BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  MEDYA

Zaman yazarından Erdoğan'a zehir zemberek yazı!

Zaman gazetesi yazarlarından Kerim Balcı bugünkü yazısında Erdoğan'a zehir zemberek bir yazı yazdı.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM- Zaman si yazarı Kerim Balcı, Başbakan Erdoğan'a en sert yazılarından birini yazdı. Balcı'nın yazısında "Haydi kazıtabilirsen kazıt kökümüzü, bir tohumumuzu düşürmeden toprağa! Kazıtamayacaksın! Ve gün gelecek diyeceksin, “Yâ leytenî küntü turâbâ!” ifadeleri dikkat çekti. 

Nebe suresi 40. ayette geçen bu ifade "keşke toprak olsaydım" anlamına geliyor. 

İşte Kerim Balcı'nın o yazısından çarpıcı bölümler:

BİZE SU BİLE YOKMUŞ

Biz kazandık, çünkü Sevgioğulları’yız biz. Ateş denizinde mumdan gemilerle gezer, aşk taşırız hüsnün sahiline. Bize su bile yokmuş! Heyhat! Kırk yıldır kan içip de “Kızılcık şerbeti içtimdi,” demeye alışmışlara susuzluk ne yapar! Her geleni Rab’den bilip, “Lütfun da hoş, kahrın da hoş” secdesine kapananlara cefa ne yapsın? Başkalarının sabrettiklerine şükredenlere musibet nasıl çarpsın? Gönül verdikleri dava uğrunda, kandan-irinden deryalar geçenler, Süfyan’ın ateşten nehrinde yunsalar ne gam!

TEHDİTLERİN KOMİK GELİYOR

Sevgioğulları’yız biz! Giyimlerimiz temmuz güneşi, içtiğimiz, cihanı yakıp yandıran yalım… Haydi bizi yıldıracak bir azap bul be Ebu’l-Gayz! Bizi yandıracak bir alev bul gezip durduğun Nefret Vadisi’nde! Değil mi ki; “Ateşten sîneleriz, alev dokunmaz bize/Kor kesilip gitmiştir, gelenler semtimize...” Ah kükredikçe gülünçleşen Es’edu’l-Fi’rân! Ağzın iftiralarla dolu ama elin boş… Bu dünyayı zindan bilenlere ölüm ne yapsın! Mekâna bağlanmayı hüsran bilenlere sürgün ne yapsın! Bizi bu âlemde ebedî tutmanın yolunu buldunsa konuş; yoksa sus, hepimizi mizan kuyruğuna sokan sevgili ölüm meleği konuşurken senin işkence tehditlerin kulağa ne kadar da komik geliyor!

KAZITABİLİRSEN KAZIT KÖKÜMÜZÜ 

Sevgioğulları’yız biz! Adavetimiz adavete! Toplum tarlasına sevgi eker, gönül hasadı yaparız mevsimi geldiğinde... Avlanmaya çıksak, yine sevgidir kısmetimiz. Menfaat değil, merhamettir rehberimiz. Dağılmayız, yayılırız… Sarsılmayız, sarılırız… Pes etmeyiz, mest ederiz… Bahçemizde dikenler batmaz; gül olur… Kargalar ötmez; bülbül olur… Bir ölür, bin diriliriz biz… Misalimiz, her başağında yedi yüz tanesi olan ve yedi sünbül veren tohum misali… Haydi kazıtabilirsen kazıt kökümüzü, bir tohumumuzu düşürmeden toprağa! Kazıtamayacaksın! Ve gün gelecek diyeceksin, “Yâ leytenî küntü turâbâ!”

ARTIK SEN KORK

Artık sen kork! Çünkü Sevgioğulları’yız biz! Halktan Hakk’a çıkarken, Hakk’tan halka ineriz… Şu âleme sığmayız, bir gönüle sineriz… Hızımız sesimizden hızlı, nurumuz ateşimizden parlak… Ateşten denizlerde eridikçe dirilen mumdan gemilerle seyahat ederiz. Hüsn sahiline vardığımızda aşk kendini bulur, kendini beklerken… Gayb perdesi aralanır; söz sükut âlemine hicret eder… Biz burada kalırız, nefret perdeyi terk eder…