insanlar olabilir. Benim etrafımda her gruptan insanlar var.
Siz çalışma hayatınız boyunca, Gülen Cemaati'nin, iddia edildiği gibi yargı içindeki bir örgütlenmesiyle karşılaştınız mı?
Böyle bir iddia yıllardır dile getiriliyor. Geçmiş dönemlerde de orduda, emniyette bu tür yapılanmaların olduğu dile getirildi. Yani bu ilk defa duyduğumuz bir şey değil. Biz mesleğimizin başından beri hep bu tür şeyler söyleniyor.
Şimdi şöyle bakmak lazım, şu dönem itibariyle bakıldığında Ak Partili veya ona yakın insanların avukatlıktan alınıp bizzat hakim, savcılığa atandıkları, bundan önceki dönemdeki iktidar partilerinde herkesin böyle olduğu, bunun dışında Türkiye'de bir çok dini görüşe mensup insanların radikal, ılıman insanların devletin içine girip, devlette görev aldıkları... Bu herkesin anayasal bir hakkı olduğu için hangi görüşten olursa olsun insanlar devlette görev alabilir, kamuda görev alabilir, memuriyet alabilir. Benim şahsi kanaatim, herkes devlette bir memuriyet edinebilir.
Geçmiş dönemde de bazı siyasal iktidarlar, aldıkları hakim, savcılarla ilgili açıklamalar yaptı. Devlette insan almanın yetkileri siyasal iktidarlarda oluyor dönem dönem. Alınacak kişilerle ilgili çeşitli kriterler var. Bu olabilir.
Ben böyle bir yapılanmanın olduğuna kani değilim. Böyle bir örgüt varsa, ortalama 30 yıldır bu iddialarla ilgili hiçbir ciddi soruşturma yok. Bir tane açılmış dava var ve bu dava da sonucunda beraat ettiği söyleniyor. Ben içeriğini çok bilmiyorum.
PARALEL DİYE BİR SUÇ YOK
Bir yıldır polislerle ilgili paralel, paralel, paralel iddiaları var. O polislerin çoğuyla beraber çalıştık. Bu polisler yıllarca İstanbul'da namusuyla, şerefiyle vazife yapmış insanlar, çoğunu yakından tanıyorum. Hatta kimisinin evi dahi yok. Organize şubede çalışmış, yıllarca bütün mafya örgütleriyle mücadele etmiş, bütün mafyayı bitirmiş ama adamın evlenecek parası yok. Şimdi bu insanlara paralelci, şucu, bucu diyorlar. Ancak bu insanlarla ilgili bugüne kadar gözaltına alınıp tutuklananlara bu konu ile ilgili hiç bir soru sorulmuyor.
Paralel, paralel... Paralel ne demek? Paralel diye bir suç yok.
Binlerce terör örgütü militanı cezaevlerinden tahliye ediliyor, Ergenekon'da müebbet hapis cezası almış insanlar çıkıyor diyor ki "Hükümet bizim çizgimize geldi." Bu hükümeti devirmeye yönelik eylem ve fiillerden dolayı suçlanmış insanlar çıkıyor, televizyonlarda "HSYK'da hakimiyeti biz sağladık, HSYK bizim elimize geçti." gibi şeyler söylüyor.