BIST 10.557
DOLAR 32,19
EURO 35,12
ALTIN 2.431,82
HABER /  GÜNCEL

Yazarlarda Batı ne der endişesi

Uzun menzilli füze alım ihalesinde Batı ülkeleri yerine Çin'i tercih eden iktidar, bazı yazarların gündeminde.

Abone ol

Hava savunma sistemi projesinin ABD'nin rakibi Çin'e verilmesi yankı uyandırdı. İcra Komitesi’nin kararında ortak üretim, teknoloji transferi ve ucuzluğun kararda rol oynadığı belirtiliyor.

Ancak kimi çevreler bu kararın siyasi olduğu ve Batı dünyasının karara tepki göstereceği konuşuluyor. Cumhuriyet tarihinin en kritik füze ihalesi yazarların da gündemindeydi.  Batı dünyasının nasıl tepki verebileceğini merak eden Murat Yetkin ve Hasan Cemal bugünkü köşelerinde bu konuyu ele aldılar.

OBAMA TELEFONA SARILIR MI?

Radikal yazarı Murat Yetkin: Obama Çin füzeleri için Erdoğan'ı arar mı?

Tabii Erdoğan’ın son zamanlarda Batı’dan, özel olarak da ABD’den istediği kadar diplomatik destek alamamaktan dolayı hayal kırıklığı yaşadığı ortada; üstelik sadece Suriye değil, Mısır, İsrail, Filistin gibi daha çok Ortadoğu’ya dair konularda. Erdoğan, BM karar alma sürecinden şikâyetçi. ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa gibi Güvenlik Konseyi daimi üyelerinden ellerindeki veto yetkisinden vazgeçmelerini istiyor.

Erdoğan’ın son dönemde ABD Başkanı Barack Obama konusunda da hayal kırıklığı yaşadığını söylemek mümkün… St.Petersburg’da G-20 zirvesinde Obama ile 5 Eylül’de ayaküstü merhabalaşan Erdoğan, gazetecilere 6 Eylül’de ayrıntılı görüşmeyi umduğunu açıklamıştı; Suriye ve Mısır konusundaki kararların Türkiye’nin görüşleri dinlenerek alınmasını istiyordu. Bu görüşme gerçekleşmedi. Erdoğan (başarısızlıkla sonuçlanan) İstanbul 2020 Olimpiyat adaylığı toplantısı için Rio’ya hareket ettikten hemen sonra Obama, Rusya lideri Vladimir Putin ile bir araya geldi ve halen devam etmekte olan son tur Suriye görüşmelerini başlattı.

O tarihten bu yana Obama’nın Erdoğan’ı aradığı yönünde bir açıklama yapılmış değil. Gerçi Obama, BM Genel Kurulu için Nev York’ta bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile aynı yemek masasına oturdu ve Suriye konuştu. (İlginçtir, bu haber Türkiye’deki gazetelerin çoğunda hak ettiği ilgiyi bulmadı.) O arada yeni bir diplomatik atak başlatan İran, Suriye konusunda bir aktör haline geldi.

O tarihten bu yana Obama’nın Erdoğan’ı aradığı yönünde bir açıklama yapılmış değil. Gerçi Obama, BM Genel Kurulu için Nev York’ta bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile aynı yemek masasına oturdu ve Suriye konuştu. (İlginçtir, bu haber Türkiye’deki gazetelerin çoğunda hak ettiği ilgiyi bulmadı.) O arada yeni bir diplomatik atak başlatan İran, Suriye konusunda bir aktör haline geldi.
Türkiye işte böyle bir dönemde Çin füze sisteminden yana tercih kullandı. Başlıktaki soruya dönersek, bugüne dek Erdoğan’ın hep arkasında durmuş olan Obama Çin füzeleri nedeniyle telefona sarılır mı? Ararsa, Çin füzeleri dışında ne konuşurlar, bu konuşmanın sonuçları ne olur? Bunlar cevabını takip etmeye değecek sorular."

Yazının tamamı için

NATO'YU YERİNDEN ZIPLATMIŞTIR

T24 yazarı Hasan Cemal: Başbakan Erdoğan 'Büyük Doğu' derken, Çin’e büyük silah ihalesi...

"Başbakan Erdoğan iktidarının bu ihale kararında Batı yok!

Amerika yok.

NATO yok.

Fransa-İtalya yok.

Çin var.

Olamaz mı?

Olabilir.

Olabilir ama bu öylesine bir karar ki, Avrupa ve Amerika başkentleriyle NATO’yu şöyle bir yerinden zıplatmıştır.

Olabilir ama o zaman da, Erdoğan’la ilgili olarak yapılmakta olan, “Sırtını Batı’ya, Avrupa’ya dönüyor, Doğu’ya (kendi deyişiyle Büyük Doğu’ya) açılmaya hazırlanıyor” yorumları da daha çok geçerlik kazanmaya başlar, bu konu daha çok tartışmaya açılır.

Hatta biraz da alaylı bir dille denilebilir ki:

Ortadoğu’da da istediğini bulamayan Erdoğan şimdi de Büyük Doğu’ya hazırlanıyor!

Evet olabilir, ama Gezi olayı gibi, bu konu da yine Batı’da soru işaretlerinin çengellerini getirip zihinlere asmasına yol açar.

Ayrıca, böyle bir ‘Büyük Doğu projesi’nin ne kadar gerçekçi olduğu, ayaklarının ne kadar yere bastığı, Türkiye’ye ne kazandırıp ne kaybettireceği, Doğu’nun Batı’ya alternatif olup olamayacağı, yani fatura meselesi gündeme daha çok gelir.

Hatta, dış politikada perişanları oynayan Türkiye’nin biraz daha yalnızlaşıp yalnızlaşmayacağı da tartışmaya açılır."

Yazının tamamı için