BIST 10.895
DOLAR 32,18
EURO 34,95
ALTIN 2.506,99
HABER /  GÜNCEL

Sri Lanka: Kayıp yakınları başkente sokulmadı

Kolombo'da toplanacak Uluslar Topluluğu zirvesi sırasında gösteri yapmak isteyen Tamil kayıp yakınları engellendi. Sri Lanka hükümeti zirve öncesinde İngiltere ile insan hakları konusunda sert bir polemiğe girdi.

Abone ol

Sri Lanka'da iç savaş sırasında kaybolan Tamillerin yakınlarının protesto gösterisi için başkent Kolombo'ya girişi engellendi.

100 kadar Tamil kayıp yakını, Kolombo'da yapılacak Uluslar Topluluğu zirvesi sırasında bir protesto yapmayı planlıyorlardı, fakat kentin girişinde yolları kesildi.

Uluslar Topluluğu, çoğunluğu eski İngiltere sömürgesi olan 53 ülkeden oluşuyor.

Bir başka ilintili gelişme ise İngiliz Kanal4 (Channel4) televizyonu ekibinin, kuzeyde iç savaşın yoğun geçtiği bölgelere girişinin engellenmesiydi.

Kanal4 televizyon ekibinin bulunduğu trenin önü hükümet yanlısı göstericiler tarafından kesildi.

Yaklaşık 250 hükümet yanlısı, Anuradhapura kasabasında ellerinde dövizlerle trenin yolunu kestiler ve televizyon kanalını iç savaşta yenilgiye uğrayan Tamil Kaplanları örgütünü desteklemekle suçladılar.

Twitterdan izlendi

Kanal4'ün ödül kazanan "Sri Lanka'nın ölüm tarlaları" adlı belgeselinin yönetmeni Callum Macrae, polisin kendilerine başkente dönmeleri gerektiğini söylediğini aktarıyor.

Macrae, ekibiyle beraber polis eşliğinde Kolombo'ya dönmeye zorlanmadan önce Twitter'a "Grup rayların üzerinde trenin yolunu kesti, kımıldayamıyoruz" yazmıştı.

Kanal4 ekibinin gördüğü muamele, toplantı için Sri Lanka'ya giden İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague tarafından eleştirildi.

Bakan Twitter'a "Kanal4Haber ekibinin başına gelenleri duymak kaygı verici. Konuyu Dışişleri Bakanı Peiris'e ilettim" yazdı.

Muhabirler, Sri Lanka hükümetinin Cuma günü başlayacak olan Uluslar Topluluğu zirvesinde iç savaş sonrası ülkenin yeni yüzünü sergilemeyi göstermeyi hedeflediğini hatırlatıyorlar.

Propaganda felaketi

Ama konuk 53 ülke yetkilileri ve sivil toplum kuruluşlarının bir kısmının insan hakları ihlallerine odaklanmasıyla, toplantı Sri Lanka hükümeti açısından daha başlamadan bir propaganda felaketine dönüşmeye başlamış gibi görünüyor.

Hindistan, Kanada ve Morityus başbakanları zirveye katılmıyor.

Hükümetin 2009 yılında 25 yıldır Tamil halkının hakları için savaşan gerilla örgütü Tamil Kaplanları'na karşı giriştiği kapsamlı askeri harekat sırasında insan haklarının çok ciddi şekilde ihlal edildiğine dair çok sayıda iddia var.

Hükümete bağlı askerlerin teslim olan isyancıları yargısız infazlarla öldürdüğü ve hastanelere ateş açtığı bu iddialardan bazıları.

Kolombo hükümeti harekat sırasında ciddi bir ihlal olmadığını söyleyerek iddiaları reddediyor.

Tamil kayıp yakınlarının neden Kolombo'ya giremedikleri konusunda henüz ordu ya da polisten bir açıklama gelmedi ama Medya Bakanı Keheliya Rambukwella yetkililerin, grubun başkente gelmesini huzursuzluk potansiyeli nedeniyle engellediklerini söyledi.

İngiltere ile gerginlik

Bakan, "Bu Tamiller zirve sırasında Kolombo'ya gelirse politik amaçlı gösteriler olabileceği konusunda istihbarat vardı, bu da huzurun bozulmasına yol açabilirdi" diye konuştu.

Medya Bakanı İngiltere Başbakanı David Cameron'a da sert bir çıkış yaparak, Cameron'un zirveye Sri Lanka Devlet Başkanı Mahinda Rajapaksa'ya talepler sunması için çağırılmadığını söyledi.

Bakan, Cameron'u hükümet güçleri tarafından işlendiği öne sürülen savaş suçları konusunda sorular sormak ve İngiltere'de yaşayan Tamil seçmenlerine yaranmak amacıyla Sri Lanka'yı hedef almakla suçladı.

İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague bu sözlere cevaben, Sri Lanka'ya gelip "zor sorular" sormanın doğru bir şey olduğunu ve başbakanın yarın Kolombo'ya vardığı zaman tam da bunu yapacağını söyledi.

Hague bugün Kolombo'da yaptığı konuşmada "uzlaşma ve uzun vadede istikrarın korunması için, cinsel şiddete dayalı ihlallerin soruşturulması, sorumluların adalet önüne çıkarılması ve iç savaştan sağ çıkanların yaşamlarını onurlu bir şekilde yeniden inşa etmelerine yardımcı olunması, kesinlikle hayati bir önem taşımaktadır" dedi.

Hague 2009'dan bu yana sağlanan bazı ilerlemeleri memnuniyetle karşıladıklarını da söyledi ama şu ana kadar kimsenin özellikle bu harekat sırasında işlenen taciz ve tecavüz suçları konusunda hesap vermediğine dikkat çekti.