BIST 10.337
DOLAR 32,27
EURO 34,69
ALTIN 2.401,83

"Sağ'lık çalışanları sağ kaldığı sürece..."

Sağ’lık çalışanları “sağ” kaldığı sürece sağ’lık hizmeti sağ’lamaya çalışan kahramanlar…

Sağ’lık çalışanları “sağ” kaldığı sürece sağ’lık hizmeti sağ’lamaya çalışan kahramanlar…

Her şeyin başı sağ’lık diyerek başlayalım…

Bu yazımda sağlık çalışanlarının en büyük dertlerinden biri olan “şiddet”i ele alacağım…

*

Her şeyin başı sağlık ama tekmelenen sağlık çalışanları.

*

Her şeyin başı sağlık ama bıçaklanan sağlık çalışanları.

*

Her şeyin başı sağlık ama kurşunlanan sağlık çalışanları.

*

Sağlık çalışanları sıkıntılı, dertli, dinlenmeye ihtiyaçları var. Dinlenmeye demişken istirahat algılamayalım çünkü yoğun bir tempoda çalışmaya zaten alışkınız. Buradaki bahsedilen “dinlenme” kulak verilme, elinden tutma, kaile alınma, çözü üretme manalarındadır.

*
Yaklaşık 1 aydır izliyorum, günü canına can katıp yoğun bir mesai ile geçiren sağlık çalışanları Salı akşamları istirahat etmek yerine sosyal medyada seslerini duyurmaya çalışıyor.

Twitterda ilk olarak @SaglikCalisani adındaki profilin paylaştığı hashtag ile Türkiye gündemi ‘ne girip dikkat çekmek istiyor. Asıl, yetkililerin dikkatini çekerek bazı çözümler üretilmesini bekliyor. Ben de düşündüm, bu insanların bağlı olduğu birimler, amirler, bakanlıklar yok mu? Bu insanlara sahip çıkanlar yok mu? Bu insanları duyanlar yok mu?

Hadi duymadınız görmediniz de mi? Hadi görmediniz bilmiyor musunuz sanki? Hadi bilmiyorsunuz o yollardan da mı geçmediniz? Sağlık çalışanlarına bir başkasının sahip çıkması mı bekleniyor? Mesela rüyalarımıza giren ak sakallı dede mi bekleniyor?

*

Yeni bir Sağlık Bakanı, çiçeği burnunda, Mehmet Müezzinoğlu; öyle bir umut, öyle bir ışık oldu ki sağlık sektörü camiasında adeta önceden terkedilmiş sağlık çalışanlarının fiziksel ve ruhsal defektlerini onaracak yaraları saracak adeta bir kocaman yara bandı gibi, geçmişin izlerini temizleyecek bir batikon gibi…

*

İlk mesajları güzeldi, olumlu tepki aldı, darp edilen bir doktoru hemen sabahında hastanesinde ziyaret etti. Şiddete taviz yok dedi, “insan hayatına hizmet eden sağlık çalışanlarımıza şiddeti insanlık dışı buluyorum” diye twitter hesabından mesajlar yayınladı. Ne de güzel dedi, ağzına sağlık. İşin bir de “ama”sı var ki sağlık çalışanlarının aklında hep soru işareti; iyi güzel bakan değişti de peki politikalar ve sağlık çalışanlarının sorunlarına yaklaşım değişecek mi?

Sahi değişecek mi?

Hani hep derler ya zaman her şeyin ilacıdır. Biz de bekleyip göreceğiz lakin sağlık çalışanlarının beklemeye daha ne kadar zamanları kaldı böyle de düşündüren bir nokta var!..

*

Sağlık çalışanlarında yeni bir fobi gelişti biliyor musunuz? Beyaz önlük fobisi…

*

Beyaz önlük tansiyonunu belki bazılarımız biliyordur, doktor ya da hemşire, önlüğüyle tansiyonumuzu ölçtüğünde evde gayet normal iken hastanede yüksek çıkar, belki altta yatan bi stres, hastane psikolojisi ya da işte o beyaz önlük biraz olsun fırlatmıştır tansiyonu, endişe edecek bir şey yoktur, 1 haftalık tansiyon takibi ile doktorunuz sizi evinize gönderir.

*

Peki sağlık çalışanlarının beyaz önlük tansiyonu nedir? Hastane içinde önlüğümüzle işimizi yaparken acaba bugünün darp edilen, bıçaklanan haberi ben mi olacağım? Acaba şimdi burada bana hangi hasta yakınları saldıracak?

*

Bu beyaz önlük ki temizliğin simgesi beyazdan rengini alan önlüğümüz yeni bir terimimiz olan hastane magandaları üzerinde hayvanlık güdülerini harekete geçiren bir hormonun salgısını artırıyor olabilir mi acaba?

*

Evet itiraf ediyorum artık gerçekten giymeye korkuyoruz…

*

Bir başka fobimiz daha gelişti. Haberleri izleyememe fobisi; bugün hangi meslektaşımızın üzücü haberini alacağız, kimi darp etmişler, bu sefer hastaneye hangi delici kesici alet girmiş…

Hemen hemen her gün bu haberleri okumuyor muyuz?

*

Bir sağlık çalışanını gerçek manada sağlık çalışanı anlar, Ağrı’daki bir doktorumun burnu kanarsa İzmir’deki hemşiremin yüreği sızlar. Sinop’taki acil tıp teknikerime saldırmışlarsa Hatay’daki hasta bakıcım üzülür. Bizler artık bu birlik ve beraberliği sağlama yolundayız. Çünkü görüyoruz ki bize bizden başka sahip çıkan yok…

*

Geçen gün bir haber, bir haberden çok öte belki aynı anda iki insanın canına kastetmek eylemi diyelim. 7 aylık hamile bir doktorumuzun karnına tekme atan bir caninin bu toplumda bizimle meğer şimdiye kadar aynı havayı soluduğunu öğrendik. Biz sağlık çalışanları olarak sanmıyorum ki bu haberi duymayan okumayan kalsın.

Asıl vahamet haberden sonraki yaşananlar; ben şahsen bu caninin insanlığı elinden alınır, devletimiz kimliğini iptal eder, bu vahşi de sokağa çıkacak yüz bulamaz zaten adaletimiz hak ettiği cezayı verecek derken bir de okuduk ki “tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı”. Bunu benim beynim almadı, idrak edemedim. Açıklaması için birkaç meslektaşıma başvurdum onlar ise hiç anlam veremedi. Düşünebiliyor musunuz 7 aylık gebe bir doktorun karnına tekme atılıyor (2 kişinin canına kasten öldürmekten saldırı) ve işte bu cani tutuksuz yargılanıyor!

*

Kadına şiddetin de, çocuğa şiddetin de kısacası toplumdaki şiddet cinnetinin failleri değil mi bunlar? Bu ödül niye?

*

Yüce adaletimiz sağlık çalışanlarına şiddet uygulayanları değil de sağlık çalışanlarını mı cezalandırıyor? Darp ve şiddet karşısında daha dirayetli ve dik duramadığımız için uyarı mı alıyoruz yoksa?

*

1-2 gün önce yaşanan başka bir olay; Başkent Üniversite Hastanesi’nde. Yani Ankara’da. Türkiye’nin başkenti olan Ankara. Bir doktor, çocuğun tüm muayenesini yapıp, annesine tahlil sonuçlarının da iki gün sonra çıkacağını ve hastasını o zaman değerlendireceğini belirtip evine gönderiyor göndermeye çalışıyor, çocuk daha fazla hastane içinde kalıp bir de hastane enfeksiyonu riski altında olmasın diye.

Peki sonra ne oluyor?

Bu güzel annemiz, bu güzel vatadaşımız, kocasına telefon açıp “Bey, çocuğa iki gün sonra bakacaklarmış” diye haber salınca, işte az önce bahsettiğim içindeki hayvanımsı hormonları salgılanan eşi ve akrabaları hastaneyi basıp silahlı bıçaklı bir şekilde doktora saldırıyorlar.

Sonuç kaçıp gidiyorlar, doktor aldığı şiddet ve psikolojik travma ile kala kalıyor…

*

Sağlık çalışanlarının bir tek “gözünün üstünde kaş var” gerekçesiyle darp edildiği kalmadı! Belki de edilmiştir benim haberim yoktur bağışlayın…

*

Şiddet’in gerekçesi olamaz, bırakın insana hayvana dahi şiddet toplumumuzca hoş görülmeyen bir davranış olmakla birlikte dinen de uygun değil diye biliyorum. Yanlış mı biliyorum?

*

Bu şiddet konusunda o kadar uzun şeyler yazabiliriz ki, o kadar dolduk ki sayfalar dolusu. Ama uzun bir yazı ile sizleri daha fazla sıkmak istemiyorum.

*

Son olarak söyleyeceğim şey ise sağlık çalışanları birer “kahraman”dır ama çizgi film kahramanı değil! Duyguları, kalpleri var, bu toplumun birer ferdi, incinirler, kırılırlar, sorunları olabilir.

*

Herşeyin başı sağ’lık ise sağ’lık çalışanlarının sağ kalması için lütfen sizler de bir şeyler yapınız.