BIST 8.736
DOLAR 32,33
EURO 35,12
ALTIN 2.240,27
HABER /  GÜNCEL

Ömer Hayyam kimdir? Rubailer kitabının esrarı

Ömer Hayyam kimdir, Rubaileri nasıl dünyanın en muhteşem kitabı oldu. 1909'da Londralı iki ciltçiye dünyanın en muhteşem kitabını hazırlama görevi verilmişti: Ömer Hayyam'ın Rubaileri. Atlas Okyanusu'nun dibini boylayan bu kitap zümrütlerle kaplı ve 22 karat yaprak altınlıydı. Kitabı onlara bir kitapçı sipariş etmişti ve açık çek vermişti.

Abone ol

Edebiyatının önemli isimlerinden Ömer Hayyam'ın Rubailer kitabı dünyanın en muhteşem kitabı oldu. Peki Ömer Hayyam kimdir ve kitabının nasıl 'en muhteşem' kitap olduğunu biliyor musunuz? Gelin hikayesini okuyalım;

1900'lerin başında Londra'da iki ciltçi, George Sutcliffe ile Francis Sangorski eskiden kalma kitap ciltleme zanaatını yeniden canlandırmaya çalışıyor, ciltlerinde kullandıkları zengin desenlerle tanınıyorlardı. Henry Sotheran adlı kitapçı onlardan eşi benzeri olmayan bir kitap sipariş etmişti. Kitabın masrafı hiç önemli değildi. Dünyanın en muhteşem kitabını ortaya çıkarmaları için ciltçilere açık çek verilmişti.

İki yıllık yoğun bir çalışmanın ardından 1911'de tamamlanan kitapta Elihu Vedder'in resimleri eşliğinde Ömer Hayyam'ın rubailerinin İngilizce yorumları yer alıyordu. Kitap 'Büyük Ömer' adının yanı sıra, ihtişamından dolayı 'Muhteşem Kitap' adıyla de tanınır olmuştu.

ZÜMRÜTLÜ 22 ALTIN YAPRAKLI KİTAP

Ön kapağında süslü üç tavus kuşu, arka kapakta ise Yunan sazı buzuki resmi işlenmiş olan kitapta, binden fazla yakut ve zümrüt gibi değerli taş, beş bin parça deri, gümüş, fildişi, abanoz ile 600 sayfalık 22 karat yaprak altın kullanılmıştı.

TİTANİKTE O KİTAP VARDI :  Sotheran kitapçısı bu kitabı New York'a göndermek istiyordu. Ama Amerikan gümrüğünün talep ettiği yüksek gümrük vergisini ödemeyi reddettiği için İngiltere'ye geri gönderildi. Bunun üzerine Gabriel Wells bir müzayedede kitabı 450 sterline satın aldı (kitabın satışı için alt sınır 1000 sterlin olarak belirlenmişti). Wells de kitabı Amerika'ya göndermek istiyordu. Ama ne yazık ki başvurulan gemi onu taşımayı kabul etmedi. Kitabı diğer gemiler almayınca bunun üzerine Titanik'e başvuruldu.

KİTABIN ESRARI : Kitabın hikayesi Titanik'in batmasıyla sona ermedi. Birkaç hafta sonra kitabı hazırlayan iki kişiden biri olan Sangorski tuhaf bir biçimde boğularak öldü. Diğerinin (Sutcliffe) yeğeni Stanley Bray ise kitabın ve 'Büyük Ömer'in anısını canlandırmaya kararlıydı. Sangorski'nin orijinal çizimlerini kullanarak altı yıllık bir çalışmanın ardından kitabın yeni bir kopyasını yapmayı başardı.

BANKA KASASINDA PARÇALANDI : Bu kitap korunmak üzere bir banka kasasına kondu. Ama İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi uçaklarının Londra'yı bombalaması üzerine bu kitap da paramparça oldu. Bray kolları yeniden sıvayarak yeni bir kopya hazırlamaya koyuldu. Aralıklarla 40 yıl süren bir çalışmanın ardından ürettiği olağanüstü yeni kopyayı British Library'ye (Britanya Kütüphanesi) ödünç verdi. Ölümünün ardından Bray'in vasiyeti üzerine kitap kütüphaneye bağışlandı. Bugün burada bu eseri görmek mümkün. Ölümünden kısa bir süre önce şöyle demişti Bray: "Batıl inançlarım yok, ama tavus kuşunun felaket sembolü olduğu söyleniyor."

ÖMER HAYYAM KİMDİR ASLEN NERELİ : Ömer Hayyam 11. yüzyılda İran'ın doğusunda yaşamış bir gökbilimci ve matematikçiydi. Meraklı özelliklerinden dolayı Hayyam, etrafındaki diğer insanların normal gördüğü, inanç, öbür dünya, yaşamın anlamı gibi birçok şeyi sorguluyordu. Dinin vaatlerine inancı pek olmadığı gibi, cennet ve cehennemi, hatta tanrının mantığını irdeliyordu. Hayyam'ın emin olduğu bir şey vardı: bu dünyadaki yaşam.
Cenneti cehennemi kimse görmedi gönül; / Söyle haydi kim geldi öte dünyadan gönül? / Umudumuz, korkumuz öyle bir şeyden ki, / Adından, sanından başka nesi belli gönül?

Hayyam hayatın faniliğine hayıflanmakla birlikte, bol şarap (ve sevgili) ile onun tadını çıkarmaya çalışmıştı. Ömer Hayyam'ın İngilizce'ye çevrilen Rubaileri başlangıçta ilgi görmesede zamanla çok popüler oldu. Londra'da hala aktif olan Ömer Hayyam Kulübü 19. yüzyılda seçkinlerin toplandığı bir edebiyat kulübüydü. Rubailer, William Morris gibi ressamlara da ilham kaynağı olmuştu.