BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Türbandan sonra Cuma korkusu

CHP’nin yeni Anayasa Çalışma Komisyonu Başkanı Süheyl Batum’dan türban yasağının kaldırılmasıyla ilgili tartışmada çok konuşulacak sözler geldi.

Abone ol

 

Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER


ANKARA-
Türkiye’nin bir numaralı gündem maddesi haline gelen türban yasağı sorununun nasıl çözüleceği konusunda kafalar karışık.

CHP’nin yeni kurduğu Anayasa Çalışma Komisyonu’nun Başkanı Prof. Dr. Süheyl Batum’a göre, bu sorun yasa, Anayasa sorunu değil. İktidarın önce bir karar vermesi gerekiyor. Bu bir eğitim özgürlüğü sorunu mu, yoksa din buyruğunun yerine getirilmesi mi?..

Türban yasağı sorununun, ancak üniversitede eğitim gören kız öğrencinin eğitim özgürlüğü olarak ele alınıp çözülebileceğini dile getiren Batum, kırmızı çizgiyi, "Bunu üniversiteye giriş çıkış kurallarını dinin emirleri üzerinden koyma olarak görürseniz o zaman yarın bir erkek gelip Cuma günü derse gelmiyorum, bu benim dinimin gereği derse o toplumu bir arada tutamazsınız" sözleriyle çekti.

Batum'a göre türban yasağını kaldırmak için sorunu eğitim özgürlüğü kapsamında ele almak ve ardından uzlaşarak nereye kadar sorularına yanıt verip çerçevesini, sınırlarını çizmek gerekiyor.

CHP referandum sürecinde genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun söz verdiği gibi Anayasa değişikliği hazırlık çalışmalarına başladı. Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Süheyl Batum’un başkanlığında partinin hukukçu yöneticilerinden oluşan bir komisyon kuruldu. Komisyonun Başkanı Batum’la nasıl bir çalışma yürütüleceğiyle ilgili bir söyleşi gerçekleştirdik. Batum son günlerin tartışmalı gündem maddesi türbanla ilgili de çarpıcı açıklamalar yaptı.

BİR İKİ PROFESÖRÜN ANAYASASI OLMAYACAK

Batum’a ilk sorularımız kurulan Anayasa Komisyonu’nun nasıl bir çalışma yürüteceğiyle ilgili oldu. Daha önce bir çok Anayasa değişiklik çalışması içinde bulunduğunu anlatan Batum Türkiye’nin yeni bir Anayasa ihtiyacı bulunduğunun bütün toplum kesimlerince benimsendiğini belirterek şunları söyledi:

“Referandumda “Hayır” çağrısı yaparken daha demokratik ve çağdaş bir anayasa sözü verdik. Toplumdaki yeni Anayasa ihtiyacını biliyor, bunu AKP’nin yapamayacağını görüyoruz. Bunun için bir hazırlık komisyonu kurduk. Hiçbir anayasa bir iki profesörün anayasası olmamalı. 2007 yılında Sayın Ergun Özbudun bir odaya 5 arkadaşıyla girip bir taslak hazırlamıştı. Böyle olmayacak. Toplumda çok değişik kültürel katmanlar, sınıflar, siyasal gruplar var. Kadınların haklarını kadınlardan iyi bilebilir miyiz. Bırakalım onlar önersin. Türkiye’deki bütün sivil toplum kuruluşlarından, siyasal gruplardan, kadınlardan, işçilerden sendikalardan, Alevilerden görüş alacağız. Bu anayasa farklı kesimlerin kendini rahat, güvende hissedeceği bir metin olarak hazırlanacak. İlk toplantıyı yaptıktan sonra bu gruplara mektuplar yazacağız, çağrılarda bulunacağız. 1990’lı yıllardan bu yana hazırlanmış Anayasa değişikliği talepleri var. Bunları inceleyeceğiz. Dünya örneklerine bakacağız. En son bütün bunları toplayacağız. Hepsini harmanlayarak seçim öncesi CHP politikaları noktasında netleştireceğiz.”

YENİ ANAYASA’DA ÜÇ SORUYA YANIT

Batum’a göre çağdaş bir anayasa yaparken üç soruya yanıt verilmeli. Neden, niçin yaptın? Hangi yöntemle yaptın? İçeriği ne? Yani hak ve özgürlükleri nasıl güvence altına aldın? En önemli yanıtlanması gereken konu anayasa özgürlükleri güvence altına almış mı? Çocukları cinsel istismardan korur, Kişisel verileri korur diyor son değişiklikte. Ama nasıl korur. Önemli olan özgürlüklerin güvencesini getirmek.

KİMLİK DE TÜRBAN DA ÇALIŞILACAK?

CHP’nin yeni Anayasa çalışmasında Kürtlerin kimlik tanımı talepleri, Alevilerin istekleri olacak mı? “Türkiye’nin problemlerini anayasalar çözmek zorundadır” diyen Batum’un yanıtı çok net:
“Anayasa’nın temel özelliği çatışmalara çözüm üretip farklı kesimleri bir arada, beraber yaşatacak asgari güvenceyi sağlamaktır. Kürtçe eğitim olabilir mi, başörtüsü sorunu gibi her soruna bu değişiklik kapsamında çözüm arayacağız.”

TÜRBAN SORUNU NASIL ÇÖZÜLECEK?

Batum’la sohbette sıra en tartışmalı konu türbana geldi. Son günlerde türbanla ilgili artan tartışmaları hatırlattığımız Batum CHP’nin bakış açısıyla ilgili önemli mesajlar verdi.
İşte Batum’u söyledikleri:
“İktidar türban sorununu çözeceğim dedi. Ama bunu özgürlük sorunu olarak değil “dinin bir buyruğu, dinim böyle emrediyor” algılayışı ile çözmek isteyince Anayasa Mahkemesi’nden döndü. Bu bir üniversitede okuyan kızın öğrenim özgürlüğü ise bunu çözersiniz. Anayasa ile tek başına olmaz. Önce buraya gelmen gerek. Hayır ben öğrenim özgürlüğünü istemiyorum, esasında o bahaneyle yola çıkıp ‘herkes kendi dinine göre yaşasın istiyorum’ dersen o toplumu birlikte yaşatamazsınız. Önce burada uzlaşacağız.

ERKEK ÖĞRENCİ CUMA GÜNÜ OKULA GELMEM DERSE...

5 yaşındaki kızı örtünmesi neyin özgürlüğü olacak? Üniversiteyi bitirdi, o genç kız hakim olacak mı sonra. Türbanıyla kamusal alanda çalışacak mı? Çerçeve çizmek gerek. Bu konuyu dinin emirleri, istekleri doğrultusunda algılıyorsanız çerçeve çizilemez. Eğer üniversiteye giriş çıkış kurallarını salt dinsel nedenlerle koyuyorsan yarın biri gelip sana ‘Ben Cuma günü okula gelmem, benim dinim böyle gerektiriyor’ dediğinde ne diyeceksiniz. Sadece bu anayasa yasa meselesi değil. Bu konularda uzlaşma gerek. Çerçevesini çizip sınır koymak gerek. Sorun değişiklik sorunu değil önce bu konuda uzlaşılması gerekli.

“Çarşaf var mı?” diyorsunuz. Karıştırma onları deniliyor. İsteyen istediği gibi yapsın anlayışı ile işleyen dünyanın hiçbir demokratik ülkesi yoktur. Sınırlar başkalarının özgürlükleri ile çizilir. O nedenle ne istiyor önce koysun."

YÖK YAZISI İPTAL ETTİRİLEBİLİR

Batum’a YÖK’ün İstanbul Üniversitesi’ne gönderdiği yazıyı da sorduk. YÖK’ün Anayasa’nın 10-42. madde değişikliklerinden sonra üniversitelere gönderdiği “türban serbest” genelgesini hatırlatan Batum, “YÖK o gün ne amaçladıysa bugün de o amaçla bu yazıyı gönderdi. Sınıfa böyle girilirse bir şey yapma, sonra da ben açılacak soruşturmaları sonuçlandırmam, böyle çözerim anlayışı bu. Amaç belli ama bu hedef tutmaz. Biri bunu rahatlıkla iptal ettirebilir. Türban anayasa mahkemesi kararına göre yasak ona herkes uymak zorunda. Hocaya Anayasa mahkemesi kararına uydu diye soruşturma açılır mı?” dedi.

Türbanın bir özgürlük olarak algılandığı sürece takılmasına karşı olmayan Batum, sorunun Türkiye’de bir istismar noktası olmaktan çıkartılması gerektiğini bunun da sorunu özgürlükler bağlamında ele alıp çerçevesi çizilerek çözülebileceğini söyledi.