BIST 10.320
DOLAR 32,21
EURO 34,74
ALTIN 2.449,36
HABER /  GÜNCEL

Turgut Özal'ın danışmanı konuştu!

Merhum cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın sosyolog danışmanı Paşazade Adli Tıp raporu hakkında açıklama yaptı

Abone ol

Turgut Özal'ın ölüm sebebiyle ilgili muamma hususunda bir tepki de merhum cumhurbaşkanının sosyolog danışmanından geldi. Özal’ın danışmanlarından Sosyolog Prof. Dr. Semra Paşazade, Adli Tıp Kurumu'nun bu konuda kamuoyuna doğru düzgün bilgi vermesi gerektiğini söyledi.

Prof. Paşazade, "Adli Tıp Kurumu, Özal'a ne olduğunu, nasıl olduğunu bu aşamadan sonra açıklamak zorundadır." dedi.

ARTIK ÖLÜM SEBEBİ AÇIKLANMALI

Birinci Körfez krizi döneminde Özal ile birebir fikir alışverişinde bulunan Semra Paşazade, kamuya mal olmuş bir lider olan Turgut Özal'ın ölüm sebebinin bu aşamadan sonra artık açıklanması gerektiğini kaydetti. Özal'ın Türkiye'yi dünya ile özdeşleştirdiğini ifade eden Paşazade, sivil toplum diyince akıllara ilk gelen bir liderin ileriki yıllarda tarih sayfalarında net bir şekilde yer alabilmesi için Adli Tıp Kurumu'nun Özal'a ne olduğunu ve nasıl olduğunu açıklaması gerektiğine vurgu yaptı. Prof. Paşazade, "Eğer bir lider kamuya mal olmuşsa bu Özal olur ya da başkası olur, bu kişiler tarih sayfalarında yaptıklarıyla yer alacaklardır. Özal'ın da kamuya mal olmuş bir lider olması vesilesiyle bu aşamadan sonra Turgut Özal'a ne olduğu açıklanmak zorundadır." dedi.

Özal'ın yaşadığı dönemde kurulan özel ekonomi ekibi içerisinde bulunan Semra Paşazade, merhum cumhurbaşkanının başdanışmanı Bülent Şemiler'in grubunda yer alan isimlerden. Özal'ın prensleri aracılığıyla Türkiye'ye gelen Paşazade, eski cumhurbaşkanının bazı konulardaki çalışmalarını ve politikalarını da anlattı. AK Parti'nin bugünkü enerjisini ne Refah Partisi'nden ne de diğer partilerden aldığını söyleyen Paşazade, "Bugünkü enerjisini Özal'dan aldığını, onun mirasından kaldığını düşünüyorum. Hem liberal hem de muhafazakar sentezinin devamı oldu. Ancak Sayın Erdoğan zaman zaman sertleşerek dönerek farklı liberal bir üsluba dönüyor." diye konuştu.

TERÖR ÖRGÜTÜYLE, VATANDAŞ KÜRTLERİN ARASINDAKİ FARKI ORTAYA KOYDU

Özal'ın Kürt sorununa bakışı ile ilgili olarak da konuşan Sosyolog Prof. Paşazade, Özal'ın terör örgütüyle, vatandaş kürtlerin farkındalılığının altını çizerek ortaya koyduğunu söyledi. Paşazade, eski cumhurbaşkanının Kürtler üzerindeki tabuyu kaldırdığını, ayrıca ulus devletle Kürtlerin entegre olduğunu vurgulamak için sürekli Kürt aidiyetini vurguladığını ve bunun da zaten o dönem Türkiye'nin gerçeği olduğunu ifade etti.

Batılıların Özal'ı Kürt meselesinde kandırdıklarına vurgu yapan Semra Paşazade, "Özal döneminde İran ve Irak'tan gelen Kürtleri biz yerleştirirken Türkiye'deki Kürtler ne biçim yaşıyorlar diye dönemin Fransa cumhurbaşkanının bu olgu üzerine propaganda yaptığını gördük." dedi

CHP, KEMAL DERVİŞ’İ DEĞERLENDİREMEDİ

Anamuhalefet partisi CHP'yi muhalefet partisi olarak yeterli görmediğini kaydeden Semra Paşazade, CHP'nin Kemal Derviş'i kullanamadığını da iddia etti. Paşazade, CHP'nin, Türkiye'de ekonomik olarak bir model olamadığını aktardı. CHP'deki siyasi aktörlerin hala eski siyasi gelenekle mevcudiyetini idame ettirmek istediklerini belirten Prof. Paşazade, "Böyle olunca da bu feodalleşen yapı içerisinde yeniye hiçbir zaman yer olmaz. Dünyadaki tüm siyasi partiler yeni dengeleri kabul edene kadar çok zorlandılar. Partilerdeki yeni yapıda hantallaşmış dengeler örtüşmüyor. Örtüşmeyince de CHP'nin aldığı oy potansiyeli de nostaljik bir potansiyel oluyor. Bence CHP Kemal Derviş ile çok yol kat edebilirdi. Belki de bugün koalisyon veya AK Parti'den bile CHP'ye geçen olabilirdi." dedi.

ÖZAL, KAHVECİ VE ŞEMİLER MARAŞ'IN AÇILMASI İÇİN ÇALIŞTI

Özal'ın Kıbrıs Maraş bölgesinin açılışı için Bülent Şemiler ve Adnan Kahveci ile sık sık görüştüğünü de anlatan Semra Paşazade, merhum cumhurbaşkanının Kıbrıs konusunda da önemli çalışmalar yaptığına değindi. Prof. Paşazade, "Özal, Maraş'ın o dönemde serbest ticarete açılması için bazı çalışmalar yapmıştır. Fakat Kıbrıs'taki muhafazakar yapı ile Türkiye'deki muhafazakar yapıdaki güven anlayışları birbirine uymadığı için sanıyorum o dönemde Bülent Şemiler'in de ifade ettiği gibi bazı engellerle karşılaştı." diye konuştu.