BIST 9.693
DOLAR 32,59
EURO 34,78
ALTIN 2.509,35
HABER /  DÜNYA

​Suudi Arabistan’daki krizin arkasında o isim çıktı! Gizlice görüşüp...

Suudi Arabistan’daki siyasi ve ekonomik tasfiyenin arkasından ABD Başkanı Trump’ın damadı Jared Kuschner çıktı. Riyad’ı gizlice ziyaret eden Kuschner, Veliaht Prens Selman ile gece geç saatlere kadar izleyecekleri stratejiyi belirledi. 4 Kasım’da ise 38 prens, bakan ve işadamı gözaltına alındı.

Abone ol

​Suudi Arabistan’da Ortadoğu’da yeni cepheleşmenin önünü açan iktidar savaşının arkasından ABD Başkanı Donald Trump’ın danışmanı ve damadı Jared Kushner çıktı.

​Suudi Arabistan’da Ortadoğu’da yeni cepheleşmenin önünü açan iktidar savaşının arkasından ABD Başkanı Donald Trump’ın danışmanı ve damadı Jared Kushner çıktı.

KRİZİN ARKASINDA TRUMP'IN DAMADI MI VAR?

Suudi Arabistan’da Ortadoğu’da yeni cepheleşmenin önünü açan iktidar savaşının arkasından ABD Başkanı Donald Trump’ın danışmanı ve damadı Jared Kushner çıktı. Trump yönetiminin senatodan zaman ve coğrafya sınırı olmaksızın savaş yetkisi istediği bir dönemde Jared Kushner, ekim ayının son haftasında Riyad'ı gizlice ziyaret etti.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile gece geç saatlere kadar strateji planlayan Yahudi asıllı Kushner, 28 Ekim’de ABD’ye döndü. Beyaz Saray ortaya çıkan gizli ziyaret hakkında açıklama taleplerini reddetti. Riyad’daki siyasi deprem öncesi, Veliaht bin Selman’ın Eylül ayının ilk haftasında İsrail’e gizli bir ziyaret düzenlediği medyaya sızmıştı.



KARA GÜCÜ HAZIRLIĞI

Washington, Gazze, Lübnan, Kuzey Irak, ve Suriye’de girişeceği sıcak savaş öncesi, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Suudi Arabistan ve Libya’da General Hafter güçlerinden oluşan yeni bir kara gücü oluşturmak için hazırlıklar yapıyor. Trump yönetiminin senatodan zaman ve coğrafya sınırı olmaksızın savaş yetkisi istediği dönemde gelen Riyad darbesi, bölgede yeni kurulan cephenin ilk adımı olarak değerlendiriliyor. Ortadoğu’da ABD-İsrail eliyle çizilmeye çalışılan yeni haritanın kara gücünün teşkilinden sonra ilk operasyon Gazze’ye gerçekleştirilecek. Dahlan öncülüğünde yapılacak operasyon çerçevesinde Mısır Ordusu Gazze’yi işgal ederek Hamas’ı denklem dışına itecek.

HEDEF LÜBNAN

İsrail-Mısır-BAE ortaklığı ile kurulacak yeni yapı Dahlan'a teslim edilecek ve Gazze’de İsrail-Filistin ortak meclisi kurulacak. ABD’nin 2018 yılı içerisinde 50 binden fazla asker sevk edeceği bölgede işbirlikçi ülkeler tarafından oluşturulan ortak kara gücünün en önemli ikinci hedefi Lübnan’da Hizbullah varlığına son vermek.

SAVAŞ AN MESELESİ

Suudi Arabistan’da Muhammed bin Selman’in otorite sağlaması ile birlikte ilk hamle Hamas’ın silahlarını teslim etmesini istemek olacak. Ardından Filistin genelinde karmaşa ortamı oluşturulacak ve BAE-Suud destekli Mısır Ordusu, Gazze’ye müdahale edecek. Ancak asıl operasyon Lübnan’a yapılacak. Bu kapsamda yeni oluşan ittifakın öncelikli hedefleri arasında Lübnan genelinde yaşayan 400 bin Filistinli’nin desteğini almak var. Hamas’ın izole edilmesi ve sonrasında Hizbullah’ın Lübnan’dan çıkarılmasının planı Suudi Arabistan’da Muhammed Selman’ın muhalifler üzerinde yüzde yüz kontrol sağlamasına endeksli. Bölgeyi yeniden yapılandırma amaçlı proje de Muhammed Bin Ziyad, Dahlan, Hariri, Muhammed Selman, General Hafter gibi isimler kilit rol oynuyor.

SELMAN HARİRİ'Yİ AĞIRLADI

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, görevinden istifa eden Lübnan Başbakanı Saad el-Hariri ile bir araya geldi. Başkent Riyad’daki Yemame Sarayı’ndaki toplantıda Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr, İçişleri Bakanı Abdulaziz bin Suud, Devlet Bakanı Musaid bin Muhammed el-Ayban, Körfez İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Samir Sebhan da hazır bulundu.

SUİKAST OLABİLİR ENDİŞESİ TAŞIDIĞINI SÖYLEMİŞTİ

Hariri de sosyal medya hesabından Kral Selman ile yaptığı görüşmede çekilen fotoğrafları paylaşarak, “Kral Selman bin Abdulaziz’i, Yemame Sarayı’nda ziyaret etmekten onur duydum” ifadesini kullandı. İstifa konuşmasında, “Hizbullah ve İran’ın bölgeyi istikrarsızlaştırdığını” belirten Hariri, “kendisine yönelik de bir suikast olabileceği endişesi taşıdığını” savunmuştu.