BIST 10.139
DOLAR 32,30
EURO 34,86
ALTIN 2.382,47
HABER /  GÜNCEL

TGC'den basın özgürlüğü yorumu

TGC; "Bu yıl 14'üncüsün kutladığımız Basın Özgürlüğü Günü'nde engeller giderilemedi" açıklaması yaptı.

Abone ol

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Dünya Basın Özgürlüğü günü nedeniyle aşağıdaki açıklamayı yaptı. “Bu yıl 14’üncüsünü kutladığımız Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde yine içimiz buruk. Çünkü Avrupa Birliği yolunda iddialı adımların atıldığı ülkemizde ne yazık ki basınımızın üzerindeki özgürlüğü kısıtlayıcı engeller bir türlü giderilemiyor. Meslektaşlarımız hâlâ haber yapmak uğruna polis dayağı yiyor. Hala hapishanelerde ömür çürütüyoruz. Hâlâ yüklü tazminat davaları yüzünden mesleğimizi, ustalarımızın ya da hocalarımızın bize öğrettiği gibi yapamıyoruz. Üzerimizdeki baskılar kamu otoritesiyle de sınırlı kalmıyor. İşletme içi açık ya da örtülü sınırlamalar artarak sürüyor. Reklam verenlere ters düşmeme kaygısı daha da önemlisi işverenin basın dışındaki şirketleriyle ilgili getirdiği kısıtlamalar, elimizi kolumuzu bağlıyor. Otosansür açık sansürü mumla aratıyor. Basın patronlarının devletle iç içe geçen ilişkileri, kamu kuruluşlarına olan borçları hükümetlerin yanlış icraatlarının bile görmezden gelinmesine neden oluyor. Bu ilişki sürdüğü sürece, Avrupa Birliği’ne uyum yasaları çerçevesinde hazırlanan yeni Basın Kanunu’nun sorunlarımıza çözüm getireceğine inanamıyoruz. Tüm bunlar halkın haber alma hakkını yaralıyor, bizler ise haber verememe gibi dayanılmaz bir esarete mahkum ediliyoruz. Ve ne yazık ki, tüm bu baskılara karşı hiçbir şey yapamıyoruz. Çünkü işkolumuzda ekmek aslanın ağzında. Aldığımız ücretler 10 yıl öncesine göre reel olarak ortalama yüzde 40 geriledi. Eğitim politikasındaki yanlış ve maksatlı planlama yüzünden, yılda ortalama bin gazeteci adayı üniversitelerden mezun oluyor. Bu da dar olan istihdam kapasitesi yüzünden, çalışanlar üzerinde büyük bir baskıya neden oluyor. Sendikal örgütlenmede geldiğimiz nokta ise, içler acısı. Tekelleşen işverenler, örgütlenmeye asla sıcak bakmadıkları gibi buna teşebbüs edenleri de ömür boyu işsizlikle cezalandırıyorlar. Ne yazık ki Basın İş Yasası da, çalışanların örgütlülüğünü sağlamaktan aciz bir halde. Sadece şu son bir yılda çeşitli nedenlerle işten çıkarılan binlerce arkadaşımız, hak ettikleri kıdem ve ihbar tazminatlarını dahi alamadılar. İşte tüm bu nedenlerle, meslek ilkeleri yerine, basın işvereninin belirlediği ‘şirket ilkeleri’ne uymak zorunda bırakılıyoruz. Sonuçta da ortada ne özgürlük kalıyor, ne de gazetecilik... Amerika’daki insan hakları örgütü Freedom House’un (Özgürlük Evi) yaptığı araştırmaya göre bugün basın özgürlüğü sınırlamasında 193 ülke arasında 107’nci sıradayız. Hem de haritada yerini bile göstermekte zorlanacağımız Honduras, Şeysel Adaları ve Malawi gibi üçüncü dünya ülkeleriyle birlikte. Özgür değil ‘yarı özgür’üz. Bu bize acı veriyor. Sonuç olarak acımız, geleceğe yönelik bir umudumuzun kalmamasıyla daha da büyüyor. Tüm meslektaşlarımızı; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti çatısı altında sorunlarımıza sahip çıkmaya ve mesleki özgürlüğümüzü daraltan bu kısır döngüyü kırmak için çözüm üretmeye davet ediyoruz.”