BIST 10.012
DOLAR 32,36
EURO 34,75
ALTIN 2.437,61
HABER /  GÜNCEL

PKK muhatap alınmamalı mı?

Kılıçdaroğlu çözüm sürecine bazı gerekçeler öne sürerek destek vermiyor. Peki CHP'nin çözüm arayışı sorunu çözer mi?

Abone ol

Oktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM- Ana muhalefet partisi CHP, silahların gölgesi atında pazarlık yapıldığı gerekçesiyle sürece destek vermiyor. Kılıçdaroğlu, "76 milyon insan Abdullah Öcalan’ın ağzına bakamaz. 76 milyon insan Kandil’deki açıklamalardan süreci öğrenemez" sözleriyle kaygıları dile getiriyor.

CHP'YE GÖRE ÇÖZÜM ARAYIŞI NASIL OLMALI?

O halde "çözüm arayışı" nasıl yürütülmeli? CHP'nin konuyla ilgili önerisi hazır. Buna göre çözüm arayışı hukuk devleti ilke ve kurallarına ve ülkenin yasalarına göre yürütülmeli. PKK’nın belirlediği çerçeve ve koşullara göre değil, Hükümetin de içinde yer alacağı bir yöntemle oluşturulacak geniş ve kapsayıcı toplumsal bir mutabakat doğrultusunda yürütülmeli. Çözüm arayışının Öcalan/Kandil tarafından yönetilmesine izin verilmemelidir.

BARIŞ KİMLE YAPILIR?

Peki 30 yılı aşan sorunda bölgede taban bulan bir hareketi muhatap almayarak sonuç alınabilir mi?  Türkiye ve dünya pratiği bunun olmadığını bizlere gösterdi kuşkusuz.  G. Afrika lideri Nelson Mandela'nın "Barış, dostlar değil, düşmanlar arasında yapılır" sözü nereye konulacak?  Çözüm süreci karşıtları ise gelinen noktayı "barış" değil, "ihanet" ve "şantaja boyun eğmek" olarak görüyorlar. Eleştiri getirenler düşmanla masaya oturmadan barışın nasıl sağlanacağı sorusuna tatminkar bir cevap verebilmiş değil.

HABUR ÖRNEĞİ

2009'da ilk açılım hamlesinin fiyaskoyla neticelenmesinin altında da karşı tarafı muhatap almama vardı. 2009 yerel seçimlerinden sonra dalga dalga yayılan KCK gözaltıları sonrası hükümet, Habur karşılamasında duvara çarptı. Tarafların ilk kez birbirini sınama alanıydı aslında. Karşılıklı güven bunalımı altındaki ilk denemede güçler birbirlerini test etti. Daha doğrusu Öcalan'ı muhatap almadan açılımı yönetmek isteyen devletin "iyi niyetli adımı", karşı taraf için "oyun" olarak algılandı.

DÜNYADAKİ ÖRNEKLERİ

Peki dünyadaki örnekler nasıl? Her ülkenin kendine özgü sorunları ve farklı süreçlerden geçti. Modeli kopyalayarak çözüme ulaşmak mümkün değil. Ancak alınacak derslerin olduğu kesin. Sancılı ve kanlı bir dönem geçiren ülkelerde, Sri Lanka hariç "düşmanla" masaya oturmayan yok. 2009 yılında düşmanla ilk temasa geçen Türkiye diğer ülkelere göre çok yeni. Kısaca dünyadaki örneklere bakalım.

HÜKÜMET FARC MİLİTANLARLARIYLA MASAYA OTURDU

Kolombiya'da hükümet ile solcu FARC militanları arasındaki barış görüşmelerinde kilit öneme sahip toprak reformu konusunda anlaşma sağlandı. Ülkede hükümet ile FARC, 50 yıllık savaşı sona erdirmek için dördüncü kez müzakere yürütüyor. Kolombiya'nın en büyük gerilla grubu FARC, geçen yıl Kasım ayından bu yana hükümetle görüşmeler yürütüyor.

BLAİR RESMİ KONUTTA GÖRÜŞTÜ

Dönemin Başbakanı John Major’un çatışan taraflarla görüşme çağrısı üzerine IRA 1994’te ateşkes ilan etti. 1994, bu yüzden barış sürecinin başlangıcı olarak kabul edildi. 1997’de Blair ve Adams Başbakanlık konutunda görüştü. 1998’de Mübarek Cuma Anlaşması imzalandı.

GUATEMALA'DA GÖRÜŞMELER 9 YIL SÜRDÜ

Devletle gerillalar arasında ilk gayrı resmi görüşme 1987’de İspanya’da yapıldı, resmi müzakerelerse 1990’da Norveç’in desteğiyle Oslo kentinde başladı. Dönem dönem çatışmalar sürse de 1996’da barışa ulaşıldı. Guatemala'da 36 yıllık savaşta 200 bin kişi öldü.

AÇE SORUNU

2000 ve 2001 yıllarında İsviçre’nin Cenevre kentinde ilk müzakereler yapıldı ancak başarısız oldu. Endonezya devleti 2005’teki görüşmelerde, Açelerle görüşmeye, hep çoğunluk olan Cavalılar gönderiliyordu. Ancak 2005’te hükümetin görüşmeye gönderdiği temsilciler heyetinde, hiçbir Cavalı yoktu, hepsi ülkedeki farklı etnik gruplara mensup kişilerden seçilmişti. Bu, psikolojik olarak, dostane bir ortam yarattı. 2005’teki başarının bir başka nedeniyle devletin bu kez Açelere somut haklar vermiş olmasıydı.