BIST 9.916
DOLAR 32,43
EURO 34,78
ALTIN 2.433,16
HABER /  GÜNCEL

Twitter engellemesi: '21. yüzyılda kitap yakma'

Türkiye'de uygulanan Twitter engellemesine İngiltere basında tepkiler devam ediyor. Pazar gazetelerinden Independent on Sunday, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın sitesinde yayımlanan "21. yüzyılda kitap yakma" benzetmesini öne çıkarıyor.

Abone ol

Türkiye'de uygulamaya konan Twitter engellemesine dış basından tepkiler devam ediyor. Bu konuya yer veren Pazar gazetelerinden Independent on Sunday, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesinde yayımlanan "21. yüzyılda kitap yakma" benzetmesini öne çıkarıyor.

Independent on Sunday, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın sitesindeki bir bloğa dayanarak, "Her gün, dünyada çeşitli hükümetler değerli kaynaklarının bir kısmını internet sansürüne ayırıyor. Bu, 21. yüzyılda kitap yakmadır ve kimseyi daha güçlü kılmıyor." yorumuna yer veriyor.

Gazete, blogdaki "Bazen bizim dostlarımız da bu hatayı yapıyor. Türkiye gibi bir dostumuzun fikirlerin serbest dolaşmasından, hatta Twitter'da yapılan eleştirilerden korkacak bir şeyi olmamalı. Yurttaşlarının sosyal medya araçlarına erişimini engelleme çabaları son bulmalıdır." sözlerini aktarıyor.

Makalede İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt'in, Twitter yoluyla yaptığı açıklamaya yer verilerek Türkiye'nin sosyal medyaya erişimi engelleme girişimlerini "aptalca" olarak nitelediği ve yasağın "işlemediğini ve ters etki yarattığını" vurguladığı da aktarılıyor.

Observer gazetesinde ise, Başbakan Erdoğan'ın Gezi olayları sırasında yaptığı "Sosyal medya denen şey toplum açısından en kötü hastalıktır." konuşması hatırlatılarak, Erdoğan'ın "Twitter'ı yasaklamaya kalkışıp (başaramayarak) kendisini gülünç bir duruma düşürdüğü" ifade ediliyor.

Bir hafta sonra yapılacak yerel seçimlerin Erdoğan açısından önemli bir sınav olacağı ve Ağustos'taki cumhurbaşkanlığı seçimindeki adaylığının, bu seçim sonuçlarına bağlı olduğu vurgulanıyor.

'Tehlike büyük olmasaydı...'

Financial Times gazetesinde yayımlanan Alev Scott imzalı makalede ise, Twitter engellemesi şöyle değerlendiriliyor:

"Erdoğan'ın Perşembe günü tehditlerini tekrarlamasından birkaç saat sonra Twitter yasağı başlayınca sosyal medya hareketlendi. Bu tehditlerin seçimler bu kadar yakınken ve belirgin bir mahkeme kararı olmaksızın birdenbire hızla uygulanması, birçok varsayım üretilmesine neden oldu. Erdoğan neden korkuyordu? Seks kasetleri ve suikast planları, en favori varsayımlar arasında. İşin ilginci, başbakanın bastırmaya çalıştığı söylentiler çoğaldı; seçimler öncesinde başbakanı utandırmak için gelecek hafta nelerin sızdırılacağına dair söylentiler paylaşıldı."

"Gözükara önlemler Erdoğan'ın zor bir dönemden geçtiğinin göstergesi. Popüler bir sosyal medya sitesinin yasaklanması değersiz bir eylem ve birçok internet kullanıcısı önemli bir bilgi sızdırılacağından emin. Başbakanın yasaları neredeyse kopma noktasında zorlayarak, uluslararası grupların tepkisini alacak (İnsan Hakları İzleme Örgütü bu olayı "Türkiye'de ifade özgürlüğüne bir başka büyük darbe" olarak niteledi) ve kendi partisi içerisinde muhalefeti kışkırtacak şekilde bunu yapmasının başka bir nedenini düşünmesi zor."

"Bu ayrıca oy getirecek bir şey de değil. Twitter kullanan Türklerin zaten AKP'ye oy vermesi pek muhtemel değil; Erdoğan baskı kokan bu eylemle kararsız seçmenleri de kendisinden uzaklaştırdı."

"AKP normalde seçimler konusunda kurnaz politika izler. İnternette biraz araştırma yapmış ve üzerinde biraz düşünmüş olsaydı Twitter'ı engelleme girişiminin de uzun süre başarılı olamayacağını anlardı."

"Erdoğan tehlikenin büyük olduğunu düşünmeseydi hem kendisi, hem de partisi açısından ciddi sıkıntı yaratacak bir adım atmazdı. Neden bu adımı attığını bilmiyoruz. Fakat Türkiye'de, Twitter kullananlar büyük bir beklenti içinde."