Seçimi kaybedenlerin, saçmaları...

Kimse, seçimde partilere mesaj vermek için oy kullanmaz, partisi seçimi kazansın diye oy kullanır.

Böyle diyorum diye kızanlar var.

Oy verdiği parti seçimi kaybetmişse kızıyorlar.

Genelde CHP’liler…

“CHP oylarını arttırdı, AK Parti’nin oyları düştü” diyorlar.

Neye göre ? Bir önceki seçime göre.

Eee, ne oldu? CHP’nin oyları arttı da seçim mi kazandı? Yoo, kaybetti, yine ikinci parti. Hem de farklı şekilde geride…

Bu mantığa göre, AK Parti’nin oyları düştü de ne oldu? Seçimi mi kaybetti? Yoo, seçimi kazandı, yine farklı şekilde önde.

O zaman bu mantık neyin nesi?

Seçimi kaybetme psikolojisi…

CHP yüzde 23 oy aldı. Sonuç; Seçimi kaybetti.

AK Parti yüzde 39 oy aldı. Sonuç; Seçimi kazandı.

Bir seçim yapılırken, artık bir önceki seçimin hükmü yoktur.

Her seçimde, sandıktan ne sonuç çıkıyorsa, artık onun hükmü vardır.

Aynı mantıkla başlık atan, seçim sandığından sonuç değil de madde madde uyarı çıkaranlar var.

Seçmen 8 puan eksilterek, AK Parti’ye “dikkat et” uyarısı yapmış!

Yani, seçmenin böyle bir uyarı yaptığını dikkate alacak olursak, AK Parti daha dikkatli olursa bir dahaki seçimde seçmenin AK Parti’ye oy vereceği anlamı çıkıyor.

Var mı böyle şey? Seçmen sanki AK Parti’ye endeksli…

Bir de atılmayan manşetler varmış! Manşet atmamışlar ama şimdi yazıp, okutuyorlar. Onlara da bakalım, kafalardan geçen neymiş;

“Beyaz Türklerin dönüşü”

“Başını kaşıyan adam”

“Bu devirde kimse padişah değil”

Hepsi, seçimi kazanan partiye karşı ifade etmek istedikleri düşünceler. İçlerinde kalmasın diye şimdi yazıyorlar. Akıllarına gelen hep “onlar” ve “biz” zihniyetinden örnekler olmuş. Keşke öyle manşet atsaydılar da bu millet görseydi. Kimin dönüşü olmuş da, seçim sonucunda ne değişmiş! Kimse padişah değilmiş ama “padişah” dedikleri, CHP’ye fark yapıp seçimi kazanmış. Bir de hani o halkı bölüp, kendinden değil diye “bidon kafalı”, “göbeğini kaşıyan adam” adını taktıkları seçmenler var ya, işte şimdi onlara karşı kendilerine de “Başını kaşıyan adam” demeye başlamışlar. Bir de seçimden çıkan sonucun birleştirici olmasını isterler. Milleti hala bölmeye çalışırken, daha önce CHP’de olmayıp da yeni gelen oyların kimden geldiğini hiç düşünmüyorlar. Halka ve seçim sandığına saygı göstermeyi öğrenmeliler.

Seçmen kimsenin tekelinde değil. Geçmişte de böyleydi, bugün de böyle. Seçmen sandığa gitmiş, oyunu özgürce kullanmış, sandıktan bir sonuç çıkmış, bunu görmek istemeseler de bu böyle.

En yakın seçim iki sene sonra, o güne kadar kim öle, kim kala… Seçmen o gün de sandığa gidecek, o gün de hangi partiye isterse ona oy verecek. O seçimi kazanan iktidara gelecek, ülkeyi yönetecek.

Seçim budur.

Seçimden çıkan sonucun gerçeğini kabul edemeyenler, Saadet Partisi’ni bile bu seçimden başarılı çıkartmaya çalışıyorlar. Bu parti hala ortada yok ki. Genel seçimde bu oyu alsa, milletvekili çıkaramıyor, neresi başarılı? Yüzde 5 oyla 58 belediye alan DTP mi, yoksa yüzde 5 oyla 12 belediye alan Saadet Partisi mi?

Yüzde 5 alan SP’yi başarılı bulup da, yüzde 40’a dayanan oyla seçimi kazanan AK Parti’ye başarısız diyenler komiklik mi yapıyor yoksa SP’yi Türkiye’ye dayatmaya mı çalışıyorlar? Türkiye değişti, CHP’yi bile yeterli bulmuyor, SP’den ne beklentisi olabilir ki? Yüzde 5 ile SP’yi başarılı bulduğunu söyleyenler, dün SP’ye karşı olanlar değil miydi? Bunlar yanlış arayışlar.

CHP’nin yanlış sözleri

İstanbul’da seçimi kaybeden Kılıçdaroğlu, “Varoşta artık biz de varız” demiş!

“Günaydın” demek lazım.

CHP sanki burjuva partisiymiş de varoşları yeni keşfetmiş!

Bir türlü halkın partisi olamayan CHP’nin aklı bugüne kadar neredeydi? İsabet olmuş da hiç olmazsa Kılıçdaroğlu bu gerçeği yeniden keşfetmiş.