BIST 10.277
DOLAR 32,28
EURO 34,77
ALTIN 2.402,40
HABER /  GÜNCEL

Ülkücü ile devrimcinin 13 Eylül hesabı

12 Eylül'ün kabus günlerinde her türlü işkenceye maruz kalan devrimci ve ülkücüler darbeciler hakkında dava açmaya hazırlanıyor...

Abone ol

12 Eylül darbesi sırasında yıllarca cezaevinde yatan ve her türlü işkenceye maruz kalan devrimciler ve ülkücüler, referandumun ardından darbeciler hakkında dava açmaya hazırlanıyor.

Taraf Gazetesi yazarlarından Melih Altınok'un özel haberine göre Anayasa referandumunu dört gözle beklediklerini söyleyen darbe mağdurları “Gönlümüz evet çıkmasından yanadır” dediler. Senelerce cezaevinde kalan ve işkence gören ülkücüler ve devrimciler, referandumda evet çıkarsa hukuki haklarını arayacaklar.

12 Eylül’de referanduma sunulacak olan Anaysa değşikliği paketi kabul edilirse aralarında Kenan Evren’in de bulunduğu darbecilere yargı yolu açılıyor. Çünkü Anayasa değişikliği 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasını önleyen geçici 15. maddenin kaldırılmasını içeriyor.

12 Eylül Anayasa değişikliği referandumunda, darbecilere yasal zırh sağlayan geçici 15. maddenin kaldırılması halinde, darbe döneminde yıllarca cezaevinde kalan ve günlerce süren işkencelere maruz kalan devrimciler ve ülkücüler, hukuki mücadeleye başlayacaklarını söylediler. 12 Eylül mağdurları, yaşadıkları sıkıntıları ve darbecilerden hukuki olarak hesap sorulabilmesinin yolunu açacak referandumdaki tavırlarının ne olacağını Taraf’a anlattılar.

Suat Baysal:

Bize zulmü reva gördüler

12 Eylül darbesinin ardından Samsun Devrimci Yol (Dev-Yol) Davasından yargılanıp 11 yıl boyunca Samsun, Amasya, Erzincan, Eskişehir ve Aydın askeri cezaevlerinde kalan Suat Baysal, geçici 15. maddenin kaldırılması halinde işkencecilerinden hesap sorulması için her türlü hukuki yolu kullanacağını söyledi. Altmış beş günü boyunca yüzüne geçirilen at torbası hiç çıkartılmadan işkence gördüğünü anlatan Baysal “İşkence bitip hücreden çıkartıldım. At torbasını başımdan çıkardılar. Zifiri karanlığa alışık gözlerim güneşe dayanamadı. Bayılmışım. Bize bu zulmü reva görenlerden hesap sormak boynumuzun borcudur” dedi.

Bir devrimci olarak bugüne değin 12 Eylül Anayasa’sının tamamen ortadan kaldırılması için mücadele ettiğini kaydeden Baysal “İsterdim ki daha kapsamlı bir değişiklik olsun. Ama bugün ortada olan değişiklik de önemli dönüşümler içeriyor. Referandumda evet çıkarsa, kamuoyunda en azından bu düzenin değişebileceğine dair bir intiba oluşabilir. Bu nedenle gönlüm referandumda evet çıkmasından yanadır” şeklinde konuştu. Solun bazı kesimlerinin hayırcı cephede buluşmasına üzüldüğünü belirten Baysal “Ergenekoncular, MHP, CHP, kirli savaş taraftarları, askeri vesayetçiler yan yana geldi. Solun yeri burası değildir.” dedi.
                                                                         
Avukat İrfan Sönmez:

Asker elbisesi giydirip vuracaklardı

12 Eylül döneminde Konya, Buca, Şirinyer, Elazığ ve Diyarbakır Askeri Cezaevlerinde 10,5 yıl ceza yattığını ve 78 gün bilfiil işkence gördüğünü belirten Avukat İrfan Sönmez de darbeci zihniyetten hesap sormak için Anayasa Referandumu’nda “evet” diyeceğim dedi.

12 Eylül darbesinin en mağdur kesimlerinden biri ülkücüler olduğunu, insanlık onuruyla bağdaşmayacak akıl almaz işkencelere maruz kaldıklarını ve yıllarca hapis yattıklarını belirten Sönmez yaşadıklarını şöyle anlattı: “Cezaevinde ‘kaçarken vurduk’ süsü vermek için üzerime zorla asker elbisesi giydirdiler. Fotoğraflarımı çektiler. Daha sonra araya bir şeyler girdi ve askeri elbiseleri üzerimde unuttular. Askeri mahkemede işkence raporlarımın yanı sıra bu fotoğrafları da delil olarak sundum ve kabul de edildiler.” Anayasa referandumunda yalnızca bireysel mağduriyetinin hesabını sormak için evet demeyeceğini kaydeden Sönmez sözlerine şöyle devam etti:

Referandumda paket onaylanırsa, o dönemde hapis yatanlar, sorgulananlar, işkence görenler, işinden olanlar 13 Eylül sabahı mağduriyetlerinin giderilmesi için dava açabilirler. Ama bu referanduma evet dememin asıl nedeni, paketin Türk demokrasinin standartlarını yükseltmesi, darbeleri caydırıcı etkisinin olması, asker ve yargı vesayetini zayıflatmasıdır.”

Zeynel Abidin Kıymaz-BBP eski lideri Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte...

Moraran kollarımızı saklardık

Darbe sonrası Adıyaman, Ankara ve Malatya Cezaevlerinde 7 yıl tutukla kalan GAP Gazeteciler Birliği Genel Başkanı Ülkücü Zeynel Abidin Kıymaz ise yaşadıkları zulmün tarifi imkansız olduğunu belirterek “Mutlaka ama mutlaka 12 Eylül darbecilerinden hukuk alanında hesap soracağız” dedi. Nakledildiği cezaevinde konuştuğu ülkücü ve devrimcilerden, tutuklulara uygulanan işkencelerin sistematik olduğunu öğrendiğini söyleyen Kıymaz şunları anlattı:

“ Ailelerimiz ziyarete geldiğinde moraran kollarımızı, yüzümüzü gizlemeye çalışırdık. Avrupa’dan heyet gelirdi. Solcu arkadaşlar işkence gördüklerini söylerdi. Ama biz ‘devlet babamız, döver de sever de’ diye sesimizi çıkartmazdık. Ama artık çıkartacağız. Çünkü o baba alkolik, ruh hastası.” MHP’nin tavrının 12 Eylül mağduru ülkücüleri üzdüğünü belirten Kıymaz sözlerine şöyle devam etti: CHP Anayasa değişikliğine, arka bahçesi haline getirdiği yargı sistemi değişecek diye hayır diyor. MHP de onun yedeğine düşüyor. Ama ülkücüler evet diyecektir. Bahçeli geçici 15. madde kalsa da darbeciler yargılanmayacak deyip ülkücüleri kandırmaya çalışıyor. Referandumda yüzde altmış evet çıkınca yapmaları gereken derhal ol kotluları terk etmektir. Eğer bu değişiklik onaylanmazsa Türkiye demokrasisi elli yıl daha geriye gider. Bu yolda kararlılıkla devam edilmelidir.”

Ülkücü gençlerden Yusuf Bilgin, Emin Oğuz, Davut Güler ve Zeynel Abidin Kıymaz birarada görülüyor...