BIST 9.684
DOLAR 32,59
EURO 34,87
ALTIN 2.500,44
HABER /  DÜNYA

Yurtta stres cihanda stres!

ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi Francis J. Riccciardone'den Türkiye'deki siyasi gelişmelere ilginç değerlendirme: Yurtta stres, cihanda stres!

Abone ol

ABD’nin eski Ankara büyükelçileri Francis J. Ricciardone ve Robert Pearson, Washington’daki Türk Büyükelçiliği’nde Atatürk’ün anısına yaptıkları konuşmada ABD ve Türkiye arasında son dönem yaşanan farklılıklara değindi.

Ricciardone, durumu tarif etmek için Atatürk’ün ünlü sözüne atıfla, “Yurtta stres cihanda stres” dedi. AK Parti hükümetinin bir dönem 'Acemi Elçi' dediği Ricciardone satırarasında ise ABD ile Türkiye arasındaki ilişkilerin 'türbülansa' girdiğini söyledi

ABD ve Türkiye ilişkilerinin Suriye ve IŞİD krizi nedeniyle gergin bir dönemden geçtiği sırada Amerika’nın eski Ankara Büyükelçileri Ricciardone ve Pearson, Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği’nde, “Atatürk’ün Türk-Amerikan ilişkilerindeki mirası” başlıklı bir konuşma yaptılar. İki büyükelçinin de Türkiye ve ABD arasında son dönem yaşanan farklılıklar ve Washington’da Türkiye ile ilgili duyulan kaygıya vurgu yaptıkları panelde, Ricciardone yaşanan gerginlikleri tarif etmek için Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” sözüne atıfla, “Yurtta stres, cihanda stres” dedi.

abd-eski-ankara-buyukelcisi-francis-j.-ricciardone.jpg
Türkiye'de görev yaptığı dönemde iç siyasete ilişkin sert açıklamalarıyla gündeme gelen Ricciardone 'Acemi Elçi' diye anılmıştı.

TÜRBÜLANS UYARISI

Ricciardone, konuşmasının başında, “Bazı insanlar, ABD ve Türkiye’nin ortak değerler paylaşıp paylaşmadığını, kararlı bir müttefik olup olmadıklarını, ortak amaçlar taşıyıp taşımadıklarını sorguladıklarında, son birkaç yıldır yaşanan türbülansta bile benim bundan hiç şüphem olmadı” diyerek iki ülke ilişkilerinin sağlamlığına işaret etti. Ancak aynı zamanda ilişkilerde bir türbülans olduğunu da belirtmiş oldu.

Ricciardone, ardından Atatürk’ün Türkçe olarak “Yurtta sulh cihanda sulh” sözünü örnek verip şöyle dedi:

“Tamam, şu an hem anavatan hem de dünya sulhu için stresli zamanlar. Bu zamanlar, yurtta stres cihanda stres zamanları. Ve bana öyle geliyor ki, stresli zamanlar, dostluk ve ortaklıklar için gerçek bir test zamanıdır.”

Bölgede bir kriz yaşandığını ve devletlerin meşruiyetinin sorgulandığını belirten Ricciardone, konuşmasının geri kalanında ise çarpıcı şu mesajları verdi:

SİSTEMDE GÜRÜLTÜ VAR

“Bazı farklılıklarımız var, sistemde epey bir gürültü var. Ama şu anda yaşanan kriz, spesifik olarak Suriye’yi kast ediyorum, bizi ayrı düşüren bir noktada olabilir. Ki kamuoyu açıklamalarında karşılıklı öfkeye de sürüklüyor. Ama aynı zamanda bu Türkler ve Amerikalıları işbirliğine de yöneltiyor.

İSTİŞARELER DEVAM EDİYOR

Yoğun bir şekilde devam eden bir diplomasi var. Konferanslar, diplomatlar arasında toplantılar, Türkiye’de Başbakanlar, Dışişleri Bakanları. Burada Washington’da da üst düzey yetkililer, Dışişleri Bakanı. Üst düzey iştişareler devam ediyor. Beyaz Saray haftaya Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın da Türkiye’ye gideceğini duyurdu. Bunlar ciddi istişareler.

MUHALEFET TÜRKİYE’DE TOPLANDI

Türkiye Arap Baharı’nın başlangıcında, Esad Rejimi muhaliflerini bir araya getirmede liderlik üstlendi. Mayıs 2011’den itibaren Türkiye, Suriye muhalefetinin Türkiye içinde toplanmasına izin vermeye başladı. Ve ABD’li diplomatlar da böylece bu insanlarla biraya gelip Esad sonrası nasıl yeni bir şey yaratmak istediklerini görüşebildi.

SİLAH OLSUN MU OLMASIN MI

Farklılıklarımız var mıydı? Evet kesinlikle. Şu grup mu bu grup mu? Silah olsun mu, olmasın mı? Bütün bu şeyler tartışılmak üzere orada duruyordu ve fikir ayrılıkları açıktı. Ama Türkiye ve ABD’nin, bölgedeki ihtilafları ele almak için birbirine ihtiyacı vardı.

ASKERİ İLİŞKİLER YAVAŞLADI

2011’de Türkiye’ye gittiğimde iç tartışmalar nedeniyle Türk askerinin Türk devletindeki rolünün yeniden tanımlandığını gördüm. Askerler, politikadan, beni o şaşırtan 1990’lardaki yöntemleriyle yürüttükleri yönetim anlayışından çekiliyordu. Bu epey çarpıcıydı. ABD ve Türkiye arasındaki askeri ilişkiler devam etti ama daha az operasyoneldi ve daha seyrekti. Eskiden her iki taraftan üst düzey bir askeri yetkili her zaman karşılıklı bir temas geliştirirdi. Ayda bir. Bu yavaşladı. Bir araya gelmeler azaldı. Sonra 2011 sonunda, özel kuvvet birlikleri için Büyükelçilikte bir pozisyon oluşturduk. Türk mevkidaşlarıyla çalışacak bir subay vardı.

İÇ GÜVENLİK ATAŞESİ

Yasa koruma konusunda Türkiye bir işbirliği geliştirdik. 90’lardan beri bir FBI ataşesi vardı. Sınır güvenliği konusunda derin bir uzmanlığı olan İç Güvenlik ataşesi de geldi. Ve yabancı savaşçı geçişlerini konuşma zamanı geldiğinde, Türkler reddetmediler, işbirliğinden uzak durmadılar. İç Güvenlik Ataşesi, 2012 sonbaharında, eski İç Güvenlik Bakanı Janet Napolitano’nun Türkiye ziyaretiyle başlamıştı. IŞİD konusundan çok önce.”

GENİŞ ÇAPLI KAYGI VAR

Panelde, Pearson da Türkiye’nin otoriterleşmesi konusunda şimdiki Amerikan Büyükelçisi John Bass’in Senato oturumunda yaptığı yoruma değindi. Temmuzda yapılan oturum sırasında Senatör John McCain’in Bass’e sorduğu, Türkiye’de yaşananların otoriterliğe doğru bir kayma olup olmadığı yönündeki soruya Bass’in verdiği “Bu doğrultuda bir kaymadır evet” yanıtını değerlendiren Pearson, şöyle konuştu: “Senatör John McCain’in o soruyu sorması, cevaptan daha önemliydi. O soruyu sordu, çünkü ABD’de Türkiye konusunda geniş çaplı bir kaygı var.”