Sen misin Atatürk Büstünden İlan-ı Aşk Eden
Atatürk büstüne seni seviyorum yazdı, gençliğini kararttı.
Onaltı yaşında bir ilköğretim öğrencisi.
“Deli fişek” çağının tam ortalarında.
Kız arkadaşıyla gezerken bir okulun önünde durular.
Kızın aklından, oğlana “gaz ayarı” vermek geçer.
“Atatürk büstünün üzerine beni sevdiğini yazabilir misin?” der.
“Sevdası uğruna hiçbir engeli tanınmayan” genç oğlan, alır eline sprey boyayı ve büstün üzerine “Seni seviyorum” yazar.
Atatürk’e yapılan bu “hakaret” ten dolayı Yozgat’a bağlı Sorgun İlçesi Asliye Ceza Mahkemesi “çılgın aşık” a 3 yıl hapis cezası verir. Ancak “suçlu” 18 yaşından küçük olduğu için ceza 2 yıla iner.
Mahkemenin gencin durumunu dikkate alarak, “Hadi bakalım! Bir daha da böyle eşeklikler yapma” diyerek, cezayı ertelediğini sandınız değil mi?
Değil.
Dosya Yargıtay’a gider.
Yargıtay’da “verilen cezanın ertelenmesi zorunluluğu bulunduğu” gerekçesiyle kararı bozar ve dosyayı geri gönderir.
Yerel mahkeme bu karara uyar mı?
Hayır.
Yargıtay’a cevaben şöyle der yerel mahkeme: “Suç yerinin okul olması, öğrenciler üzerindeki meydana gelen etkileri, Türk milletinin millet olmasında en önemli değer yargılarının tüm toplum huzurunda kirletilmesini sağlayarak bu suçun işlendiği... ”
Geçen yıl Malatya’’nın Yeşilyurt ilçesinde bir inek, okulun bahçesine girmiş ve Atatürk büstünü devirmişti.
İl Milli Eğitim Müdürlüğü’de soruşturma başlatmış ve büstü deviren “suçlu ineğin “ sahibinin ifadesini almıştı.
Korkuya kapılan inek sahibi de hayvanı başka bir köye “sürgüne” yollamıştı.
Sağolsun; devletimiz Atatürk’ü memleketin her türlü “canlısından” korumaya özen gösteriyor!
Biliyorsunuz bu konuda bir kanun da var “Atatürk’ü Koruma Kanunu.”
Ancak kâfi değil gibi.
Baksanıza yıllardır okutulan Atatürk İlke ve İnkılâpları derslerine rağmen bu ülkenin genci, “süfli” duygularını Atatürk büstüne yazabiliyor!
Ne ayıp!
“Suçlu genç” cezasını çektikten sonra “Türk milletinin millet olmasındaki en önemli değer yargıları” nı kirletmekten vazgeçer ve bir daha böyle bir “ineklik” yapmaya nedamet mi getirir; yoksa…
Atatürk’ü kanunlarla korumak yerine, milletin gönlüne emanet etmek sanırım en iyisi.
STV Spikerinin Gafı
STV spikerlerinden Asım YILDIRIM, 13 kişinin öldüğü Balıkesir’deki maden faciası ile Balyoz Operasyonu'nu birbirine bağlayıp, patlama ile TSK arasında “garip bir ilişki” kurunca “büyük” ve “haklı” bir tepki aldı. Zira patlamayla TSK arasında kurduğu ilişki Bülent ARINÇ’ın deyimiyle “yuff” dedirtecek türdendi.
Gerçi Asım sonradan “benimki sadece bir tespitti” filan dedi ama bu tespiti pek de ciddiye alan olmadı.
Canlı yayın böyle bir şey işte.
Her aklına geleni söylediğin zaman Güner ÜMİT olmaktan kurtulamıyorsun.
Kan Parası
Enerji i Bakanı Taner YILDIZ’dan ricamdır.
Son olarak Balıkesir’deki grizu patlaması sonrası gördüğümüz üzere; bundan böyle iş kazaları sonucu hayatını kaybeden insanlar için “Hükümetimiz ölen vatandaşlarımızın ailelerine şu kadar bin TL lik yardımda bulunacaktır” türünden açıklama yapmasın.
Yas evinde para konuşmak, bunu kalkıp bir de medya aracılığıyla açıklamak hakikaten ayıp oluyor.
“Devletimiz, maddi manevi, ölen işçilerimizin ailesinin yanındadır. “ Demek sanırım daha az acıtıcı olacak.