BIST 10.046
DOLAR 32,40
EURO 34,55
ALTIN 2.380,93
HABER /  MEDYA

Yeni Şafak yazarından cemaate ihanet iması

Yazar İsmail Kılıçarslan, Kosova'da tüm İslami oluşumların üzerine giden polisin cemaatin hiçbir kurumuna dokunmadığına dikkat çekti.

Abone ol

Kosova'da son dönemde İslami STK'lar hedefte. Çok sayıda vakıf ve derneklere, IŞİD'e yardım ve yataklık gerekçesiyle baskın düzenleniyor.

Kosova'da okul, cami inşa eden ve eski eserleri restore eden Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı'nın (TİKA) İŞİD'i finanse ettiği suçlaması yöneltiliyor.

Bilindiği gibi son dönemde cemaate yakın medyada iddialarla ilgili haberler yer almıştı. Yine Taraf yazarı Emre Uslu, 25 Eylül tarihli "TİKA kurumlarına IŞİD kıskacı" başlıklı yazısında TİKA'nın bağlantılı olduğu kuruluşların şüpheli olduğunu yazmıştı.

Tartışmalara katılan Yeni Şafak gazetesi yazarı İsmail Kılıçarslan, iddiaların arkasında paralel yapılanmanın olduğunu ima etti.

Orada yaşananları "Gönüllü ihanet" başlıklı bugünkü yazısında anlatan yazar, isim vermeden cemaati işaret etti. Yazar, yazısına şöyle devam ediyor:

TIPKI 11 EYLÜL SONRASI GİBİ

"Peki ne oluyor Kosova'da? Neredeyse tüm Balkanlar'da mütemadiyen olan oluyor. IŞİD sayesinde aradığı yeni İslamafobi dalgasını bulan laikçi kimi hükümetler, tıpkı 11 Eylül sonrasında yaptıkları gibi, Müslümanların, alnı secde görenlerin, 'bu toprakların geçer akçesi İslam'dır' diyenlerin tüm kurumlarına baskı uyguluyor.

EĞİTİM VE YOKSULLUKLA MÜCADELE EDİYORLAR

Kosova'da Müslümanların dertleriyle hemhal olmayı görev bilen, eğitim ve yoksullukla mücadele alanlarında başarılı hizmetleriyle tanıyıp bildiğimiz AKEA'ya yapılanlar da bu baskıların sadece küçük bir bölümü.

Fakat AKEA meselesi önemli. Zira AKEA, sadece TİKA ile değil, Türkiye'den pek çok devlet kurumu ve STK ile işbirliği yapan pırıl pırıl bir yapı. Yani AKEA'yı IŞİD ile ilişkilendirmeye çalışmanın asıl hedefi IŞİD'i TİKA ile, Türkiye'nin diğer kurumları ile ilişkilendirmeye çalışmak. İşte bir kez daha ve yeri geldi diye: 'Hoşt.'

SELEFİLER AKEA'YA 'SİZ TÜRKİYECİSİNİZ DİYORLAR' DİYE KIZIYOR

AKEA'nın IŞİD bağlantısına gelince... Bir veri olması bakımından şöyle bir bağlantı var. Kosova'daki tüm Selefi yapılar AKEA'ya 'siz İhvancısınız, Türkiyecisiniz' diye kızıyor.

KOSOVA POLİSİ BİR CEMAATİN HİÇBİR KURUMUNA DOKUNMADI

Tabii bir de nedense AKEA dahil Kosova'daki 'İslami oluşumların' hepsine dokunan Kosova polisi, bir cemaatin hiçbir kurumuna dokunmadı. Aklımda 'gönüllü ihanet' kavramının çağrıştırdığı deli sorular.

Ne diyordu Mata Hari: 'Kendi gemini yürütmenin yolunu diğer bütün gemilerin dibini delmeye çalışmakta buluyorsun hafız. Ne değişik adamsın sen yahu?'

NUMAR KURTULMUŞ İDDİALARA ÇOK SERT ÇIKTI? PEKİ NELER DEDİ? SONRAKİ SAYFADA

[PAGE]

KÜLTÜREL DİPLOMASİ FAALİYETLERİ İCRA EDİLİYOR

Dün bazı gazetelerde TİKA, Yunus Emre Enstitüsü ve Diyanet İşleri Başkanlığını ilgilendiren Kosova ile ilgili bazı haberlerin yer aldığını anımsatan Kurtulmuş, ''Maalesef bütün bu haberlerin hepsi yalandır, iftiradır'' dedi.

Kosova'daki gelişmeleri yakından takip ettiğini belirten Kurtulmuş, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başından itibaren Kosova'ya hem bağımsızlık mücadelesinde hem de bağımsızlığını kazandıktan sonra destek verdiğini kaydetti.

Kosova'nın bir devlet olarak şekillenmesi için Türkiye'nin üzerine düşen her türlü sorumluluğu yerine getirdiğini ifade eden Kurtulmuş, ''Dolayısıyla Kosova'yı biz bu anlamda başından itibaren ilk tanıyan ülkeyiz, en büyük desteği veren ülkeyiz. Böyle olmaya da devam edeceğiz. Kosova bizim için sadece uzaktaki bir ülke değildir. Prizne, Priştine'nin sokakları, camileri, hamamları, medreseleri, kültürü, oradaki halk, insanların hepsi bizim insanlarımızdır, dostlarımızdır, kardeşlerimizdir. Biz Kosova'ya hep bu şekilde baktık'' dedi.

Balkanlarda özellikle TİKA ve Yunus Emre Enstitüleri aracılığıyla sürdürülen bir takım kültür diplomasisi faaliyetlerinin olduğunu belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:

''Orada medreseler, camiler imar ediliyor. Yeni bir takım binalar inşa ediliyor. Böylece Kosova'nın kültürünün diğer yerlerde olduğu gibi gelişmesi, Kosova ile Türkiye arasındaki iyi ilişkilerin sürdürülmesi ve kuvvetlendirilmesi için bir sürü kültürel diplomasi faaliyetleri icra ediliyor. Bunların içerisinde ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığımız oradaki Müslümanların dini hizmetlerini karşılamak için birtakım katkılarda bulunuyorlar.''

Türkiye'nin Balkanlar ile ilgisinin, sadece coğrafi olmadığını, Türkiye'nin gönül dünyasından, zihniyet dünyasından gelen bir ilginin de parçası olduğunu ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:

''Evet dünyada bugün, İslam adına aşırılığın, kinin, nefretin kol gezdiği söylemler, ortaya çıktığı söylemlerle birtakım işler yapılıyor. Bazı söylemler, fikirler ortaya konuluyor ama tam da bizim, özellikle Kosova ve Balkanlar ile ilişkimiz bu noktada dünyaya huzuru, barışı sağlayacak bir ilişkidir. Bizim gönül dilimiz, Horosan Erenleri'nden kalkan bir dildir, oradan çıkan bir dildir. Yusuf Hemadinilerin, Sarı Saltukların, özellikle Balkanlar için konuşursak Taptuk Emrelerin, Hacı Bayramı Velilerin, Ali Semarkandilerin diliyle buluşmuş bir kültür ve o kültürün ortaya koymuş olduğu birlikte, barış içinde yaşamayı sağlayabilmiş bir kültüre sahibiz. Biz Balkanlar'da bunlar üzerinden asırlardır varlığımızı koruduk. Balkanlar'daki Müslüman kitlelerinin varlığı da bunların üzerinden korundu. Tam da bu dil, Sarı Saltuk'un dili, Yunus Emre'nin dili, Taptuk Emre'nin dili, Hacı Bayramı Veli'nin dili, biz bunları orada ortaya koymaya gayret ediyoruz.''

İŞİD'İN EKMEĞİNE YAĞ SÜRMEKTİR

TİKA, Yunus Emre Vakfı'nın bunu yapmaya çalıştığını, Diyanet Vakfı'nın yaptığı kültürel desteklerin bu anlamda destekler olduğunu ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:

''Bu desteklerdir esas aşırılığa karşı Kosova'yı da koruyacak olan, Balkanlar'daki Müslüman halkları da koruyacak olan. Bu anlayıştır, bu anlayışın gelişmesidir; orada IŞİD benzeri birtakım benzeri radikal unsurların gelişmesini önleyecek olan. Mesele bu kadar açık ve gerçekken bunu saptırarak, oradaki Türkiye'nin bu kültür diplomasisini IŞİD'e destek olarak göstermek, en azından Türkiye'de bunu yapanlar için haksızlıktır, şerefsizliktir. Gerçekten gerçekleri saptırmaktır. Kosova yönetimi için de bunu yapmak IŞİD'in ekmeğine yağ sürmektir. Dolayısıyla meseleyi çarpıtarak, bulanık suda kimse balık avlamaya çalışmasın. Türkiye'nin Kafkaslar'da, Balkanlar'da yaptığı, özellikle Kosova'da yapmaya çalıştığı tam da bu gönül dilini ortaya koymaktır, tam da IŞİD'i durduracak olan inanç ve felsefeyi ortaya koyabilmektir. Bunun yapılmasına kimler engel oluyorsa, kimler engel olmaya çalışıyorsa bilsinler ki onlar IŞİD ve benzeri fikirlerin Kosova'da ve Balkanlar'da yaygınlaşması için gayret sarf ediyorlar. Bu açık gerçeği, çok açık bir yalan ve saptırma olarak ortaya koyanları gerçekten kınıyorum, doğru bulmuyorum.''

Türkiye'ye karşı büyük bir haksızlık yapıldığını belirten Kurtulmuş, ''Bu ifadeleri özellikle Türkiye'nin içerisinde dile getirenlerin de kime hizmet ettiğini açıkçası merak ediyorum. Böylesine büyük bir saptırma olmaz. Böylesine büyük bir yanlışlık olmaz. Bunu bu millet de, tarih de affetmez. Tarihi bir sorumluluğu orada canla başla arkadaşlarımız yerine getirmeye çalışıyor. İnşallah orada bu faaliyetlerimizi, bizim tarihten getirdiğimiz bu gönül dilinin günümüze yansımalarını Kosova'da da, diğer Balkan ülkelerinde, oradaki yönetici kardeşlerimizle, arkadaşlarımızla barış içinde yerine getirmeye devam edeceğiz'' diye konuştu.