BIST 10.151
DOLAR 32,25
EURO 34,78
ALTIN 2.407,83
HABER /  MEDYA

MHP ve BDP'yi çıldırtacak Türköne iddiası

Türkiye'nin 'bölünmemesi' en çok kimi rahatsız eder? Zaman yazarı Mümtazer Türköne'ye göre MHP ile BDP'yi...

Abone ol

Türkiye "Ya bölünmezse?.."
Bunun korkusunu yaşayanlar var... Korkanlar da MHP ile BDP... İddianın sahibi Zaman yazarı Mümtazer Türköne... Bu yorumu ile hem Devlet Bahçeli'yi hem BDP'lileri hayli kızdıracak.


Demokratikleşme Paketi açıklandığın 'Zafer anıtı' dikelim önerisiyle ortaya çıkan Mümtazer Türköne'ye MHP lideri Devlet Bahçeli salı günü grup toplantısında laf giydirmişti.

Bahçeli Türköne'nin bu önerisi için "Zafer anıtı dikemezler hatta işler ters gittiğinde soluğu okyanus ötesinde alırlar" demişti.

Bu sözün rövanşıdır mı bilinmez ama Mümtazer Türköne bugün MHP'lilerin can damarına basmış. Bahçeli ile birlikte MHP'yi "Türkiye bölünmezse" korkusu taşımakla itham etmiş.

TÜRKİYE BÖLÜNMEZSE MHP YOK OLUR

İşte Türköne'nin yazısındaki o bölüm;

"Bölünme tehlikesinin ortadan kalkması, eşit oranda MHP’yi ve BDP’yi rahatsız eder. “Neden?” sorusunun cevabı çok basit:
Çünkü varoluş gerekçeleri ortadan kalkar.

Yaşayan bir siyasî organizmanın konjonktürel çıkarlarına veya toplumsal tabanına yönelik bir hesap-kitap işi değil bu; bölünme sorunu doğrudan varlık ile yokluk arasındaki sınırı çizen bir ölüm-kalım meselesi onlar için.

“Kürt ulusu yaratmak” ve “yaratılan ulusun devletini kurmak” hedefini kaybeden bir BDP, ancak bir Türkiye partisi olarak yaşamını sürdürebilir. “Devletin ve milletin bekçiliği” rolünün bir gereği ve anlamı kalmadığı zaman MHP’nin varlığını devam ettirebilmesi için daha da köklü bir dönüşüm geçirmesi lâzım.

MHP HALA ULUS DEVLET HAYALİNDE

"Cumhuriyeti kuranlar, devletin birliğinin ve bekasının ancak, bu ülkede yaşayan insanları tektip bir millet haline getirmekle sağlanacağına inanmışlardı. Bu inanç ortaya sert, sıkı ve merkeziyetçi bir ulus devlet modeli çıkarttı. Bu model farklılıkları demir bir cendere içinde öğüttü ve birbirine benzetmeye çalıştı. Sonunda iflas etti. Hâlâ ulus-devlet milliyetçiliğinin puslu penceresinden dünyaya bakan MHP, bu modelin devletin birliğini sağlamak için hâlâ vazgeçilmez ve geçerli olduğunu düşünüyor.

MHP liderinin “Andımız”a sahip çıkması, andımızın içerdiği “herkesin Türk olduğu veya olması gerektiği” varsayımının temsil ettiği ulus-devlet modeline bağlılığının sürdüğü anlamına geliyor. Bahçeli’nin, devletin bekası konusundaki endişeleri haklı ve makul. Devleti tek parça halinde yaşatamazsanız, bu coğrafyada Kürt’üyle, Türk’üyle kurda kuşa yem olursunuz. Ancak artık çözüm herkesi tektipleştirmek değil; özgür bırakmaktan geçiyor. Dün tektip bir toplum inşa etmeye girilen devlet, bugün ancak çoğulcu bir toplumun rızasına dayanarak varlığını sürdürebilir. Bizler Karaman Beyliği’nin değil Koca Osmanlı’nın vârisleriyiz.

BDP KÜRDİSTAN HAYALİNİ ARTIK SATAMAZ

BDP’ye gelince... Devletin Kürt çocuklarına her gün “Türk’üm” dedirtmekten ve zorla varlarını-yoklarını “Türk varlığına armağan” ettirmekten vazgeçmesi, Kürt andını okutabilmek için bağımsız bir devlet kurma mecburiyetini ortadan kaldırıyor. Bu devletin çatısı altında “Kürt olarak ve Kürt kalarak” yaşamak mümkünse, koskoca Türkiye’den vazgeçip Güneydoğu’ya sıkışmanın ne âlemi var? “Bu ülkede her şey olabilirsin ama Kürt olamazsın” lafı artık edilmeyecek. “Ben de küstüm, kendi devletimi kuracağım” demek için makul bir gerekçe de yok. “Bağımsız Kürdistan” idealini nasıl yaşatacak, bu ideal uğruna kaç kişiyi peşinize takabileceksiniz?