BIST 10.051
DOLAR 32,35
EURO 34,79
ALTIN 2.406,15
HABER /  GÜNCEL

Necati Cumalı’nın bilinmeyen şiiri

Türk edebiyatının önemli isimleri arasında yer alan Necati Cumalı'nın, bugüne kadar bilinmeyen bir şiiri ve makalesi, hayatının bir bölümünü geçirdiği İzmir'in Urla ilçesinde tesadüfen bulundu.

Abone ol

Urla'da yayımlanan yerel bir gazetenin yazarlarından Namık Kemal Nomak, Urla Halk Kütüphanesi'nde araştırma yaparken, 1939 yılında Urla Halkevi tarafından yayımlanan ve ömrü 2 sayı ile sınırlı kalan ''Ocak'' Dergisinin ilk sayısına Cumalı'nın da katkı verdiğini fark etti.

Dergide, mübadele ile 1923 yılında Urla'ya yerleşen, o tarihte İzmir Atatürk Lisesi'ni yeni bitiren ve Ankara Hukuk Fakültesi'ne gitmeye hazırlanan edebiyat sevdalısı genç Cumalı'nın bir makalesi ve bir de şiiri yer alıyor.

Nomak, Cumalı'nın çok genç yaşta kaleme aldığı şiir ve yazıya ulaşmanın kendisini çok heyecanlandırdığını belirterek, yaptığı araştırmanın, Cumalı'nın şiir ve yazısının edebiyat çevrelerinde daha önce bilinmediğini ortaya koyduğunu söyledi.

Ocak Dergisi'nin 19 Şubat 1939 tarihli ilk sayısının 8 ve 9. sayfalarında Cumalı'nın ''Beğenmek'' konulu makalesiyle ''Ümitlerimin Gemisi'' adlı şiirinin yer aldığını ifade eden Nomak, ''Ocak Dergisi'nin ilk ve ikinci sayıları, Urla Halkevinin 1930'lu yıllardaki verimli kültür, sanat, edebiyat çalışmalarının gelecek kuşaklarca bilinmesi için dikkatle okunmalıdır'' dedi.

Urla ilçesinde yaşamış olan çok sayıda edebiyatçıdan biri olan ve ilçede her yıl adına ''Edebiyat Günleri'' düzenlenen Cumalı'nın, yayımlanan ilk eseri olduğu sanılan şiiri şöyle:

ÜMİTLERİMİN GEMİSİ

Uzun direklerin ucuna

Uzak iklimleri çiziyor duman.

Beyaz köpüklü sular ardına,

Gömülüyor hatıralarıyle liman.

Gemim gidiyor, gidiyor

Hafif dumanında

Martılarıyle

Gemim gidiyor, gidiyor

Tayfalarının dudaklarında

Şarkılarıyle,

Bembeyaz güvertesinde duran,

Mavi elbiseli gemicilerim

Selâm, sevgi hasret taşıyor

Bembeyaz yelkenlerine vuran

Hayallerimin rüzgarıyle

Gemim yaklaşıyor, yaklaşıyor

Ah! direkleri, kollar gibi, Allah'a yükselen

Teknesi, göynüm gibi, yeşil sularda yüzen

Gemim!..

Ah! sevgiliye ümitlerimi götüren

Bahriyelilerim

Çabuk git, çabuk, gemim benim

Seni, narin ellerinde, kalpleri gibi, mendilleri titreyen,

Mavi gözleri yaşlı, genç kızlar bekliyor.

Seni, hovarda bahriyelilerin parasını yiyen,

Dudakları boyalı kadınlar bekliyor?

Seni, bir çam kabuğuna bütün hasretiyle işleyen,

İhtiyar kaptanın mavi elbiseli oğlu;

Seni, içleri uzak diyarların hasretiyle dolu,

Yanık derili, yalınayak, çocuklar bekliyor

Git gemim, git?

Seni, bütün denizi ve gemileri sevenler

Seni, beyaz yelkenlerde rüya görenler

Bekliyor

Git gemim, çabuk git

Benden selam, sevgi götür,

Aşkımı, ümidimi götür

Bekleyenlere

Git gemim, git!..

Ah! ne oldu öyle birden?

Bin hayalle yüzdürdüğüm gemim?

Koptu yavaş yavaş orta yerinden

Yarime yazdığım mektubum benim!..

Kâğıt gemim gittikçe yan yatıyor.

Uzanmış sevgilimin küçük elleri,

Gemimin direkleri gibi, suya

Zavallı bahriyelilerim atıyor,

hasretle işlediğim mavi elbiseleri,

İçimin direkleri

Gibi, suya

Sular, onu, yılların aşkımızı örttüğü gibi, örtüp unutuyor.

Gemim ümitleriyle, hatıralarıyle, bahriyelileriyle batıyor!.