BIST 10.471
DOLAR 32,77
EURO 35,09
ALTIN 2.457,99
HABER /  GÜNCEL

Özgen'le Ilıcak'ın darbe tartışması

Demirel'in son demeci Emekli Orgeneral Necati Özgen ile Bugün Gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak karşı karşıya getirdi. Ilıcak'la Özgen birbirleriyle taban tabana zıt konuştu.

Abone ol

HABERTÜRK TV, Demirel'in açıklamalarını ekrana taşıdı. Emekli Orgeneral Necati Özgen ile Bugün Gazetesi Yazarı Nazlı Ilıcak, canlı yayında 35. maddenin kaldırılması önerisini tartıştılar. Özgen ve Ilıcak'ın savunduğu görüşler şöyle: Ülkenin Tapusu TSK'da Özgen: Bu ordu, bu milletin ordusu. Milletin ordusu milletine zarar verir mi? Anayasal kuruluşlar içinde milletin en fazla itibar ettiği kurum TSK. Sorun, ülkenin iyi yönetilememesi. Bu ülke, özellikle 1945-1946 yıllarından sonra iyi yönetilememiştir. Ülke kan gölü haline gelsin, her tarafta çatışmalar olsun, korkunç bir kaos olsun; ordu müdahale etmesin!... Bir zamanlar sayın Menderes 'Bu ülkeyi yedek subaylarla da idare ederim' demişti. Ülkenin birlik veberaberliğe ihtiyacı var. TSK'da devleti yöneteyim isteği yoktur. Onlar demokrasiye inanmış ve aydın insanlardır. Eğer ülkenin bekası tehlikeye girmişse, anayasa ortada. Eğer siyasi idare Türkiye'nin varlığını tehlikeye atarsa, ben o siyasiyi dinler miyim? Ülkenin tapusu TSK'nındır. TSK elbette siyasilerin emrindedir. Ancak ülkenin geleceği tehlikedeyse ben o lideri dinler miyim? TSK İYİ Mİ YÖNETİYOR? Ilıcak: Türkiye iyi yönetilemiyor deniyor? Peki Türkiye askeri darbelerde iyi yönetildi mi? Önemli olan demokrasiyle yönetilmek. İyi yöneten diktatörler de olabilir. Yönetime kim karar verecek, millet. TSK'nın iktidara müdahalesi onun itibarını düşürecektir. Mustafa Kemal, kendisi ile savaşan askerlere 'ya askerliği ya da siyaseti seçeceksiniz' demiştir. Özgen: Genelkurmay'da uzun süre Başbakan brifing aldı. Ne ile ilgili? Diyarbakır'a gitmeden önce terörle ilgili. Başbakan gitti aydınlardan bilgi aldı. Başbakan nereye gidiyor yav! Türkiye'nin bir şehrine. Başbakan orada ne dedi? "Ülkede Kürt sorunu var. Kürt sorunu benim sorunumdur". İşte korktuğum bu. Bu konuşmalardan üzüntü duyuyorum. Bu ülkede bir "Kürt Sorunu" yok. Nasıl AB'nin suyuna girdik, nasıl onların tefini çalıyoruz?