BIST 10.671
DOLAR 32,18
EURO 35,01
ALTIN 2.444,79
HABER /  GÜNCEL

Türkiye, iç ve dış tehditlere açık!

Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Türkiye'nin bulunduğu coğrafyanın önemine değindi. Büyükanıt, Türkiye'yi tehditlere açık buldu. Ayrıca alınacak önlemleri de belirtti.

Abone ol

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Türkiye'nin 21. yüzyıla jeopolitik etkinliği ve önemi artmış, vazgeçilmez bir ülke olarak girdiğini belirterek, ''Ne zaman, nerede, ne olacağı belli olmayan karmaşık ve tehdit dolu coğrafyada, bekamızı sağlamak için çok güçlü ve caydırıcı özellikte silahlı kuvvetlere sahip olmak mecburiyetindeyiz'' dedi. Orgeneral Büyükanıt, Kara Harp Okulu (KHO) Savunma Bilimleri Enstitüsü 3. Dönem Diploma Töreni'nde yaptığı konuşmada, Harbiye'nin kararlı ve tükenmeyen çabalarıyla her türlü engeli aşan, sağlam karakterli, Atatürkçü düşünce sisteminin temel felsefesini yaşam tarzı olarak benimseyen ve bu sisteme göre hareket eden, karşılıklı sevgi, saygı ve mutlak itaate dayalı disiplin anlayışı içinde, üstün hizmet anlayışına sahip subayların yetiştiği, kutsal bir yuva olma görevini, yeni kurulmuş olan Savunma Bilimleri Enstitüsü ile Kara Kuvvetleri'nin bilim penceresi olarak daha da genişlettiğini belirtti. Orgeneral Büyükanıt, Enstitünün akademik çalışmaları, yüksek lisans tezleri ve bilimsel etkinlikleriyle TSK'da ve akademik camiada kabul gören bir yer edinmeye başladığını ifade etti. Türkiye'nin 21. yüzyıla jeopolitik etkinliği ve önemi artmış, vazgeçilmez bir ülke olarak girdiğini vurgulayan Orgeneral Büyükanıt, şöyle devam etti: ''Bir çok tehdit ve risklerin yoğunlaştığı Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu üçgeninin merkezinde yer alan Türkiye bu tehdit ve risklere karşı dikkatli ve hazırlıklı olmak zorundadır. Türkiye'nin içinde bulunduğu bu coğrafyada, uluslararası terörizm, şiddete dayalı bölücü ırkçılık, aşırı milliyetçilik, kökten dincilik, organize suç ve uyuşturucu kaçakçılığı bölgedeki huzur ve güvenliğin önünde giderek büyüyen engeller olmaya devam etmektedir. Bu coğrafyadaki en önemli sorun huzurun ve istikrarın nasıl sağlanacağı ve barışın nasıl korunacağıdır. Bu nedenle, ne zaman, nerede, ne olacağı belli olmayan karmaşık ve tehdit dolu coğrafyada bekamızı sağlamak için çok güçlü ve caydırıcı özellikte silahlı kuvvetlere sahip olmak mecburiyetindeyiz. Ancak, güçlü olduğunuz müddetçe caydırıcı olabilirsiniz. Caydırıcı bir silahlı kuvvetlere sahip olmak aynı zamanda barışın da büyük teminatıdır.'' ''GENÇ SUBAYLAR GELECEK İÇİN YATIRIMIMIZ'' Orgeneral Büyükanıt, kendisini çağın ihtiyaçlarına göre hazırlayan Kara Kuvvetleri'nin, bugünkü muharebe sahasında harekatlarını kesintisiz olarak devam ettirebilecek, etkili şekilde muharebe edebilecek ve müşterek harekat yapabilecek birlikler ve onlara komuta edecek liderler yetiştirmek için eğitim ve öğretim sistemini sürekli gözden geçirdiğini belirtti. Her seviyedeki komutanın, her türlü görevin ifasında, bugün mezun olan subayların eğitim, bilgi, beceri ve yeteneklerinden azami ölçüde faydalanmaya çalışacağını ifade eden Orgeneral Büyükanıt, şöyle devam etti: ''Biz, genç subayları geleceğe yönelik bir yatırım olarak görüyoruz. Kısa vadede imkan ve kabiliyetlerimiz bilgilerinizle çakışmayabilir. Ancak, imkan ve kabiliyetlerimiz bir gün sizin bilimsel yeteneklerinizle çakışacaktır. Bunu unutmayın. Parayı verip teknolojiyi satın alabilirsiniz. Ancak satın aldığınız teknolojiye uygun insanı aynı zamanda yetiştiremezsiniz. Bu nedenle sabırlı olun. Unutmayın ki, deha sonsuz bir sabırdır.'' ''EĞİTİM İHTİYAÇ DEĞİL, ZARURET OLDU'' Orgeneral Büyükanıt, bilgi çağı olarak nitelendirilen bu çağın, artık bilgi ve teknolojiyi üreten ve kullanan ülkeler ile bilgi ve teknolojinin gerisinde kalan ülkeler olarak ayrıldığını belirten Orgeneral Büyükanıt, dünyadaki hızlı değişime uyum sağlayabilen ve insanını bu yeni ortamın gerektirdiği niteliklerle donatabilen, bilgiye erişebilen, bilgiyi üretebilen ve kullanabilen ülkelerin başarılı olabileceğine dikkati çekti. Orgeneral Büyükanıt, ulusları uzun vadede başarıya taşıyacak en yüksek getirisi olan yatırımın bilgi olduğunu belirterek, ''Türk toplumu olarak eğitime öncelik verip desteklememiz ve kalitesini yükseltmemiz artık bir ihtiyaç değil, onun da ötesinde bir zaruret olmuştur'' dedi. Orgeneral Büyükanıt, Enstitü mezunlarının hedefinin Atatürk'ün emaneti olan demokratik, laik, sosyal hukuk devleti Türkiye Cumhuriyeti'ni, teknolojinin baş döndürücü bir hızla geliştiği küreselleşmenin bütün dünyayı sardığı bir ortamda, çağdaş uygarlık düzeyine taşımak olduğunu söyledi. ''İNSANLIK KISKAÇ İÇİNDE'' Silahlı kuvvetlerin beklentisinin, enstitü mezunlarının akademik birikimlerini zaman ve mekan sınırı tanımadan kullanması olduğunu ifade eden Orgeneral Büyükanıt, şöyle devam etti: ''Yaşadığımız çağda insanlık gerçek bilimle, gerçekle hiçbir alakası olmayan düşünce sistemlerinin kıskacı içinde olduğunu görüyoruz. Sözde bilimin nerede yanlış olduğunu anlamak için önce gerçek bilimin nerede doğru olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bilimin en önemli hedefinin, gerçekler hakkındaki tüm düşünceleri deneysel sınamaya ve eleştirel aklın sorgulamasına açmış olduğunu öğrenmemiz gerekiyor. Bilim eğitimi almış insanlar fikirleri geçici olarak kabul ederler, kabullerini önyargılardan daha çok kanıtlara dayandırırlar. Bilimsel eğitim almamış insanlarsa, kendilerine bir şekilde dayatılan fikirleri kesin ve şartsız olarak kabul etme eğilimindedirler. Bu nedenle bu insanlar kusurlu ya da düzmece fikirlere karşı daha korumasızdırlar. Cumhuriyetin kurucusu Ulu Önder Atatürk bu nedenle bilim ve aklı manevi miras olarak bırakmıştır. Sidney Harris'e ait bir karikatürde, tıp araştırma enstitüsünün kapısı resimlenmiş. Kapı önünde ters yönde istikamet gösteren iki levha var. Levhalardan birinde 'yanıtlanmamış sorular' yazıyor, diğerinde ise 'sorgulanmamış yanıtlar' yazıyor. Çağdaş ve bilimsel düşünceyi çok güzel anlatıyor. Tabii ki yanıtlanmamış sorunların yanıtlanması lazım, ama bilimsel düşünceye sahip insanlar tarafından yanıtlanmış soruların da yargılanması lazım. Bilimde önemli olan bilim ilerledikçe kişinin düşüncelerini değiştirebilmesidir.'' BİLİŞİM VE İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİNDEKİ GELİŞME Kara Harp Okulu (KHO) Komutanı Tümgeneral Hulusi Akar da enstitünün 2001 yılında eğitime başladığını belirtti. Tümgeneral Akar, 21. yüzyılda bilişim ve iletişim teknolojilerinde büyük bir gelişim yaşandığını ifade ederek, silahlı kuvvetlerin de bu anlamda yetişmiş lider subay ihtiyacının arttığını kaydetti. Bilgi çağının komutanlarına temel değer ve hedeflerin öğretilmesinde, KHO'nun subaylık ve insanlık eğitiminin yanında yüksek lisans eğitimi gibi yeni açılımlara ihtiyaç duyulduğunu belirten Tümgeneral Akar, enstitünün uyguladığı 7 değişik programla, düşüncü gücünü geliştiren yöntemlere önem verildiğini anlattı. Yüksek lisans tezlerinin silahlı kuvvetlerin problemlerine çözüm üretmesine azami gayret gösterdiklerini belirten Tümgeneral Akar, bu çalışmaları sempozyum ve kongrelerle desteklediklerini vurguladı. Tümgeneral Akar, bu çalışmaların 26-27 Mayıs 2005 tarihlerinde düzenleyecekleri Yönetim ve Askerlik konulu sempozyumla devam edeceğini belirtti. Mezunlar adına konuşan dönem birincisi Jandarma Üsteğmen Kadir Serdar Yoldaş da enstitünün, TSK'nın görev sahasına yönelik sorunlara çözüm ürettiğini belirterek, bireysel gelişimde çok yönlülüğe de önem verildiğini kaydetti. 21. yüzyılın olmazsa olmaz şartının bireylerin bilgi bakımından donatılması olduğun ifade eden Üsteğmen Yoldaş, bilginin üretimin en kritik faktörü olduğunu, bir subayın kendisini geliştirmeden hizmet etmesinin artık imkansız hale geldiğini söyledi. Konuşmaların ardından bu dönem mezun olan 61 müdavimden dönem birincileri diploma ve ödüllerini Orgeneral Büyükanıt'ın elinden alırken, diğer mezunlara da diplomalarını Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı Orgeneral İsmail Koçman, 4. Kolordu Komutanı Korgeneral Ömer Keçecigil, EDOK Komutan Yardımcısı Korgeneral Hayrettin Uzun ve diğer davetli generaller verdiler.