BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  DÜNYA

MHP ve BDP’ye teşekkür etti

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Gezi Parkı olaylarıyla ilgili, "MHP’nin olayın başından bu yana tutumunu takdir ediyor ve kendilerine teş...

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Gezi Parkı olaylarıyla ilgili, "MHP’nin olayın başından bu yana tutumunu takdir ediyor ve kendilerine teşekkür ediyoruz. BDP’nin olayın ilk anından itibaren takındığı tavrı takdir ediyor ve kendilerine teşekkür ediyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşen Başbakan Vekili ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, görüşmenin ardından Taksim Gezi Parkı olaylarına ilişkin Yeni Başbakanlık Binası’nda basın toplantısı düzenledi. 2 gündür şiddet ve vandallık içeren gösterilerin ivme kaybetmeye başladığını belirten Arınç, "Şiddet içermeyen, demokratik bir tepki olarak ortaya konan gösterileri saygı ve sağduyu çerçevesinde takip ettiğimizi söylemek isterim. Devletimiz, hükümetimiz, ilgili tüm birimlerimiz gelişmelere bütünüyle hakim durumdadır. Güvenlik ve istihbarat birimlerimiz bir yandan mevcut gösterilerin şiddet boyutunu engellemek için özveriyle çalışırken, bir yandan da provokasyonları önlemek için hassasiyetle mücadele etmektedir. Polisimizin gösterin ilk zamanlarında ortaya koyduğu aşırı tedbir, haklı olarak tepki toplamıştır, bununla ilgili incelemeler idari yoldan başlatılmıştır. Ancak son 5 gündür polisin tavrı, büyük fedakarlık içinde, vakar ve sağduyu içinde bu milletin bir evladı olarak, bu milletin kendi evlatlarına karşı son derece hassas konumdadır. Göstericiler arasındaki illegal örgütlerin kışkırtma ve şiddet eylemlerine karşı polisimiz, yasalar çerçevesinde üzerine düşen bir hakkı yerine getirmiş ve bundan sonra da yerine getirmeye devam getirecektir" şeklinde konuştu.

"BU ÜLKEYİ BİRLİKTE KURDUK"
"Bu ülkeyi 29 Ekim 1923’te hepimiz beraber kurduk" diyen Arınç, "76 milyon ferdimizin her biri bu büyük cumhuriyetin sahibidir. 90 yıl boyunca bu Cumhuriyet, milletimizin istisnasız her ferdinin emekleriyle, alın teriyle, çabalarıyla büyüdü, yüceldi ve bugünler ulaştı. Kuşkusuz dünya üzerindeki tüm toplumlarda olduğu gibi bizim toplumumuzda ciddi da farklılıklar vardır. Ancak Meclisimiz bütün bu farklılıkları gözeterek açılmış, cumhuriyetimiz bu farklılıkları kaynaştırmak suretiyle kurulmuş, Türkiye bugünleri farklılıklarını zenginlik olarak değerlendirmek yoluyla bulmuştur. Türkiye’nin en büyük zenginliği, farklılıkları hoşgörü içerisinde bir arada tutuyor olmasındadır. Türkiye’yi 90 yıl içerisinde bu seviyeye ulaştıran bu hoşgörüdür, birlikte yaşama kültürüdür. Gerek partimiz olarak, gerek hükümetimiz olarak kurulduğumuz andan itibaren farklılıkların hepsine saygı duyduk, toplumun bütün kesimlerine eşit mesafede durduk" ifadelerini kullandı.

"BİZE OY VERMEYENLERİN TALEPLERİNE AÇIĞI DUYARLIYIZ"
Yaşam tarzlarının AK Parti hükümeti için son derece değerli, önemli ve hassas olduğunu vurgulayan Arınç, "Yaşam tarzlarımız nedeniyle ağır baskılar yaşamış bir kadro olarak kendi yaşadıklarımızı başkalarına yaşatmamak için büyük bir duyarlılık içinde olduk. Biz empati kurmak suretiyle bize oy vermeyen arkadaşlarımızı her zaman anlamaya çalıştık. Kendi yaşam tarzlarımızı, kendi hassasiyetlerimizi öne çıkarmak yerine ortak noktalarda buluşmayı, ortak yolu bulmayı her zaman öncelikli vazifemiz olarak gördük. Toplumla inatlaşacak bir anlayışın içerisinde olmadık ve olamayız. Herkes bizi takdir etmek zorunda değil ancak biz bizi takdir etmeyenlerin de görüşlerine açığız. Herkes bize oy vermek zorunda değil ama biz bize oy vermeyenlerin de talep ve beklentilerine duyarlıyız" dedi.

"300’ÜN ÜZERİNDE VATAN EVLADI YARALANMIŞTIR"
Taksim’de bir yanlış bilgilendirme olsa da vatandaşların meşru, haklı ve makul tepkilerini ortaya koyduğunu belirten Arınç, "Buna saygılıyız" dedi. Gezi Parkı’nda şehri sahiplenme ve çevre duyarlılığıyla başlayan gösterilerin bugün çok farklı boyutlara ulaştığına dikkat çeken Arınç, "Meşru tepkilerini ortaya koyan vatandaşlarımıza özellikle sesleniyorum. Vatandaşlarımızın masum, demokratik tepkileri marjinal, illegal bazı gruplar tarafından kullanılmakta ve insanımıza, şehirlerimize özellikle de Türkiye ekonomisine, Türkiye’nin uluslararası itibarına zarar verir hale gelmektedir. Şu ana kadar 244’ü polis, 64’ü gösterici olmak üzere 300’ün üzerine vatan evladı yaralanmıştır" diye konuştu.
"Yaralıları sayarken bugün duyduğumuz haber bizi fevkalade üzmüştür" diyen Arınç, Hatay’daki olaylar sırasında Abdullah Cömert isimli bir vatandaşın hayatını kaybettiğini anlatarak, ailesine, Hataylılara ve bütün millete başsağlığı dilediğini belirtti. Gösterileri bu noktaya getirenlerin bu işi sonunda bir ölümle sonlandıracağını bildiklerini vurgulayan Arınç, "Bunun için gerekli bütün hassasiyeti gösteriyor, ölüm olmaması için bütün dikkati topluyorduk ama maalesef istenmeyen bir olay oldu. Bunun üzerine yine sosyal medyada veya başka yollarla olayı büyütmek ya da olayın üzerine yeni provokasyonlar inşa etme gayretlerini seziyorum" ifadelerini kullandı.
Hatay Valiliği ve Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kendisine gönderilen bilgi notlarını okuyan Arınç, "Hayatını kaybeden Abdullah Cömert’in ilk yapılan otopsi işlemi neticesinde ateşli silahla ait giriş-çıkış deliği ve beyin dokusunda traje oluşturmuş herhangi bir lezyon bulunmadığı tespit edilmiştir. Yani bir ateşli silahla ölümüne yol açılmayan bir olay olduğu anlaşılmaktadır. Belki bir sert cisimle başı ezilmiş ve ölüme sebebiyet verilmiş olabilir. Ama Adli Tıp’ın incelemesi sonucu ortaya çıkacak. Olayla ilgili soruşturma devam etmektedir. Bir an önce sonuca ulaşmasını ve Abdullah Cömert kardeşimizin ölümüne yol açanlar varsa yargıya teslim edilmesini arzu ediyoruz" dedi.

"110 POLİS ARACI TAHRİP EDİLMİŞTİR"
110 polis aracı tahrip edildiğini ve 207 sivil araç yakıldığına dikkat çeken Arınç, "Karşıyaka başta olmak üzere Çiğli ilçe binalarına saldırılar yapılmıştı. Ambulanslar taşlanmaktadır. Sivil vatandaşlara karşı aşırı tepkiler gösterilmekte, insan hak ve özgürlükleri kısıtlanmaya çalışılmaktadır. Bir takım kamu binalarına karşı veya bir takım insanların kendi özel evlerine karşı aşırı tepkiler, haksız, gayri meşru, gayri kanuni bir takım olaylar meydana getirilmeye çalışılmaktadır" dedi.
Çevreci duyarlılığı istismar eden bazı grupların özellikle Ankara’da kaldırım taşlarını sökmek, kamu binalarına zarar vermek suretiyle ağır hasar meydana getirdiğini anlatan Arınç, esnafın bu olaylardan etkilendiğini ve bazı dükkanlara dışarıdan ve içeriden zararlar verildiğini vurguladı. Bu olaylardan Türkiye ekonomisinin, "altın yıl" yaşama iddiasında bulunan turizmin ağır yara aldığının altını çizen Arınç, "Uluslararası basının olağandışı ilgisi ve abartılı yayınları nedeniyle Türkiye’nin uluslararası güç ve itibarı da hedefe konulmuştur. Zarar gören ya da zarar görmesi muhtemel olan varlıklar, AK Parti’nin, hükümetin değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve vatandaşlarının varlıklarıdır. 90 yılda çok zor şartlar altında, herkesin emeğiyle, alın teriyle oluşturulan varlıkların bu şekilde heba edilmek istenmesi gerçekten acı vericidir. Çözüm sürecinde silahlar susmuşken, şiddet ortadan kalkmışken, ekonominin önünde sınırsız bir ufuk açılmışken kazanımlarımızın hedefe alınması oldukça düşündürücüdür" değerlendirmesinde bulundu.

"BDP VE MHP’Yİ TAKDİR EDİYORUZ"
"Biz herkesin hükümetiyiz" diyen Arınç, şöyle devam etti:
"Bugüne kadar sandıktan çıkan sonuçları doğru okumak için ne kadar büyük bir hassasiyet içinde olduysak, bu gösterileri de doğru okumak için o kadar büyük bir hassasiyetin içindeyiz. Biz kendimizi hesaba çekeriz ve çekiyoruz. Öz eleştirimizi yaparız. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye’ye, Türkiye ekonomisine, birlik ve dayanışmamıza yönelik tavır ve dayanışmalarda herkesin özellikle sakınmasını rica ediyoruz. Muhalefet partilerimizin aklıselimi öne çıkararak, yatıştırıcı tavır sergilemelerini arzu ediyoruz ve bunun gerçekleştiğini görmekten de mutluyuz. MHP’nin olayın başından bu yana tutumunu takdir ediyor ve kendilerine teşekkür ediyoruz. BDP’nin olayın ilk anından itibaren takındığı tavrı takdir ediyor ve kendilerine teşekkür ediyoruz. CHP’nin Sayın Genel Başkanı’nın kamu malına zarar verilmesini tasvip etmediğini, bu olayların içerisinde parti olarak değil bireysel olarak bulunduğu ve Taksim’e bu amaçla gittiğine ilişkin cümlelerine teşekkür ederiz. Ama maalesef üzüntüyle görüyoruz ki Türkiye’de yaşanan pek çok olayda CHP’li milletvekillerinin, il ve ilçe teşkilatlarının hem kışkırtıcı hem de olayların bizzat içerisinde olmak gibi bir konumları vardır. Sayın Kılıçdaroğlu’nun dün Sayın Cumhurbaşkanımızla yaptığı toplantı ve takındığı tavır itibariyle güçlü bir genel başkan olarak, olayların vardığı bu boyutu hiçbir şekilde tasvip etmediğini, tüm teşkilatlarıyla ve birimleriyle olayların vardığı bu noktada hiçbir zaman bulunmayacaklarını, olayların yatışması konusunda olumlu bir dil kullanacağını bekliyor ve ümit ediyoruz. Türkiye’nin ana muhalefet partisi böylesine zor durumlarda mutlaka kendisine düşen görevi fazlasıyla yapacaktır."

VATANDAŞLARA VE STK’LARA ÇAĞRI
Bugüne kadar gösterileri sabırla izleyen vatandaşlardan sabır ve sağduyu beklediklerini vurgulayan Arınç, "Anne babalardan çocuklarının bu kaotik ortama itmek isteyenlere karşı liseleriyle, ilköğretim okullarıyla, üniversite gençliğimizi bu kaotik ortamın birer aktörü haline getirmek isteyenlere karşı, rektörlerimizden, sağduyu, ilgi ve fedakarlık bekliyoruz" dedi.
STK’ların gerginliği düşürecek bir tavır içinde olmalarını rica eden Arınç, "KESK ve DİSK gibi güçlü sendikalarımızın bu olaylar karşısındaki tutumlarının Türkiye’nin iç barışını ve toplumsal barışını bozmayacak durumda olacağını tahmin ediyorum. İllegal örgütlerin ekmeğine yağ sürecek ve ateşi büyütecek davranışlarından kaçınmalarını kendilerinden rica ediyorum. Türkiye bütün senaryoları boşa çıkartacak güce sahiptir. Şu anda her şey devletimizin kontrolü altındadır. Vatandaşlarımızın sağduyu ve sabrıyla huzur ve güven ortamı tesis edilmiş olacaktır. Haklı taleplerini, tepkilerini ifade eden vatandaşlarımıza tekrar teşekkür ediyorum. Gelişmeleri tam bir sabır ve metanet içinde, aklıselimle takip eden vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Özveriyle çalışan ve günlerdir belki uykusuz, yorgun ama görevinin başında bulunan güvenlik güçlerimize teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.
(İHA)