BIST 10.046
DOLAR 32,31
EURO 34,68
ALTIN 2.406,54
HABER /  MEDYA

Zaman yazarı kendisini ihbar etti

Zaman yazarı Ahmet Kurucan, Cemaat hakkında ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’ suçlamasıyla başlatılan soruşturmada adının geçmesine tepki gösterdi

Abone ol

Savcılığın cemaat soruşturmasında adı geçen isimlerden Zaman gazetesi yazarı Ahmet Kurucan, kendisini ihbar etti.

Fethullah Gülen hakkında “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, özel hayatın gizliliğini ihlal, dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık” suçlamasıyla İstanbul Cumhuriyet Savcılığının yürüttüğü soruşturma sürüyor. 

GÜLEN'DEN ÖZEL DERS ALMAK SUÇ İSE

Dosyada adı 'molla' diye geçen cemaatçi yazar Kurucan, iddialara ve suçlamlara ateş püskürdü. "Kendimi ihbar ediyorum" başlıklı bügünkü yazısında tepkisini böyle dile getiriyor:

"Şimdi dikkat; eğer Fethullah Gülen’den özel ders almak suç ise kendimi ihbar ediyorum, ben bu suçu işledim. Aslında derinlemesine bir gözle bakacak olursanız bu ihbarı 1990’dan verdiğim konferanslarda, yaptığım sohbetlerde yüzlerce defa söyledim."

1985 Ankara İlahiyat Fakültesi 'nden mezun olur olmaz Gülen'den 3 yıl özel ders aldığını aktaran Kurucan, mesleki hayatını, yaptığı çalışmaları anlattı. Yazar iktidarı eleştirerek yazısını böyle tamamlıyor:

DİNDAR NESİL YETİŞTİRECEĞİZ DİYE

"Ne hissediyor, ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama ben ağlanacak halimize bu satırları yazarken sadece gülüyorum. Aylar önce bir yazıma başlık yaptığım gibi savrulmanın böylesi diyor ve kendi kendime lahavle çekiyorum.

Dindar nesil yetiştireceğiz diye siyaset meydanlarını çınlatan, imam hatip liselerini orta eğitimin merkezine koyan, liselere siyer dersi koymakla övünen bir iktidarın İslami ilimleri bana göre master ve doktora dersi seviyesinde öğrenilmesini, öğretilmesini suç unsuru olarak göreceğinin emarelerini vermesi ne kadar da acı?

Sözü uzatmaya gerek yok. 5 yıllık ilahiyat tahsilim boyunca okuduğum ve öğrendiğimden çok daha fazlasını Hocaefendi’nin yanında okudum ve öğrendim. Eğer bu suç ise kendimi ihbar ediyorum, ben bu suçu işledim; hem de seve seve."

İSTANBUL CUMHURİYET SAVCILIĞININ YÜRÜTTÜĞÜ SORUŞTURMANIN ŞAŞIRTAN AYRINTILARI SONRAKİ SAYFADA

[PAGE]

SORUŞTURMANIN ŞU ANDAKİ TEK ŞÜPHELİSİ FETHULLAH GÜLEN

Cemaat hakkında ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’ suçlamasıyla başlatılan soruşturmanın numarası 2014/39856. İstanbul Cumhuriyet Savcılığının yürüttüğü soruşturmanın şu andaki tek şüphelisi Fethullah Gülen. Dosya kapsamında şikayetçiler, tanıklar ve itirafçıların bir kısmının ifadeleri alındı. Soruşturmada şu ana kadar ifade veren isimlerden en dikkat çekicileri: Hüseyin Gülerce, Hanefi Avcı, Latif Erdoğan ve Ahmet Sarıtaş
Fethullah Gülen hakkında “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme, özel hayatın gizliliğini ihlal, dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık” suçlamasıyla başlatılan soruşturma dosyasına Aydınlık ulaştı.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Fuzuli Aydoğdu tarafından yürütülen soruşturma kapsamında bugüne kadar birçok şikayetçi, tanık ve itirafçı ifade verdi.
Soruşturmada, özellikle yıllarca cemaatle bağlantılı olduğunu söyleyerek ifade veren isimler dikkat çekici.
Fethullah Gülen hakkında suç duyurusu yapan işadamı Ahmet Sarıtaş, savcılığa verdiği ifadesinde önemli ayrıntıları açıkladı.
‘16 YIL CEMAAT İÇİNDEYDİM FETHULLAH KAİNAT İMAMI’
İşadamı Ahmet Sarıtaş, el yazısıyla gönderdiği ikinci ifadesinde bir de şema çizdi. Şemada bir numara “Kâinat İmamı” Fethullah Gülen. Örgüt şemasında başyardımcı ve “Türkiye imamı” olarak Mustafa Özcan gösterildi. Özcan’ın yardımcıları da cemaate yakın olan Kaynak Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Naci Tosun, holding yöneticileri ve Ahmet Kara olarak belirtildi. Örgüt içindeki hiyerarşide “Türkiye İmamı” ve yardımcılarına bağlı olan kuruluşlar, gazete, dergi ve TV’ler, kamu çalışanları, şirketler, dershaneler, yurtlar, işadamları, üst düzey bürokratlar ve ışık evlerinde yaşayan öğrenciler gösterildi.
Şemayı çizerek örgütün işleyişini anlatan Ahmet Sarıtaş, 16 yıl cemaat içinde kaldığını ve 4 şirket batırdığını belirtti. Yemek işiyle uğraştığını söyleyen Sarıtaş, ifadesinde cemaatin içindeyken yaşadığı olayları anlattı.

‘ABD ASKERLERİ GÜLEN OKULLARINDA EĞİTMEN’

şikayetci işadamı, ifadesinde 2008 yılında Kuzey Irak’taki Işık Üniversitesi’ne yaptığı ziyarette ABD Deniz Piyadelerinin eğitmenlik yaptığına şahit olduğunu şu sözlerle dile getirdi:
“Irak’ın kuzeyindeki Işık Üniversitesi ve oradaki kolejler için Türkiye’deki aynı işlerimi yapmak için gittim. Gittiğimde İngiliz vatandaşı Robert, Amerikan vatandaşı Edward ve Türk vatandaşı Savaş Aksoy’u gördüm. Bunların görevi doğal İngilizce konuşması sağlayan öğretim görevlileri olarak geçiyordu. Ben Savaş ile samimi oldum. ‘Siz bu insanlarla aynı evde kalıyorsunuz, bunlar ne iş yapıyor’ diye sordum. Oda her ikisinin İngiliz ve Amerikan deniz piyadelerinde asker olduklarını söyledi.”

CEMAATİN BÖLGE İMAMI: CHP KURYE ŞİRKETİ GİBİ

İşadamı Sarıtaş, ifadesinde ayrıca dershanelerin kapatılmasına karşı nasıl bir yol izleneceğini kendisine cemaatin Marmara Bölgesindeki tüm okullardan sorumlu olan İshak Şahin tarafından aktarıldığını söyledi. Sarıtaş konuşmayı şöyle aktardı: “23 Nisan günü İshak Şahin ile Beylikdüzü’ndeki caminin yanındaki okulda görüşmemiz oldu. Görüşmede, dershanelerin 8 maddeden dolayı kapanmayacağından emin olduğunu, ‘Dershanelerin kapanması da kanunla olacak, biz bunu idari mahkemeleri kullanırsak 5-6 yıl sürecek ancak kanun olduğu için Anayasa Mahkemesine de ancak muhalefet partisi direkt gidebiliyor. Anayasa Mahkemesine gidebilmesi için kendi menfaatimiz için CHP’yi kullandık. Yoksa CHP’nin teneke bir parti olduğunu biliyorduk. Güven-Der bizim derneğimiz, Öz-De-Bir CHP’ye yakın olan bir dernek ama bizde. CHP’yi kullandığımız için Öz-De-Bir vasıtası ile dosyayı CHP’ye verdik. CHP kargo kurye şirketi gibi dosyayı Anayasa Mahkemesi’ne götürdü’ dedi.”

HİMMET TOSUNLARI

Ahmet Sarıtaş, ifadesinde 1998 yılı Kurban Bayramı’nda yemek verdiği her cemaat okulu için kendisinden bir tosun istendiğini ifade ederek şu bilgileri verdi: “Daha sonraki yılda bu sayı her okul için 3’e çıkmaya başladı. Zamanla da sen bize kârsız yemek vereceksin dediler. Biz Allah için çalışıyoruz diyerek manevi baskı yapmaya çalıştılar. Ben her bir okul için tosun bağışını fazla buldum. Bu hususun yukarısı tarafından duyulması halinde ‘ticari ilişkilerin sekteye uğrar’ diye tehdit ediyorlar, çalışan personelime, bana, personel sayısınca hem gazete hem de Sızıntı dergisi yazıyor, bunun parasını da kesiyorlar.”

HANEFİ AVCI DA TANIK

Soruşturmada tanık olarak eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı da ifade verdi. Avcı’nın daha önce cemaat hakkında yaptığı şikâyetler de soruşturma dosyasına girdi. Avcı ifadesinde, daha önce cemaatle ilgili olarak bazı isim ve bilgileri verdiğini ve istenildiği takdirde bunların dosyaya eklenebileceğini söyledi. Soruşturma savcısı, Avcı’nın Fethullah Gülen hakkında yaptığı şikayet ve dilekçeleri dosyaya koydu.

‘BANA ŞANTAJ YAPTILAR’

Soruşturma dosyasında Ergenekon davasının sanıklarından Selim Akkurt da var. Akkurt savcıya gönderdiği bir mektupla kendini ihbar ederek, “Fethullah Gülen terör örgütü üyesi olmaktan hakkımda işlem yapılmasını talep ediyorum” dedi.
Bunun üzerine soruşturma dosyasına dâhil edilen Akkurt’un ifadesi alındı.
Erzurum Cezaevinde bulunan Akkurt ifadesinde, “2002-2007 yılları arasında Fethullah Gülen terör örgütü içerisinde Zekeriya Öz, Ali Fuat Yılmazer, Mutlu Ekizoğlu, İsmail Erçelik ile birlikte aktif görevler aldım. Görev almamdaki sebep, kan davalı olduğum Sadrettin Özlem ile İlhan Yatağan cinayetlerini yukarıda saydığım bu kişiler, Erzurum’dan tanıdığım polis vasıtası ile çağırtarak, ‘eğer bizim dediğimizi yapmazsan, bu cinayetleri senin üzerine yıkarız. Biz sadece teröristlere operasyon yapacağız’ demeleri suretiyle bana şantaj yaptılar. Bende çaresizlikle Fethullah Gülen örgütüne katıldım. Yine Ergenekon davasında bu örgüte tanıklık etmediğim için ceza aldım. Zaten bu hususlarla ilgili Ergenekon davasında da ifadelerim vardır” dedi.

DOSYADAKİ SAVCI, POLİS GAZETECİ VE İŞADAMLARI...
“Fethullah Gülen suç örgütü” dosyasına F tipi polislere yönelik yapılan operasyonlarda gözaltına alınan ve tutuklanan ve polis şefleri hakkında yürütülen soruşturma da girdi. Gülen’in bir numaralı şüpheli olduğu soruşturmada Yurt Atayün, Ömer Köse, Erol Demirhan, Kazım Aksoy hakkında “görevi kötüye kullanma” suçu nedeniyle başlatılmış. Ancak bu soruşturma ana dosyadan ayrılmış.
Latif Erdoğan’ın verdiği ifadede eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in cemaatle bağlantılı olduğu ve MİT’in başına getirilmek istendiği belirtiliyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında ifadesi alınan Erdoğan, cemaat toplantılarına katılan işadamları olarak, Ali Rıza Tanrısever, Ali Açıl, Mehmet Katırcı’nın isimlerini verdi. Latif Erdoğan, “paralel yapı olarak adlandırılan oluşum içerisinde halen aktif olarak faaliyet gösteren kişiler” sorusunu da şöyle yanıtlıyor:

‘ÜST DÜZEY İLİŞKİLERİ AYARLIYOR’
“Kaynak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Naci Tosun, Mustafa Özcan, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil, üst düzey işadamlarıyla irtibatı koordine eden Ahmet Kara, Fatih Üniversitesi’nden Suat Yıldırım, eski AK Parti Milletvekili İlhan İşbilen, Harun Tokak, Murat Karabulut, Emniyetteki memurların Türkiye sorumlusu Süleyman Uysal, Samanyolu TV Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çelik, Zaman gazetesi Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, Önder Aytaç, bütün üst düzey ilişkileri düzenleyen kişi Alaaddin Kaya, Kerim Balcı, Erhan Başyurt, Ahmet Kurucan.
Aynı kapsamda ifade veren Ahmet Keleş de, Fethullah Gülen’in operasyon ekibi olarak 34 kişinin ismini veriyor. İfade tutanağında cemaatteki görevlerinin de yazıldığı isimlerden bazıları şunlar:
“Mustafa Sağlam (İl Emniyet Müdürü), Cengiz Malbeleği (İstanbul Emniyeti Narkotik Şube), İrfan (soyadını hatırlamıyorum. TÜBİTAK’ta görevliydi), Yakup Yıldız (Turgut Özal Üniversitesi Genel Sekreteri), Said Cansu (Dershane ve Okullar Genel sorumlusu), Serhat Yazar (Sürat A.Ş sorumlusu)”
SAVCININ YÖNELTTİĞİ KRİTİK SORULAR
Savcılık talimatı kapsamında tanık sıfatıyla ifade veren Latif Erdoğan ve Ahmet Keleş’e yöneltilen sorular da dikkat çekiyor. Cemaat yapılanmasının işleyişini her yönüyle araştıran savcılığın yönelttiği sorulardan bazıları şunlar:
- Fethullah Gülen Cemaati olarak adlandırılan yapı ne zaman, kimlerle, ne şekilde başlamıştır?
- Amacı nedir?
- Bu cemaat oluşumunun stratejisi nedir? İlerlemesinde farklı unsur, siyaset, kuruluş, etnik, dinsel yapılarla irtibat kuruldu mu?
- Cemaatin üst kademeye kadar olan faaliyet yapısı ve hiyerarşisi nedir?
- Mali kaynakları nelerdir?
- Üye temini ne şekilde yapılıyor?
- Eğitim, vakıf, şirket alanındaki faaliyetleri nelerdir?
- Toplantı yapılan yerler Türkiye içerisinde mi, dışında mıydı?
- Cemaat içerisinde, öğrenci evi, semt ağabeyi, ilçe, il, bölge imamı, müfettiş, mütevelli heyeti, himmet, şakirt, cemaat, hizmet, abla, kardeş, hâdim kavramlarının karşılığı nedir?
- Emniyet bünyesinde bu yapıya üye bildiğiniz isimler var mı?
- Devlet kurumu bünyesinde yapı adına imamlık yapan şahıslar ne şekilde çalışır? Bu kurumlarda çalışan ve yapı içerinde olan şahıslar kimlerdir?
- Cemaatten ayrılan şahıslara yönelik tehdit veya şantaj şeklinde bir uygulama var mı?
- Cemaate para vermeyen iş adamlarına yapılan yasadışı bir uygulama oldu mu?